Televizyon Gazetesi
Dizi sektöründe işler her zaman planlandığı gibi gitmez.
Buna bu sezon bir kez daha şahit olduk.
Kenan İmirzalıoğlu’nun dizilerinin reyting getirdiği imajı Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisinin 6 bölümde dizi çöplüğüne atılmasıyla son bulmuştu.
Ancak dizi ile ilgili yapılan hazırlıklar ve ortaya konulan büyük iddia düşünüldüğünde sonuç gerçekten büyük bir hayal kırıklığıydı.
Şimdi benzer bir durum acaba Koruyucu dizisi için mi geçerli?
Biliyorsunuz, Çağatay Ulusoy uzun süredir Netflix’in ilk Türk dizisi olan The Protector yani Koruyucu dizisiyle meşgul olmaktaydı.
Dizinin ilk sezonu 10 bölümlük ve ilk sezonun çekimleri de tamamlandı.
Şimdi ikinci sezon için oyuncu arayışları ve hazırlıklar devam ediyor.
Milliyet Cadde yazarlarından Sina Koloğlu, bugünkü köşesinde Koruyucu dizisinin yapımcısı Alex Sutherland’ın dizi hakkındaki sözlerini köşesine taşıdı.
Sutherland’ın söylemine bakılır ise Koruyucu dizisi Türk dizi sektöründe büyük değişim yaşatacak.
Detayları Sina Koloğlu’nun yazısından aktaralım:
Arap gazetesi The Nation’un 20 Mayıs’ta internet sitesinde yayınlanan bir söyleşisinde okudum. Başlık, ‘The Protector Türk televizyonunda değişimi gerçekleştirecek.’ Türkiye’deki dizi sektörünün kendilerinden çok şey beklediğini belirten Sutherland, “Yüksek standartta bir iş bekliyorlar. Türkiye’de prodüksiyonda çığır açmayı ümit ediyoruz” diyor.
‘The Protector’un Türk dizi standartlarından çok farklı olduğunun da altı çizilirken, örnek uzun diziler gösteriliyor.
Yazıda şöyle deniyor: “Standart tarife, uzun ve zor işler, 100 bölüme denk geliyor. Netflix’in bu projesine baktığımızda hayli incelmiş bir iş var, ilk sezon 10 bölüm olarak düşünülüyor.”
Ayrıca, yaptıkları post prodüksiyon aşamasının yerli prodüksiyonlara göre daha basit ve verimli olduğunu, sektörün buna ayak uyduracağını düşündüğünü söylemiş Sutherland. Bizim sektör, bu diziyi çok merak ediyor Netflix cephesine göre…
Evet, gelişmeler bu şekilde.
Sizce de Koruyucu dizisine aşırı bir beklenti yaratılmıyor mu?
Zira benzerlerini daha önce gördüğümüz ve en son da Mehmed Bir Cihan Fatihi ile tecrübe ettiğimiz bu çok iddialı olma hali genelde başrol oyuncularına kaybettiriyor.
Çıtanın bu kadar yükseğe konulması en çok da Çağatay Ulusoy’a zarar vercektir.