Ay Yapım’ın heyecanla beklenen yeni dizisi ‘Çarpışma’, Show TV’de başlıyor.
Başrollerini; Kıvanç Tatlıtuğ, Elçin Sangu, Onur Saylak, Alperen Duymaz, Melisa Aslı Pamuk’un paylaştığı ‘Çarpışma’, dört arabanın birbiriyle çarpışmasıyla kesişen hayatları konu alıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ’un ‘Kadir’, Elçin Sangu’nun ‘Zeynep’, Onur Saylak’ın ‘Veli Cevher’, Alperen Duymaz’ın ‘Kerem’, Melisa Aslı Pamuk’un ‘Cemre’karakterlerini canlandırdıkları ‘Çarpışma’nın yönetmenliğini Uluç Bayraktar yapıyor, senaryosunu Ali Aydın kaleme alıyor.
‘Çarpışma’, 22 Kasım Perşembe akşamı saat 20.00’de ilk bölümü ile Show TV’de!
KADİR ADALI (KIVANÇ TATLITUĞ)
İstanbul Organize Şube’de başkomiserdir. Evlidir, bir kızı vardır. İşkolik biridir, herkes onun bir gün emniyet müdürü olacağını bilmektedir. Sarıyer Sporun amigosudur, tribünde platformun üzerine çıktığı an mutludur. Tribünündekileri ve mahallesindekileri sahiplenir. Kardeşi, ağabeyi ya da bir ailesi olmadığı için sevdiklerine ağabeylik, kardeşlik yapar. Kaderini değiştiren, yaşadığı acı olay olacaktır.
ZEYNEP TUNÇ (ELÇİN SANGU)
Banka müdiresidir. Rakamlarla nasıl başa çıkacağını bilse de hayatla başa çıkabilme yetenekleri sınırlıdır. Zeynep’in içindeki en baskın duygu korkudur. Eve girdiğinde ilk iş olarak kapıyı kilitler, arabaya bindiğinde hemen merkezi kilit düğmesine basar. Bu alışkanlıkların çoğu yetimhaneden gelmektedir. Elindekileri kaybetme korkusu vardır. Kızı haricindeki her şeye, tehlike unsuru olarak yaklaşır. Eşi Galip’le olan evliliği bitme noktasındadır, ancak Zeynep yalnızlıktan korkmaktadır.
VELİ CEVHER (ONUR SAYLAK)
Karanlık dünyanın büyük işler çeviren bir aktörüdür. Kimse izini bulamaz, hiçbir kameraya görüntü vermez, dinlemelere takılma ihtimaline karşın sürekli hat değiştirir. Herkese ve her şeye karşı büyük bir güven sorunu vardır. Acımasız ve merhametsiz biridir. Çarpışmanın kilit noktasındaki isimdir.
CEMRE GÜR (MELİSA ASLI PAMUK)
Adını bilmediği, anlamlandıramadığı bir duygunun yokluğundan muzdariptir. Bu duygu sevgidir. Sevginin sıcaklığını aramaktadır. Sevgilisi Demir’de bulduğunu düşünmüş fakat yanılmıştır. Ona aşık değildir ve bu ilişkiyi sürdürmemesi gerektiğini kendine itiraf edememektedir. Rol yapmaktadır ve bu durum onu fazlasıyla hırpalamaktadır. Sevgi yoksunluğunun nedeni ise annesizliktir. Hayatındaki en büyük boşluk budur. Sürekli bir kaçış halindedir. Amerika’ya gidip yüksek lisans yapmak istemesinin nedeni de budur.
KEREM KORKMAZ (ALPEREN DUYMAZ)
Babasını bıçakla yaralamaktan 5 yıl hapis yatmıştır. Onu hapisten çıkmaya motive eden yegâne şey, dışarıdaki sevgilisi Meral’dir. Evlenmek, çalışmak ve zamanı geldiğinde çoluk çocuğa karışmak gibi bir isteği vardır. 25 yaşında biri için fazla olgun gelen bu hayal onun aile yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. Kendine bir aile yaratmak ve özlemini duyduğu bütün duyguları bu ailede yaşamak istemektedir. Bu hayali gerçekleştirmiş Kadir ağabeyi onun hem mahalledeki, hem de tribündeki idolüdür. Hapishanede geçen süreçte Kerem, başta ailesine olmak üzere her şeye karşı olan inancını yitirmiştir. Bir şey hariç: Meral.
