Avukat olmak istiyordu, bir arkadaşı sayesinde oyuncu olmaya karar verdi. Bir anda kendini tiyatronun büyülü dünyasında buldu. Ardından bir diziyle yıldızı parladı. Bu başarısının ödülünü de ‘Güldür Güldür Şov’a transfer olarak aldı.
Akşam’dan Sibel Ateş Yengin’in röportajı…
Bu ikinci röportajın. Heyecanlı mısın?
Ben her zaman heyecanlıyımdır.
Böyle heyecanlı olmak seni zora sokmuyor mu?
Zora sokmuyor aksine besliyor. Heyecanlanmadığım zaman kendime güvenimi kaybediyor, “Yapamayacağım galiba” diyorum, enerjim çekiliyor.
Genelde hep “yapamayacağım” duygusu ağır basar mı?
Yapamayacağım korkusu hep vardır bende. Hele şimdi Güldür Güldür Şov’da bu yapamayacağım duygusu daha da ağır basıyor. Her hafta başka bir şey yapmak zorundasınız. Hem tiyatro hem televizyon programı. İlk geldiğimde televizyona mı yoksa seyirciye mi oynayacağım diye bocaladım. Çıktığım ilk skeçte “burası bir tiyatro salonu, boş ver kameraları sen oyununa bak. Seyirciye oyna” dedim. Televizyona da çekim yaptığımızı tamamen unutuyorum. Hayat Sırları’nda oynadığımda kendi bölümlerimi muhakkak izlerdim. Şimdi seyirciden direkt reaksiyon aldığımız için televizyonu ve kendimi unutuyorum.
Bu heyecanını bastırmak için kendini iyi hissettirecek bir uğurun var mı?
Uğur bilekliklerim vardır ve hep yanımda taşırım. Çantamda hiç çıkarmam, nereye gidersem gideyim hep yanımda taşırım. Provaya, iş görüşmesine…