Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Mehtap Bayri Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Mehtap Bayri Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Mehtap Bayri, 15 Mart 1977 tarihinde Mardin Nusaybin’de doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Mehtap Bayri
Doğum Tarihi: 15 Mart 1977
Doğum Yeri: Mardin- Nusaybin
Boyu: 1.63 m.
Kilosu:  56 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Açık Kahverengi
Instagram: https://www.instagram.com/mehtapbayri/

Ailesi:  Mardin Nusaybin’de doğdu, aslen Düzceli. Babası öğretmen olduğu için çocukluk yıllarında birçok şehirde yaşadı.

Çocukluk yılları: Liseyi İstanbul’da yatılı okulda okudu ve yatılı okumanın bir yanıyla çok zor, bir yanıyla da eğlenceli olduğunu düşünüyor. “Benim için çok da kolay bir süreç olmadı. Romantik yapımdan, hülyalı kafamdan falan da kaynaklı. Bir sürü kız çocuğu bir arada yaşıyorduk. Onlarla hala görüşüyor olmak çok güzel. Onların yerine koyabileceğim biri yok hayatımda çünkü onlar çocukluğuma, gençliğime şahit. Tabii yatılı okulda okumak enteresan bir deneyim, bazı taraflarıyla da acı verici. Mesela karanlık fobim yatılı okulda oluştu. Yıllar sonra yenebildim. Bir gün duşa girdim ve arkadaşlarıma ne olursa olsun eğer elektrik kesilirse geleceksiniz dedim. Ve ben duştayken elektrik kesildi. Kafeste kalmış kuş gibi kendimi çırıl çıplak, çığlık atarak  oradan oraya attım. İnanılmaz bir fobi. Sonra hemen üzerime bir şeyler bulup, hastanaye falan götürmüşlerdi. Konservatuvar okumak ise bilinçli yaptığım, tek tercihimdi. Oyuncu olmasaydım herhalde psikoloji okurdum. Temeli insan olduğu için. İyi ki tiyatro okumayı tercih etmişim. O anlamda çok şanslıyım.”

Eğitim hayatı: İstanbul Vefa Lisesi’nde yatılı olarak okudu. O dönemlerde tiyatroya ilgi duydu. Üniversiteyi kazanamayınca Düzce Şehir Tiyatrosu’na girdi. Daha sonra sınavları kazanarak girdiği Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Mezun olduktan sonra Gazi Mahallesi’nde iki yıl ilkokul öğretmenliği yaptı.

Hayatının dönüm noktası: ‘Deli Yürek’  ve ‘Ekmek Teknesi’ dizilerinin hayatındaki yeri ayrı. “Her iki proje de konusuyla, kadrosuyla, yapımıyla hafızalardaki tazeliğini koruyan güçlü işlerdi. Konservatuarda okurken kalıp hoca olmak istiyordum. Sonra Eskişehir’i terk edince bir bavul ve bir kediyle İstanbul’a geldim. Hiç kimseyi tanımıyordum. Zaten Eskişehir’de okumuşsun. Okul döneminde de o kadar kapalısın ki. Özel televizyonlar daha yeni yeniydi. Piyasadan tanıdığımız hiç kimse yoktu. Savaşçı bir ruhla geldim İstanbul’a. Dublaj yaparak harçlığımı çıkarttım. Sonra Erkan Petekkaya ile birlikte kamera şakası program yaptık. Kimse hatırlamaz, TGRT’deydi. Yani umarım kimse hatırlamaz. Bana çok zor gelmişti. Gidiyorsun insanlara şaka yapıyorsun, inanıyorlar sana. Sonra ‘çok özür dilerim şakaydı’ diyorsun. Bana zor gelmişti ama para kazanmak zorundaydım. Sonra Osman Sınav ile yollarımız kesişti. Sonra Deli Yürek dizisi geldi, şimdi baktığımda, bugün olan sosyal medya, o yıllarda olsaydı eğer çok daha farklı olurdu.  Çünkü ‘Deli Yürek’ dizisi hala insanların ezberinde olan bir iş. Aradan kaç yıl geçti, hala Anadolu’ya gittiğimde insanlar, ‘Deli Yürek’in kardeşi Nazlı’ diyorlar. ‘Ekmek Teknesi’ de öyle bir işti.”

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 1995 yılında ‘Fırtınalar’ dizisinde canlandırdığı ‘Kiraz’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Deli Yürek’ dizisinde canlandırdığı ‘Nazlı Miroğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Sempatik, enerjik, esprili, pozitif. “Hepimizin bir hikayesi ve yolculuğu var hayatta. Enerjisi yüksek ve coşkusu bol bir kadınım. Gülmeyi çok seviyorum, güldürebiliyorsam da ne mutlu bana. Hayatın renkli ve mizahlı yanında olmayı seviyorum. Hayat, bana hediyesini komedi dizileriyle sunuyor diyebilirim.”

