‘Zuhal’ filmindeki rolüyle 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Nihal Yalçın’ın konuşmasını keserek, elindeki ödülü uzatması gündem olan ünlü sanatçı Tamer Karadağlı, Magazin Noteri’ne konuk olarak olayı anlattı.
Gazeteci Ali Eyüboğlu’nun yorumlarıyla katıldığı, Seher Kılıç’ın sunduğu Magazin Noteri’nin yotube canlı yayınına bağlanan Karadağlı, konuyla ilgili soruları cevaplandırarak olayın perde arkasını aktardı. İşte Ali Eyüboğlu’nun soruları ve Tamer Karadağlı’nın da yanıtları:
Ali Eyüboğlu: Neden Nihal Yalçın’ın sözünü kesip mimiklerinle ifade kullandın. Ona gıcık mı oluyorsun?
Tamer Karadağlı: Gıcık falan değilim. Tam tersine çok beğendiğim bir oyuncu. Ortak tanıdığımızla yıllar önce haber göndermiştim. Onun oyunculuğunu çok beğendiğim için. Çok başarılı bir oyuncu olarak görüyorum.
Ali Eyüboğlu: Oradaki olayı anlatır mısın? Sahnedeki tavırlarının alt metni neydi?
Tamer Karadağlı: Beni sahneye çağırdılar ödülü aldım, kendisinin gelmesini bekledim. Görüntülerde de var. Sahneye geldiği anda ödülü vermeye teşebbüs ediyorum. Ama bize hiç merhaba demeden bir anda arkasını dönüp konuşmaya başladı. Geriye çekildim ve dinlemeye başladım. Benim beklediğim şuydu; bütün Dünyada olduğu gibi ödülünü alıp teşekkür edip konuşmasını yapmasıydı. Müdahale edecek sunucular var ama kimse müdahale etmedi. Ben de arkada tuzluk gibi beklemeye başladım. Derdim gerçekten ödülle fotoğraf vermesiydi. Ödülle birlikte konuşmasını yapmasıydı. Siyasi kimliğini düşünerek hareket etmedim…
“Mimiklerimi gizleyemedim…”
Ali Eyüboğlu: Baştan ödülünü alması için uyarsaydın daha mı iyi olurdu? Geriye dönüp baktığında kendini eleştiriyor musun?
Tamer Karadağlı: Benimle göz kontağı bile kurmadı. Benim derdim zaten ödülünü verip alkışlayıp sahneden inmekti. Organizasyonda zaten ödülü verenler bir konuşma yapmıyor. Jüri üyeleri konuşma yapıyor. Benim şaşırdığım noktalar esprileriydi. “İnanmıyordum ödülü alacağıma demek ki rakiplerim çok kötüymüş”, “Seneye de erkek oyuncu dalında aday olmak istiyorum” deyince onlara şaşırdım. Oscar veya Emmy ödüllerine de baktığımızda ödülü alan kişi diğer adaylara da teşekkür eder, burada tam tersi bir şey oldu. Bu biraz tuhaf geldi. Mimiklerimi gizleyemedim.
Konuşmasını kesip girmek de istemedim. Boşluğunu bulup ödülünü verip geri çekildim. Onun üstüne “Kim verdi bu ödülü, sus mu dediniz?” dedi.
Ali Eyüboğlu: Bu durum konuşmasının uzun sürdüğü için sizin kestiğiniz yönünde tartışmalara sebep oldu. Ünlü isimlerden de çok fazla eleştiri geldi. Anladım ki, bu ülkede ünlülerden en çok nefret edenler yine ünlülerin kendisi. Ayşe Tolga’nın sosyal medyada paylaştığı tweet de “eril” ifadesi için, Ahmet Mümtaz Taylan ve Yaprak Özdemiroğlu’nun açıklamaları ile ilgili ne düşünüyorsun?
Tamer Karadağlı: Bu “kadın düşmanlığı” gibi ifadelerin kapak olduğunu kitabın içinin farklı olduğunu düşünüyorum. Ödülünü vermiş olmam beni kadın düşmanı mı yapıyor? Eski karıma mı şiddet uygulamışım? Kızıma, anneme mi düşmanlık yapmışım? Bunu anlayabilmek mümkün değil. İlk başta konuşmaların üzerinde durmadım. İki üç gün konuşulur biter diye düşündüm. Ama bu bir nefret söylemine doğru dönmeye başlayınca işin içine siyasi isimler de girmeye başladı. Sahip çıkan isimlere baktığımızda da başka soru işaretleri ortaya çıkmaya başlıyor.
Seher Kılıç: Öncesinde Nihal Yalçın’a ödül vereceğinizi biliyor muydunuz?
Tamer Karadağlı: Hayır bilmiyordum. Törenden yaklaşık 2 saat önce belli oldu. Niyetim ve talebim yoktu. Festivalden teklif gelince kabul ettim. Ben tekrar söylüyorum. Oraya kişinin siyasi kimliğini düşünerek gitmedim. Orası bir festival. Kendisi benim çok beğendiğim bir oyuncuydu.
