Çekimler ağustos ayında İstanbul’da yapıldı. Çok güzel ve keyifliydi. Ekipçe gülüp eğlendiğimiz anlarımız oldu. Diğer taraftan hikayenin yoğun bir duygusu var. Bazı günler sahnelerin vermiş olduğu duygu yoğunluğundan geceleri uyuyamadığım bile oldu. İzleyiciyi uzun süre unutamayacakları, çok güzel bir filmin beklediğini söyleyebilirim.
– Filmdeki karakterinizden bahseder misiniz?
Füsun, cumhuriyetçi, orta halli bir ailenin iki kızından küçüğü. Cana yakın, güzel huylu, akıllı, mükemmelliyetçi ve planlı biri. Ünivesitede sosyoloji öğrencisi. Hayattaki hedefi okulu dereceyle bitirmek. Daha doğrusu ailesinin beklentisi bu. Bir taraftan okuldan sonra imkanı olmayanlara İngilizce dersleri veriyor, diğer taraftan da harçlığı için kafede çalışıyor. Öyle meşgul bir öğrenci ki hiç sevgilisi olmamış. İlk aşkı Barış’la üniversitede tanışıyor. Füsun bu ilişkiyle kendini tanımaya ve anlamaya da başlıyor. İlk defa hayatını sorguluyor ve ailesine karşı gelecek gücü buluyor kendinde. O güne kadar yapmadığı her şeyi Barış’la yapıyor. Ama diğer taraftan yaşadığı yeni duyguları da onu korkutuyor.