Sosyal: Boş zamanlarında İstanbul’da keşfe çıkmayı seviyor. “Mesela Samatya’yı çok seviyorum. Bu şehri yürüyerek gezmeyi seviyorum. Kendimi bildim bileli yürüyorum. Özellikle Pazar sabahları çok erken saatte, insanlar Cumartesi gecesinin telaşını yaşamaya devam ediyorken yürümeye bayılıyorum. Her mevsim ama. Kışın da yürümeyi çok severim. Eskiden Beyoğlu hastasıydım. Galata’yı severim. Ondan sonra Prens Adaları, Anadolu Yakası Boğaz hattını çok seviyorum. Zaten uzunca bir sure Boğaz’da oturdum. Anadolu Hisarı’na ya da Kanlıca’ya giderken kayalarda pembe çiçekler açar, hep onlardan toplarım. Bisikletle dolaşmayı çok seviyorum.

Düşünce yapısı: Kendisini, bazen suskun bir göl, bazen çağlayan bir şelale gibi görüyor. “Ben olmaktan ve beni ben yapan değerlerden hiç vazgeçmeyen, yaşamayı seven biriyim. Tek başıma gezmekten, bir kafede oturup kahve içmekten, pazara gitmekten, mahallemdeki çiçekçi Hülya’yla sohbet etmekten hoşlanırım. Yani hayatın içinde ben olarak yaşamaktan mutlu olurum. Sivri karakterleri oynamayı seviyorum. Bu tarz karakterleri canlandırmak beni oyuncu olarak daha diri tutuyor.

Mutluluk kaynağı: Hayatında biriktirdiği dostları en büyük mutluluk kaynağı. “ Bu benim en büyük zenginliğim, insan. Nasıl her mevsimin kendine dair güzel ve zor yanları varsa, insan da öyledir aslında; bazen fırtınalı, bazen gökkuşağının tüm renkleriyle sarmalanmış tabiat gibi sıcacık dokunur ve ısıtır ruhumuzu. Çocukken nasıl masumduk. Bir insana baktığımda onun çocuk bakışlarını görmeye çalışırım. Onu 12 yaşındaki haliyle görüp severim. Empati kurmayı başardığımızda, karşımızdakini anlamaya çalıştığımızda zenginliğimiz artıyor. İyi ki var, dediğim dostlarıma arkadaşlarıma hayatımda oldukları için hep şükrederim. Onlar benim zenginliğim, onlar benim yaşama sevincim.”

İlk sinema filmi: Cem Akyoldaş/ Yalan

Aşka bakışı: “Benim için aşk, en önemli duygulardan biri. En başta gelen… Ama bu sadece bir erkeğe duyduğum aşk değil, doğaya duyduğum, hayvana duyduğum aşk. Her şeyi aşka yaptığımda coşkum, yaşama sevincim artıyor ve bütün doğayı, dünyayı sarmak sarmalamak istiyorum. Doğayı çok fazla seviyorum. Erkekleri de seviyorum.”

İş hayatına bakışı: Oyunculuğu rehabilitasyon alanı olarak görüyor. Konsantrasyonunu sağlayabildiği tek yer sahne. “Fazla hareketli ve enerjik bir yapıya sahibim. Enerjimi dengelemeyi ve yeterli kullanmayı öğrendim. Konsantrasyonumu sağlayabildiğim tek yer sahne. Sahnedeyken tamamen o andayım ve başka hiçbir şey düşünmüyorum. Sahnede olmak benim için müthiş bir meditasyon. Tiyatro er meydanıdır. Uzun süre geçtikten sonra Asuman Dabak’ın beni itmesi ile kendimi tekrar tiyatro sahnesinde bulduğumda heyecandan ölecektim. Tiyatroda seyircinin, bakışından, alkışından, kahkahasından beslenirsin. Kazanç kısmı ise hangi kurumda olduğunuza göre değişir. Ama genel olarak sadece tiyatro yaparak, hayatını rahatça sürdürebilmek çok da mümkün değil. Tiyatroda çok da müthiş paralar dönmüyor.”

Kariyer planı: Komedi oynamayı çok seviyor ancak dram oynayıp seyirciyi şaşırtmak da istiyor. “Çok kolay da değil aslında komedi oynamak, neşeli olmayı seviyorum, gülmeyi seviyorum. Ruhum da öyle aslında biraz. Projelerde hep öyle denk geldi. Bir seçim ve kariyer planı olmadı. Oyunculuğumda da yapmadım planlama. Sahnede olmayı seviyorum. Mesleğime aşığım. Başka bir meslek ne yapardım diye düşünmüyorum bile. Güzel roller geliyor. İki sahne bile olsa güzel bir şey sinema çünkü çöpe gitmeyen, elde kalan somut bir şey.  Seçim yaparken senaryoları okuyorum, karakter olarak kendimi onun içinde gördüğüm rolleri tercih ediyorum. Role kendimden bir şeyler katabiliyorsam ve karakter bana bir şeyler katabiliyorsa o zaman tamamdır benim için. İnsanlar beni genelde komedi dizilerinde gördükleri için ağır drama, aynı dizide iki farklı karakter gibi roller oynayıp, ters köşe yapmak isterim.”

