Ana sayfa Dizi İzle Esra, Mesut’la ilgili bilgi mi getirdi? Ünal’a ne anlatacak? Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 134. Bölüm

Esra, Mesut’la ilgili bilgi mi getirdi? Ünal’a ne anlatacak? Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 134. Bölüm

tarafından zk zk

Salı akşamları atv’de ekrana gelen Oktay Kaynarca’nın başrolünde oynadığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin 134. bölümündeki bir sahne dikkat çekti.

Esra, Ünal’a bir bilgi getirdi. İlyas’ın yeni kız arkadaşının yeğeninin ortalığı karıştırdığını söyleyen Esra’ya Ünal, bu kişinin kim olduğunu soruyor.

“Haşmek Façalı’nın oğlu Ferman” yanıtını alan Ünal, çok şaşırıyor. Zehra, Zeki Sivri ile Ferman’ın işbirliği yaptığını, Akif’in telefonundan kaydını aldığını ve ailesine götürüp verdiğini anlatıyor.

Kendisine aile içi bir mesele olduğunu söylediklerini aktaran Esra, “Ben bunları bir şey yapın diye anlatmadım” diyerek sadece Akif’in olayların içinden çıkarmak istediğini belirtiyor. Ancak Mesut Bey’in özellikle bu olayları Akif’in üstüne yıkmaya çalıştığını söylüyor.

Dikkat çeken bu sahnenin ayrıntılarını videodan izleyebilirsiniz…

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 134 .Bölüm Özeti:

İçlerindeki hainin kendi oğlu olduğunu öğrenen Haşmet Façalı, telafisi olmayan bir karar almak zorunda kalmıştır. Onurunu, yeğenin hayatından üste tutan Behzat da Ferman’a verilecek ceza konusunda ağabeyi ile aynı fikirdedir. Bu konuda söz hakkına sahip olmayan Ömür ise verilen kararın karşısında çaresiz kalır. Tek istediği yeğeninin kanının, sevdiğiyle arasına girmemesidir.

Alparslan, Ferman’ın ortaya atılmasının, Mesut’un kurduğu oyunun bir parçası olduğunun farkındadır ve bu oyunu bozmanın tek yolunun, oyunu kuranın ortadan kaldırılması olduğunun da… Bu yüzden Akif ve Zeki ile oyalanmak yerine Hızır’ın başlattığı işi bitirmeye karar verir ve asıl büyük düşmanı yok etmek için vakit kaybetmeden harekete geçer.

Mesut da oyununa maşası olarak kullandığı Zeki ve Akif üzerinden devam eder. Ferman’ın ölüm emrinden haberdar olan Zeki, hem Haşmet’in yarasına tuz basmak hem de biraz daha yara açmak için cezaevine gider. Bu ziyaret sonrasında, aynı koğuşta kader ortaklığı eden Hızır ve Haşmet’in hayatının ne denli tehlikede olduğu bir kez daha anlaşılacaktır.

Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur…
Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek sever…
Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir “baba”dır… Vefakar bir dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir…
Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır’ı yeraltı dünyasında da yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır… Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür… Bu Çakır’a en büyük olma teklifidir…