– Canlandırdığınız Bahar, orijinal hikayedeki gibi hafıza sorunu yaşıyor…
Bahar’ın en keskin çizgisi, hafıza kaybı. Onun için müthiş bir karışıklık söz konusu. Bir tuhaflık olduğunu hissediyor ama adını koyamıyor. Etrafındaki insanlar, ailesi, onu korumak ve üzülmemesi için hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih ediyor. Hakan’la birlikte kendi hayatıyla ve gerçek aşkla yüzleşiyor.
– Sizin hayatınızda unutmak istediğiniz anılar var mı?
Hayır, yok. İyi ya da kötü tüm anılar bana ait, deneyim için buradayız. Yaşanmışlıklar sayesinde kendimizi oluşturuyoruz, bunlardan vazgeçmek istemem. Yaşadığım her an, bende bir şeylere sebep oldu ve hepsi çok kıymetli.
– Hikayeler değişse de erkeklerin aşık olduğu, peşinde koştuğu kız rollerinde izliyoruz sizi. Özel hayatınızda da durum hep böyle mi oldu?
Evet, öyle denk geliyor. Genelde senaryolarda tekrara düşülen bir şey bu, hep erkekler kızların peşinde koşmalı algısını sevmiyorum. Benim hayatım hep öyle değildi, iyi ki değil! Sıkıcı olurdu. Gerektiğinde ben de aşkımın peşine düştüm ve uğraştım. Zaten aşk, kaçma kovalama oyunu değil benim için. Seviyorsam ve bilmesi gerekiyorsa söylemekten çekinmedim hiç.