Sosyal medya ile arası nasıl? Zamana ayak uydurmak için sosyal medyayı kullanmaya çalışıyor. Sosyal medya çok güçlü.  Ben de ucundan kıyısından kullanıyorum. Biraz daha mektup kadınıyım. Dokunmayı, dokunabilmeyi seviyorum. Bir insanla göz göze gelmeyi, bir teyzeye sarılabilmeyi seviyorum. Adı üstünde; sanal. Dokunamıyorum, dokunamıyorsun. Bu yüzyılda sanal dünya çok etkili ama sanırım ben hala tam anlamıyla oranın insanı olmadım.

Hobisi: Yazmayı seviyor ama yazdıklarını çok insanla da paylaşmıyor. “Yazdıklarımı kimi okuduğunda şiir diyor, kimi bir cümlen bile bir romanın özeti gibi diyor. Ben de duygularımın dışavurumu gibi tanımlıyorum. Yaşadığım, hissettiklerimin dışavurumu olarak tanımlıyorum. Bunlar bir gün çıkacak mı bilmiyorum. İstiyorum, planlarım arasında. Belki sil baştan, sıfır bir şey başlayacak; roman, hikaye gibi. Yapacağım inşallah. Zamanı gelince olacak. Bir kadının çığlığı gibi. Kadın hikayesi değil daha ziyade; aşktan vurgun yemiş bir çok kadının yaşadığı duygulara tercüman olacak bir şey diyebiliriz.”

En sevdiği yazarlar: Oğuz Atay hiç vazgeçemediği yazarlardan biri. “Edip Cansever’e bayılırım. Cemal Süreya’ya vurgunum. Jean Genet. Ahmet Sami mesela. Yusuf Atılgan. Hastayımdır. Hepsi dönüp dönüp, tekrar, yeniden tanıştığım yazarlar.

Evde ne yapar? Gündüzlerden ziyade daha çok gece insanı. Geceleri daha yaratıcı oluyor. “Ay insanıyım, gece yürüyüşlerini, gece okumalarını, gece yazmalarını daha çok severim. Şehir sustuğunda benim şarkım benim dansım başlar. Evde olmayı da severim, müthiş kahvaltı hazırlıyorum. Parti kadınıyımdır. Arkadaşlarımı eve toplamayı çok severim. İnsanları buluşturmayı, tanıştırmayı, kaynaştırmayı çok seviyorum. Benim için lezzetle, sohbet doğru orantılıdır.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

1994-  Fırtınalar / Kiraz

1996- Sır Kapısı

1997 -Şaban ile Şirin

1997 – Yasemince

1997 – Hiç Bana Sordun mu?

1998 – Şeytanın Gözyaşları / Hülya

1998/2002- Deli Yürek / Nazlı Miroğlu

2001 – Aşkına Eşkiya / Köylü Gelin  Kezban

2002/2005 – Ekmek Teknesi / Mehpare  Somuncu

2002 – Sır Kapısı

2004/2008- Büyük Buluşma / Meryem

2004 – Büyük Yalan / Şükran Vardarlı

2006 – Candan Öte / Figen Demir

2007- Sana Mecburum / Saadet

2007 – Hakkını Helal Et / Nuray

2007 – Zoraki Koca / Saadet

2008/2009- Dudaktan Kalbe / Afife

2008-Küçük Kadınlar / Mihrace

2009- Kız Kaçıran / Cevriye

2009/2011 -Geniş Aile /Müjgan Kayır

2010 /2011- Bitmeyen Şarkı / Perihan

2010 – Gönül Ferman Dinlemiyor / Ayten

2010 – Şen Yuva/ Mualla

2012- Evlerden Biri / Leman

2013 – Gönül Hırsızı

2014 – Analı Oğullu /Afet Fettan

2014/2016- Kertenkele / Tülin Bulut

2016/2017 – Hangimiz Sevmedik / Ayşen Akça

2017/2020-Kalk Gidelim / Sevda Dal

SİNEMA FİLMLERİ

1997 – Yalan / Gazeteci

1997- Yasemince (TV Filmi)

1999 – Beyaz Mantolu Adam

2000 – Filler ve Çimen / Haber Spikeri

2000 – Şarkıcı

2005- Gece 11:45 / Selma

2012 – Mevsim Çiçek Açtı / Esra

2015- Figüran / Pelin Şafak’ın Teyzesi

2014 – Gülcemal / Gülnaz

2014 – Oflu Hoca’nın Şifresi / Meryem

2015 – Olur İnşallah / Şerife

2015 – Uzaklarda Arama / Neriman

2016 – Oflu Hoca’nın Şifresi 2 / Meryem

2017 Her Şey Mümkün/ Nurhan

2017- Firardayız/ Hayriye

2018 – Milyonluk Kuş/ Sevda

2019- Hasbihal

TİYATRO OYUNLARI

2011- Benimle Delirir Misin? / Oyuncu