Meryem Uzerli, 12 Ağustos 1983 tarihinde Almanya’da doğmuştur. Türk- Alman dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Meryem Uzerli
Doğum Tarihi: 12 Ağustos 1983
Doğum Yeri: Almanya/ Kassel
Boyu: 1.73 m.
Kilosu: 58 kilo
Burcu: Aslan
Göz Rengi: Mavi
Saç Rengi: Açık Kahverengi
Annesi: Ursula Uzerli
Babası: Hüseyin Uzerli
Çocuğu: Lara Jemine, Lily Koi.
Kardeşleri: İki ağabeyi, bir ablası var.
Instagram: https://www.instagram.com/meryemuzerlimeryem/
Ailesi: Tam adı Meriem Sahra Uzerli, 4 çocuklu bir ailenin en küçük ve ikinci kızı olarak Almanya’da doğdu. İki ağabeyi ve bir ablası var. Babası Türk, annesi Alman, büyük büyükannesi Hırvatistan’lıdır. Ablası caz müzisyeni olan Canan Uzerli’dir. İki tane kız çocuğu var.
Çocukluk yılları: Odasından çıkmayan, kimseyle konuşmak istemeyen, çekingen ve içine kapanık bir çocuktu. “Teenage zamanlarımda çok utangaç, kimseyle konuşmayan bir kızdım. Kendi dünyamda yaşardım. Öyle kalabalık arkadaş grubum yoktu. Her zaman birkaç tane çok yakın arkadaşım oldu. Büyükada’da geçirdiği yaz tatillerini unutamam. Büyükada benim için çok özel bir yer, çünkü bir yaşımdan 15 yaşıma kadar her yaz orada ailecek zaman geçirirdik. Babamın arkadaşının oteli vardı ve her yaz en az üç hafta orada kalırdık. Yaz bittikten sonra Almanya’ya geri döndüğümde okul arkadaşlarıma sürekli bu anıları, şahane sabah kahvaltılarını, akşam adada yaptığımız mangal partilerini anlattığımı hatırlıyorum.”
Eğitim hayatı: Hamburg’da Schauspielstudio Frese’de oyunculuk ve tiyatro eğitimi aldı. Berlin başta olmak üzere Hamburg ve Kassel’in de içinde bulunduğu Almanya’nın önemli merkezlerinde tiyatrolarda oynadı, pek çok dizi ve filmde rol aldı.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2008 yılında Almanya’da ‘Inga Lindström’ dizisinde canlandırdığı ‘Britta’ rolüyle başladı.
Hangi proje ile parladı? Türkiye’de 2011 yılında ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde canlandırdığı ‘Hürrem Sultan’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Hassas, kırılgan, duygusal. “Çok melankoliğim. Evde oturup uzun uzun düşünürüm. Mesela çok ağladığım dönemlerim olmuştur. Ama hayatı her zaman Allah’tan bir hediye olarak görüyorum. Şükretmek beni pozitif bir yere taşıyor. Ama aynı zamanda neşeliyimdir de, insanları seviyorum, onları görünce mutlu oluyorum ve o neşe gerçekten içimden geliyor. Kırılgan taraflarım ise daha çok yalnızken ortaya çıkıyor.”
Düşünce yapısı: Almanya’yı evi olarak görüyor, yaşadıklarından, kötü de olsa pişmanlık duymuyor, her yaşananı tecrübe olarak değerlendiriyor. “Almanya benim evim. Arkadaşlarım, ailem. Bu şehrin sokaklarını avucumun içi gibi biliyorum, kendimi iyi hissediyorum. Burada ünlü değilim, herhangi biriyim. Star değilim. Bunun da rahatlığı var. Hayatta pişmanlıklarım yoktur. Ne kadar ağır dönemler geçirmiş olsam da yaşadıklarımın tümü beni bu noktaya getirdi. Verdiğim kötü kararların içinden bile iyi şeyler çıkarmayı bildim. Kendimden memnunum. “
Mutluluk kaynağı: Arkadaşlarının varlığı en büyük mutluluk kaynağı. “Arkadaşlarım benim ailem gibi. Çocukluğumuzdan beri arkadaş olduğumuz beş kişilik çok yakın bir grubumuz var ve bizim aramızda ne dedikodu vardır ne de yalan. Tamamen dürüst, net, sevgi dolu bir ilişki. Onlar için dünyayı yıkarım!”