SELİM (MUSTAFA UĞURLU)
Çok tanınmış biridir. Çevresi bir hayli geniştir. Siyasiler, bürokratlar, iş insanları…
Avukat ve eski kulüp başkanı olması onun vitrindeki görünümüdür. Servetinin çoğunu danışmanlık adı altında, büyük isimlerin paralarını aklayarak kazanır. Bu paralar Selim’in elinden çıktığında, sütten çıkmış ak kaşık kadar temiz olur. Bu nedenle yer altında da saygı duyulan ve değer verilen bir adamdır. Bir nevi kara kutudur. Belayı ve şiddeti sevmez. Çok sakin, sabırlı ve soğukkanlı bir adamdır. Sesini çok nadir yükseltir. Cemre onun hayatının merkezidir. Karısını, Cemre çok küçükken kaybetmiştir. Belma ona ikinci baharı yaşatmaktadır.
BELMA (ROJDA DEMİRER)
Çok politik bir kadındır. Bu tavrı, kendinden 15 yaş büyük olan Selim Gür’le yaptığı evlilikten bellidir. Her adımını ‘Demir’le olan ilişkisi hariç’ titizlikle, tartarak atar. Belma’nın en büyük silahı kadınlığıdır. Çok şık giyinen biridir. Çok güçlü bir karizması vardır. Demir’e sırılsıklam aşıktır. Selim’le yaptığı mantık evliliğinde eksik olan aşkı ve tutkuyu Demir’le gidermektedir.
Köşeye sıkıştığında hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar gözü kara birine dönüşür.
MERAL (MERVE ÇAĞIRAN)
Güzel, alımlı ve hayata tutkuyla bağlı bir kadındır. Bu yüzden ölümden çok korkmaktadır.
İstediği hayatı kısa yoldan elde etmek için, Kerem içeriye girdikten sonra Yakup’un ilgisini geri çevirmemiştir. Ailesiyle ev diye yaşadığı dört duvar ona dar gelmektedir.
Meral güçlü ve zeki biridir. Yeri geldiğinde kadınlığını kullanmaktan da çekinmeyen biri. Hissettiği gerçek duyguları içinde yaşar. Kimseye sezdirmez.
DEMİR (HAKAN KURTAŞ)
Bütün eğitim hayatını derecelerle bitirmiş ve avukat olmuştur. Çok hırslıdır. Başarısızlığa tahammülü yoktur. Selim’in avukatlık şirketinin -ki bu şirket neredeyse Türkiye’nin en büyüğüdür- en önemli avukatlarından biridir. Bugüne kadar hiçbir davayı kaybetmemiştir. Azılı bir suçluyu, bir masuma dönüştürecek kadar işinde iyidir. Neredeyse bütün sosyal ilişkileri menfaat üzerine kuruludur. Hayatını özetleyen cümle ‘kazan kazan’dır. Selim Gür, onun idolüdür.
GALİP (İSMAİL DEMİRCİ)
Zaaflarının, alışkanlıklarının kurbanıdır. Her ne kadar tersi görünse de zayıf karakterli bir adamdır. Korkuya kapıldığında en sevdiklerini geride bırakacak kadar güvenilmez biridir. Dertlerinden kaçmakla kurtulacağını düşünmektedir. Düzenli bir hayat ona göre değildir. Hayatı savruk yaşamaktadır. Kumarı çok sevmektedir. Buz gibi ifadeye sahiptir. Bu ifade yüzünden olacak ki içindekileri gizleyebilmektedir. Hatalarının ve zaaflarının farkındadır. Kendini düzeltmek yerine hatalarına alışmayı, onlarla yaşamayı tercih eden biridir. Yaptığı bütün hataların sonunu getireceğini bilmektedir. Garip bir şekilde kendi sonunu kendi elleriyle getirmeye gönüllü gibi görünmektedir.
HAYDAR (ERKAN CAN)
Adanalıdır. Hislerini, düşüncelerini saklamaz. Taşkın ve deli dolu biridir. Çabuk sinirlenir, zaman zaman kalp kırsa da arkasından gönül almayı bilir.
Evli ve iki kız çocuğu sahibidir. Vazifesinde yükselmek gibi bir hırsı yoktur. Emrindeki memurları çok sever. Evlenecek olanların düğününe, çocuğu olanlar için hastanelere, derdi olanların derdine, kısacası herkese koşar. Bu yüzden herkes çok sever Haydar’ı.
Yemeğe zaafı vardır. İstanbul’da ne yenir ondan sorulur. Bu nedenle olacak ki kalbinde üç stentle dolaşmaktadır. Emrindeki memurlar arasında Kadir’in yeri başkadır. Çok sevmektedir onu. Oğlu gibi görmektedir.