TelevizyonGazetesi.com / Detay – Ünlü oyuncu Berk Atan, Cumartesi akşamları TRT1 ekranında yayınlanan Gönül Dağı dizisindeki Taner karakteri ile son yılların en beğenilen genç oyuncularından birisi olarak öne çıkıyor.
Fiziksel görüntüsü nedeniyle görenlerin çok genç bir yaşta olduğunu düşündüğü Berk Atan, 1991 doğumlu ve 31 yaşında. Ancak birçok kişi oyuncuyu 20’li yaşlarda zannediyor. Bunun nedenini ailesinin genlerinden gelen bir özellik olarak açıklayan Berk Atan, ayrıca fit bir vücuda da sahip.
Ancak Gönül Dağı dizisi öncesinde ünlü oyuncu aslında daha kiloluydu. Taner karakteri önüne geldiği zaman, Anadolu’da yaşayan genç bir adamı kilolu haliyle canlandırmasının doğru olmayacağını düşünen oyuncu, tam 15 kilo verdiğini açıkladı.
Hürriyet’ten Hakan Gence ile röportaj yapan Berk Atan, kilo konusuna pek takılan bir isim değil, ancak rol gereği her türlü adımı atabileceğini de söyledi.
Gerekirse rolü için 50 kilo bile alabileceğinden bahseden Berk Atan, Gönül Dağı dizisindeki Taner’i de örnek göstererek, mesleğine olan inancını şu sözlerle ifade etti:
“Yakışıklılık, güzellik hayatın neresinde. İyi insan ol, mesleğini iyi yap. Yakışıklı olsan ne olacak? ‘Çok yakışıklısın’ hayatımda yoktu. Aynaya şu an bakamıyorum, birazcık kilo aldım da o yüzden…
Mesela, Gönül Dağı başlarken ben 15 kilo verdim. Bizim Gönül Dağı’nın ilk senesinin fotoğraflarına bak, bir köy çocuğunu oynuyorsun, o vücut formuna da girmek lazım. 15 kilo verdim. Ben bunu yapmaktan keyif alıyorum. Keşke bir şey olsa da ben 50 kilo alsam. Tipin, görselin benim için hiçbir önemi yok. Hayatımın hiçbir yerinde yok. Ayna karşısına geçip zaman geçirmiyorum.”
Berk Atan, Gönül Dağı dizisine damga vuran bir isim oldu. Bu proje ile birlikte hayran sayısı da katlanarak artan oyuncu, milyonlarca izleyicinin de aklına Taner rolü ile yazılmış oldu.
Ünlü oyuncu 3 yıl önce dizi başlarken 15 kilo vererek köy çocuğu formuna girdiğini ama şimdilerde biraz kilo aldığını ifade etti.
Hayattan çıkardığı en önemli dersin ne olduğu sorusunu da yanıtlayan Berk Atan, şunları anlattı:
“Hayat çalışanı seviyor, mücadele edeni seviyor. Çalışmak ve mücadele etmek, tabii ki hayatınla alakalı ne istiyorsan, içinde pırıltı ve bir şey de olması gerekiyor. Bu varsa, çalışıyorsan ve üstüne gidiyorsan, hayat sana bir noktada bunu veriyor. Hayat o şansı illa ki bir kere getiriyor.”