İlk sinema filmi: Almanya’da rol aldığı ilk sinema filmi: Journey of No Return
Türkiye’de rol aldığı ilk sinema filmi: Annemin Yarası/ Ozan Açıktan
Aşka bakışı: “Aşk üzerine de çok düşünüyorum. Artık aşk benim için eskisi gibi inişler, çıkışlar demek değil. Tabii tutku önemli ama sakinlik de önemli. Erkekler konusunda çok hata yaptım evet. ‘Burada bir yanlışlık var’ diye hissedip yine de devam ettim. Aslında geçmişteki ilişkilerimde beni bu tip yanlışlıklara karşı uyandıran bir sürü an oldu ama onları duymazlıktan geldim. Sanırım o ilişkiye inanmak istedim. Bir gün aradığım aşkı bulacağıma inanıyorum, inanmazsam hayat devam etmez.”
Hayata bakışı: Kendisini ne Türk ne de Alman olarak nitelendiriyor. Hayatta en önemli şeyin ise mutluluk olduğu görüşünde “Ben sadece Meryem’im ve bir insanım. Kafamın içinde, düşüncelerimde veya insanlara bakışımda sınırlar yok. Benim evim dünya. Ve buraya bir astronot gibi tepeden bakıyorum. Dünyada her şeyin olabilir ama bu, sen mutlusun demek değil ki. Mutluluk benim yaşadıklarım da duygusal dünyamla ilgili. Kendimi düşüncelerimle mutsuz da edebilirim. Birincisi, benim çok güçlü bir beynim var, bazen derinlere iniyor, oradan çıkamıyorum. İkincisi, hepimiz çocukken travmalar yaşıyoruz ve içimizdeki o çocuk hiç ölmüyor. İçimdeki çocuk bazen hâlâ olgun Meryem’le kavga ediyor. Bir de tabii âşık olduğumda böyle oluyorum. Büyüyüp olgunlaştıkça ilişkileri yaşama şeklimiz değişiyor. Ne kadar tecrübe kazanırsan, sevgi o kadar derine iniyor. Yüzeysel ilişkiler yaşamıyorum. Gerçek sevgiyi yaşayınca da duygular en hassas noktalarına dokunuyor. Benim için anlık mutluluk var. Mesela karnım aç ve birazdan sipariş ettiğimiz yemek gelecek, o yüzden mutluluk hissediyorum. Ya da çocuklarım aklıma geliyor, mutlu oluyorum. Ama iyiyim ve bunun için şükrediyorum.”
İş hayatına bakışı: Dokuz yıl önce Türkiye’ye geldi ve neredeyse bir gecede ünlü oldu. Bu büyük değişimle başa çıkma yöntemi ise, elinden geldiğince hayatına normal şekilde devam etmeye çalışmak oldu. “Zaten oyunculuğa da bir anda başlamadım. Almanya’da 10 yıl tiyatro yapmıştım. Ama Türkiye’de bir anda tanınır olunca, İlişkilerini herkesin gözü önünde yaşamak zorunda kalıyorsun buna alışkın değildim. Birden özel hayatın hakkında yazıp konuşuyorlar. Bu, bana ve ilişkilerime iyi gelmedi. Üzerimde baskı yarattı. Onun dışında hakkımda çıkan haberlere üzülmedim çünkü bu dünyanın farkındayım. Savrulduğum zamanlar da oldu tabii ki. Bence hepimiz hayattayken birkaç kere ölüyor ve yeniden diriliyoruz. Ben de bu hayatta çok öldüm, yeniden doğdum. Yerlerin dibine kadar indim. Mesela geçen yıl kendi hayatımla ilgili ters giden bir şeyler oldu. Yatağın üzerinde oturup, ağlayıp çok dua ettim ‘Allahım insan olmak ne kadar zor’ diye. Popüler olmak benim için hiç önemli değil, bir gün öleceğimi biliyorum, kendimi nasıl ciddiye alabilirim ki? Bu, çok dengesiz ve yalan bir dünya. İnsanlar seni tanıyor ama aslında gerçek anlamda tanımıyorlar. Popülarite bir günde gelir, bir günde gider. Ben insanları ve işimi çok seviyorum, oynadığım karakterlere en iyi şekilde ruh vermek istiyorum o kadar.”
Tükenmişlik sendromu yaşadığı dönem: ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde ‘tükenmişlik sendromu’ yaşadığı gerekçesiyle ayrılması o dönem medyanın gündemine oturmuştu. Kendisi yaşadıklarını şu şekilde değerlendiriyor; “İnsan duygusal ve fiziksel anlamda tükenirse sebebi sadece bir tek şey olamaz. Duygusalız; inişlerimiz, çıkışlarımız oluyor. Yıllar içinde kendimizi dinlemeyip uzun süre robot gibi yaşarsak ve bir sürü şey birikip aynı anda üzerimize gelirse patlıyor, tükeniyoruz. Bana ‘Türkiye’ye geldi, ünlü oldu, para kazandı ama sonra bir anda gitti’ diye tepki gösteren insanlar da oldu. Onların düşüncelerini o kadar iyi anlıyorum ki yargılamıyorum. Dışarıdaki görüntü bu. Ama insanı dışına bakarak yargılamayın, içinde neler oluyor bilmiyorsunuz. Ben sadece bir insanım. Fırtınasız, inişleri çıkışları olmadan, hayatı süper yaşayan kim var? Tanımıyorum. Ben de hiç ‘Mükemmelim ve hayatta hata yapmayacağım’ demedim.”
