TelevizyonGazetesi.com /Detay – Show TV ekranında izleyicilerle buluşmakta olan Güldür Güldür Show programında Yeter karakteri ile izlediğimiz Doğa Rutkay,korona virüsü nedeniyle uzun süre sonra evde çocukları ile kalabilmenin keyfini sosyal medyadan paylaşmıştı.
Korona virüs nedeniyle yaşanan tedirginlik ve panik ortamında bu yaşadığım dönemin pozitif yanlarını da gözler önüne seren isimlerden birisi Doğa Rutkay…
Sosyal medyada sıklıkla paylaşılmaya başlanan İtalyan Psikolog Francielle Morelli’nin mesajını hesabından takipçilerinin bilgisine sunan Doğa Rutkay, bu yaşadığımız dönemin insana hatırlattığı gerçekleri takipçilerinin dikkatine sundu.
Rutkay, “Nasıl haklı? Nasıl da doğru?” diyerek de bu mesaja katıldığını vurguladı ve takipçilerine okumaları tavsiyesinde bulundu. İşte o yazı:
Psikolog Francielle Morelli;İnanıyorum ki evren, kuralları tepetaklak geldiğinde, bunları düzeltmenin bir yolunu bulur.
Birçok anomaliyi ve paradoksu yaşadığımız bu günler düşündürücü…
Küresel ısınmanın çevreye yarattığı zararların endişe verici boyutlara ulaştığı, Çin ve onu takip eden birçok ülkenin bloke olmak zorunda kaldığı bir dönemde, ekonomi yerle bir olurken hava kirliliği önemli oranda azalmakta; hava düzelmekte, maske kullanmak zorunda kalırken aslında daha temiz bir nefes almaktayız.
Dışlayıcı politikaların ve ideolojilerin, tarihimizdeki aşağılık bir dönemi anımsatarak tüm dünyada artmaya başladığı bu tarihi noktada, bir virüs gelir ve bizi dışlanan, tecrit edilen, sınırlarda bloke edilen ve hastalık taşıyan yapar. Hiçbir suçumuz olmasa da. Beyaz, batılı ve business class yolcusu olsak da.
Üretime ve tüketime dayalı bir toplumda, günde 14 saat ne olduğu belli olmayan bi
Çocuklarımızı büyütmeyi, öyle gerektiği için, başka kişilere, kurumlara devrettiğimiz bir dönemde virüs okulları kapatır, bizi alternatifler yaratmaya, anne ve babayı tekrar çocukları ile birlikteliğe zorlar. Tekrar aile olmaya mecbur bırakır.
İlişkilerin, iletişimin, sosyalleşmenin virtüel dünyanın sosyal medyasında gerçekleşerek, bizi yakın olduğumuza dair bir yanılsamaya ittiği bu dönemde virüs bizden gerçek yakınlığı çalar: kimse birbirine dokunamaz, öpemez, sarılamaz; birbirine uzak ve dokunamamanın soğukluğunda kalırız. Bunların anlamını ve önemini ne kadar göz ardı ettik?
Herkesin kendi bahçesini düşünmesinin kural olduğu bu dönemde virüs bize açık bir mesaj yollar: tek çıkış yolu aitlik duygusu, topluluk bilinci, başkasını düşünmek, kendinden daha büyük bir şeyi korumak ve onun tarafından korunmak. Paylaşılan sorumluluk, attığın adımın sadece kendi kaderini değil etrafındakilerinkini de belirlemesi; ve senin kaderinin de onlara bağlı olması.
Öyleyse cadı avını, kimin suçlu olduğunu, sebebini düşünmeyi bırakır, onun yerine kendimize bundan neler öğrenebileceğimizi sorarsak, öğrenecek ve yapacak çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.
Çünkü belli ki evrene ve onun kurallarına borcumuz çok ve bize bunu bir virüs bedelini ödeterek hatırlatıyor.