TelevizyonGazetesi.com / Detay-Şu sıralar TRT1’de yayınlanan Kasaba Doktoru dizisinde ‘Dr.Ömer’ karakterine hayat veren oyuncu Deniz Can Aktaş, Hürriyet Gazetesi’nden Hakan Gence’ye röportaj verdi.
Ünlü oyuncu, Hakan Gence’nin, ‘Hep yakışıklı ve kadınlardan ilgi gören biri miydin?’ sorusunu şu şekilde yanıtladı; “Evet. Benim normalim buydu herhalde, o yüzden de bana ilginç gelmiyordu açıkçası. Herkes böyle sanıyordum. Evlilik teklifleri çok geliyor. Evlenmek çok büyük bir şey, o yüzden bana garip geliyor.”
Hiç çapkın olmadığını belirten oyuncu; “Sektör içinde de sakin ve düzgün olduğumu söyleyen çok kişi var. Kendimi normal hissediyorum. Konuşmaktan ziyade dinlemeyi sevenlerdenim” şeklinde konuştu.
Kasaba Doktoru dizisinde ‘Dr Ömer’ karakterini canlandıran Deniz Can Aktaş rolüne hazırlanırken ameliyat videoları izlediğini söyleyerek, “Ömer, asi ve adapte olmaya çalışan bir karakter. Ciddi çocukluk travmaları var. Doktor olma hikâyesi de babasını hastane koridorunda kaybetmesiyle başlıyor. Role hazırlanırken ameliyat videoları izledim. Çok garip ve insanüstü bir durumdu. Doktorlara saygım katlanarak arttı, inanılmaz zor bir meslek” şeklinde konuştu.
“Sektörde kendimi ayrıştırma mücadelesine girmiyorum. Sanırım bununla biraz farklılaşıyorum. Diğer türlü bir mücadele yorucu ve sıkıcı geliyor. Biraz daha akışında yaşıyorum” diyen oyuncunun beş yıl sonrası için en büyük hayali ise; Doğa belgeseli çekmek.
Bir süredir meslektaşı Haftsanur Sancaktutan ile birlikte olan oyuncu ilişkisi hakkında da samimi açıklamalarda bulunarak şunları söyledi; “Hafsa’yla bir dizinin çekimleri sırasında tanıştık.
Birçok iş yaptım; romantik sahneler çektim, çekiyoruz… Ama âşık olmuyorum. Ben tanıdıkça âşık olanlardanım. Hafsa’yla işimizde profesyonelliği bozmayalım diye dizi zamanı aşkımızı erteledik. Flörtümüz devam etti. Sevgimizi bakışlarımızla ifade ediyorduk. Kelimelere çok dökmüyorduk. Bu çok da eğlenceliydi aslında.
Dizi final yaptı ve ilişkimizi özgürce yaşamaya başladık. Çünkü aynı işteyken hangisi özel hayat, hangisi iş, ayırt edemiyorsun. Bu da hem özel hayatına hem işine zarar veriyor. Bu yüzden biraz daha kontrollü olmak istedik.
Evdeyken de beraber ezber yapıyoruz. Dizileri birlikte izliyoruz. İyi bir iş geldiğinde onları izliyor, yorumlarımızı yapıyoruz. Ama sürekli sanat konuştuğumuz bir ev değil bizimki.”