Kariyer planı: Venedik, Cannes gibi önemli film festivallerine katılıyor, kariyeri için bu festivalleri önemli görüyor. “Oyunculuğa başladığım an festivallere gitmeye başladım. Çünkü oraya farklı kültürlerden oyuncular, yapımcılar, yönetmenler geliyor, sohbet ediyorsunuz, yollarınız kesişiyor. Mesela festivalde bir oyuncuyla tanışmıştım. Onunla tiyatro yaptık. Ondan sonra ‘Muhteşem Yüzyıl’ için deneme çekimi istendi ve ‘Hürrem’ oldum.* Ekrana bir süre ara verme nedenim ise ; Oynayacağım karakterin güçlü olmasını istiyorum. Mesela geçmişte oynadığım bir dizide karakter güçsüz yazılmıştı. İşte o zaman hastalanıyorum. Çünkü içimde var olan hayvan dışarıya çıksın istiyorum. O güç çıkmazsa insan depresif oluyor. Kariyer olarak,, kendi çizgimi seviyorum. Şu an toprağa yeni tohumlar ekiyorum. ‘Her şeyi yaşadım’ diyemem, bu işin bir sonu yok. Benim içimde bir ateş var ve beni o ateş yürütüyor.”
Kaygıları: Türkiye’de ve dünyadaki kadına bakış açısı… “Dünyada kadın olmak zor. Her gün, güçlü pozisyondaki bir adam bu gücünü bir kadına karşı kullanıyor. Bütün dünyada kadınlar aynı işi yapıp erkeklerden daha az kazanıyor. Mesela bana bir sinema filmi geldi. Erkek başrol benden 10 kat fazla alacaktı. Orada erkek oyuncu da tepki göstermeliydi ama göstermedi. Bu sefer, ‘Meryem çok para istedi’ diye haberler çıktı.”
Estetik yaptırdı mı? “Ameliyat olmadı sadece yüzüne ufak dokunuşlar yaptırdı. “Yüzüme dokunuşlar yaptırdım, botoks ve dolgu. Ama kabul ediyorum bir dönem ayarını kaçırdım. O dönem özgüvenim düşüktü. Sanatçıyım, hassasım; bana bir sanatçı göster ki bakış açısı dümdüz olsun!”
Erkekte çekicilik kriteri: Hayatındaki erkekle öncelikle arkadaş olabilmeyi istiyor. “Aşk konusunda her geçen gün yeni bir şey keşfediyorum ve bunu da yaptığım hatalara borçluyum. Ben bir hayat arkadaşım olsun istiyorum. Şunu anladım ki her şeyden önce bir ilişkide arkadaş olabilmek çok önemli. Kendini bilen, iç dünyasında huzurlu olan bir adam istiyorum.”
Evde ne yapar? Bir ayağı Türkiye, bir ayağı Berlin’de yaşıyor. “Berlin’de beşinci katta, bir apartman dairesinde yaşıyorum. Mutfakla birleşen büyük bir oturma odamız, kızımın ve benim yatak odalarımız, iki banyomuz var. Her sabah 7.15’te saatin alarmıyla uyanıyorum. Hemen hazırlanıp Lara’yı giydiriyorum. Birlikte kahvaltı yapıyoruz. Bisikletime atlıyorum, Lara’yı yuvaya götürüyorum. Oradan süpermarkete eksikleri tamamlıyorum. Eve dönüp temizlik yapıyorum. Çalışmadığım sürece yardımcım yok. Yorucu olsa bile ne kadar ‘normal ve basit’ yaşarsam o kadar mutlu oluyorum. Çamaşırları kendim yıkıyorum. Mutfağa girip akşam yemeği hazırlıyorum, Lara yuvadan geldiğinde biraz oynuyor; yemek yiyoruz. Akşamları televizyon izliyoruz.”