Dün benimle dalga geçen bir video çekmişler. Daha önce yapım sorumlusu olarak birlikte çalıştığım Zeynep Ocak ile. Onu aradım. “Çok beğendiğim bir oyuncu. Ben politik bir taraftan bakmıyorum.” dedim. O da “Orası politik bir yer. Keşke 15 dk konuşsaydı. Biz bunun için uğraşıyoruz. Size olan tavır şimdiye kadar sizin sembolize ettiğiniz karakterler (Çocuklar Duymasın-Haluk, Göktürk Albay).Bunun üzerine Kürt kökenli bir oyuncuya ödülü siz verince bu yüzden tepki topladınız.” dedi.
Dünden beri kolektif biçimde bana, kızıma mesajlar gelmeye devam etti. Hanımefendiye Pervin Buldan, Canan Kaftancıoğlu sahip çıkıyor. Bu sefer de başka soru işaretleri ortaya çıkıyor. Kürt kökenli olmak başka ama ben PKK terör örgütüne karşıyım. Acaba kendisi PKK’ya terör örgütü diyebiliyor mu? Kendisi bir Youtube videosunda “Son bir tweet atacak olsam Selahattin Demirtaş’a özgürlük derim!” diyor. Selahattin Demirtaş ise “Biz Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceğiz!” diyor. Yani bu düşünceyi mi benimsiyor hanımefendi? Sormak gerekiyor. Kimse kusura bakmasın ben milliyetçi bir insanım. Bir grup beni koordineli bir şekilde itibarsızlaştırmaya çalışıyor kadın düşmanı olarak. Şaka mı yapıyorsunuz? Benim onurumla, şerefimle oynayacaksınız ben de boynumu eğip duracak mıyım? Ben Türk milliyetçisiyim. O zaman beni çağırmayacaktınız! Ben oraya siyasi bir iş için gitmedim. Ben oraya oyunculuğunu beğendiğim bir kişiye ödül vermeye gittim. Ahmet Mümtaz Taylan’ın dediği gibi ona herhalde Selahattin Demirtaş fısıldadı!
Seher Kılıç: Keşke bu ödül törenine katılmasaydım diye pişman oldunuz mu?
Tamer Karadağlı: Ben pişman olacak bir şey yapmadım ki. Hiçbir terbiyesizlikte bulunmadım. Diğer oyuncularla ilgili espri yapmasına takıldım. Ben ona şaşırdım. Oradaki tepkim bu. Ödülü verdikten sonra da alkışlamaya devam ettim.
Ali Eyüboğlu: Peki İstanbul Sözleşmesi yaşatır mı?
Tamer Karadağlı: İstanbul Sözleşmesi ile ilgili benden bir cevap almadan hakkımda konuşulması yanlış. Ben İstanbul Sözleşmesini destekliyorum. Zeynep Ocak festivalin politik bir arena olduğunu ifade etti. Demek ki ben farkında olmadan böyle bir işin içinde kalmışım. Kendimi kandırılmış hissediyorum!! Zaten karpuz gibi ikiye bölünmüş haldeyiz. Ona da yazık!
Seher Kılıç: Bir kez daha Nihal Yalçın’a ödül verme durumunuz olsa vermek ister misiniz?
Tamer Karadağlı: Hayır! Artık bir ödül törenine katılmak isteyeceğimi zannetmiyorum. Çünkü ben kurban gibi seçilip kullanıldığıma inanıyorum. Benim Sayın Cumhurbaşkanı ile olan fotoğrafımı paylaşıp “yalaka” diyorlar. O fotoğraf Cumhurbaşkanı’nın telif kanunu için sanatçılarla yaptığı toplantının fotoğrafı. Ben 19 yıldır, tekrarlarıyla halkın gönlüne dokunmuş bir karakteri sembolize ettiğim için neden eleştiri alıyorum. O zaman bu işi seven halka da laf edelim? Bu nasıl bir iş? Herkes Amerika’da ödül törenlerinde neler söyleniyor diyor. Ama burası Amerika değil. Burası değerleri olan bir ülke. Amerikalı bayrağını don yapıp giyer ama Türkiye’de bunu yapmayı bir denesene ne oluyor?
Seher Kılıç: Twitter’da TT oldunuz. Ne düşünüyorsunuz?
Tamer Karadağlı : Böyle bir şeyle TT olmak istemezdim. Bir oyuncu arkadaşımla böyle bir polemiğe girmek istemezdim. Bu durum beni üzen bir şey. Bu sebeple sanatçı arkadaşlarımın arkamdan düşündüklerini görmüş oldum. Ahmet Mümtaz Taylan çok beğendiğim bir oyuncuydu ben onunla ilgili iyi şeyler konuşurken onun benimle ilgili ne düşündüğünü öğrenmiş oldum.