Nasıl bir anne? 6 yaşında ve henüz bebek olan iki kızı var. “Çocuk sahibi olunca ‘Hayat bir mucize’ lafının altına imza atacak hale geliyorsun. Gerçek sevgi, korku ne demek hepsini hissediyorsun. Hayattaki önem sıraların değişiyor. Çok sert bir anne değilim. Ama bazen ciddi olmam gerekiyor. Yoksa Lara evde bir klip açıp burnumun üzerinde dans edebilir! Hatalar yapıyorum ama en önemli şeyin ona sevgi ve güven vermek olduğuna inanıyorum. Büyük kızımı yalnız büyüttüm, Kader sana bir yol çiziyor ve ‘Durum bu’ diyor. İşte o noktada içinden büyük bir güç çıkıyor. Tabii ikinci bir ebeveyni olsun isterdim. Fakat diğer kişi, bizim hayatımızda olmak, sorumluluk almak istemedi. Lara sağlıklı, benim için en önemli şey hep buydu. Kızlarımı ruhsal anlamda alçak gönüllü, herkese saygı duyan, bu hayatı derin bir şekilde yaşayan, bu dünyada en önemli şeyin sevgi vermek, sevgi almak, mutlu olmak ve mutlu etmek olduğunu anlatarak yetiştirmek istiyor. Hayatın bu şekilde yaşanınca değerli olduğunu onlara öğretmek istiyorum.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2008 – Inga Lindström / Britta (Almanya)
2010- WALF: We All Love Football / Lena (Almanya)
2011- Ein Fall für zwei / Caroline Fröhlich (Almanya)
2011 Der Staatsanwalt / Mordswut (Almanya
2011- Notruf Hafenkante / Alles Lüge (Almanya)
2010 – Ein Fall für zwei / Ankel (Almanya)
2011/ 2013- Muhteşem Yüzyıl / Hürrem Sultan
2016- Gecenin Kraliçesi/ Selin Bulut
2016/2017 – Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz / Suzan
SİNEMA FİLMLERİ
2009 -Das total verrücktes Wochenende / Almanya (TV Filmi)
2009- Schulterblick /Sekretärin/ Almanya (Kısa Film)
2009- The Line / Anna / Almanya (Kısa Film)
2009 – Sterne über dem Eis / Öğrenci / Almanya (TV Filmi)
2010 – Journey of No Return / Hostes (Almanya)
2010- Lover’s Guide / Mara / Almanya (Kısa Film)
2010-Dönüşü Olmayan Yolculuk /Stewardess 2 / Almanya (Kısa Film)
2011- Jetzt aber Ballett / Sasha Kitano / Almanya (TV Filmi)
2012- Das ist ja das Leben selbst!/ Vorsprecherin
2016 – Annemin Yarası / Marija
2017 – Cingöz Recai / Göze
2017 – Öteki Taraf / Sara
2020- Kovan / Ayşe
ÖDÜLLERİ
2010 – 47. Altın Portakal Film Festivali / Jüri Özel Ödülü / Journey of No Return
2011- 24. Uluslararası Tüketici Zirvesi Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu / Muhteşem Yüzyıl
2011- Gümüş At Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2011- 2. AyakliGazete.com Yılın Televizyon Yıldızları/ En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2011 – 38. Altın Kelebek Ödülleri / Televizyon Yıldızları Özel Ödülü/ Muhteşem Yüzyıl
2011- 2011 TV Oscarları / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012 – İstanbul Kültür Üniversitesi / Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- 39. Altın Kelebek Ödülleri / Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012-Galatasaray Üniversitesi / En İyi Sinema-Dizi Kadın Oyuncusu/ Muhteşem Yüzyıl
2012-İstanbul Aydın Üniversitesi 8.İletişim Ödülleri /En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- İstanbul Yıldız Üniversitesi / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- Magazinci.com Onur Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- Magazin Gazeteciler Derneği / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- Radikal Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- Andy-Ar Ödülleri / Yılın Enler Kadın Oyuncusu/ Muhteşem Yüzyıl
2012 -Esenler Halkı 2012 En Başarılı İsimleri / Yılın En İyi Kadın Oyuncusu/ Muhteşem Yüzyıl
2012- GQ(grikü) Dergisi Yılın Erkekleri Özel Ödülü / Yılın Kadını/ Muhteşem Yüzyıl
2013-11. Yılın Yıldızları Ödül Töreni / 2012 Yılında En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncusu / Muhteşem Yüzyıl
2013- 20. İtü Emös Başarı Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2013 -2. Kristal Fare Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2013 – 4. AyakliGazete.com Yılın Televizyon Yıldızları / Dönem Dizisi En İyi Kadın Oyuncusu/ Muhteşem Yüzyıl
2013- 4. Antalya Televizyon Ödülleri / Dram Dizisi En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2013 -1. En LAÜ Ödülleri / En İyi Kadın Oyuncu/ Muhteşem Yüzyıl
2016- BIAF-Beirut Uluslararası Ödüller Festivali / En İyi Kadın Oyuncu / Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
2020- Cana Dorada Film Festivali / En İyi Uluslararası Kadın Oyuncu / Kovan
2020- Chelsea Film Festivali / En İyi Kadın Oyuncu/ Kovan