Harem olur da eşrafı olmaz mı? Sümbül Ağa’sı, Gül Ağa’sı, Daye Hatun’u, dünyanın en güzel kalfası Nigar Kalfa’sı, Afife Hatun’u ile 4 sene harika bir harem şürekâsı izledikten sonra gözler direkt ağalara kalfalara takılır tabi. Fatmagül’ün yengesi Mukaddes’in Fatmagül’den yediği kallavi bir tokatla zamanda kırılma yaşayıp kendini 17. Yüzyıl Osmanlı Sarayında buluvermesiyle meydana gelmiş gibi dolanan Cennet Hatun, dekoltesini düzeltiverip ağalardan biriyle ayaküstü işi pişirmesiyle olsun, Anastasia ile olan ve gittikçe komikleşeceğini düşündüğüm diyalog ve atışmalarıyla olsun, gayet eğlenceli bir renk, ses soluk olmuş hareme. Efsanevi bir karakter oyuncusu olan Nadir Sarıbacak’ın efsanevi canlandıracağına daha ilk bölümden ikna olduğum Bülbül Ağa ile karşılıklı sahnelerinde çok eğleneceğimiz garanti. Harem sayılmasa da saray eşrafından kara bacımız, Anastasia’yı Kos Adası’nda sırtladıktan sonra bir şekilde koruyup kollayan, ilk bölümden dilinin kesik olduğunu öğrenince bir hüzünlendiğimiz Gölge’nin aslında Perera Elsewhere adlı Britanyalı bir müzisyen olduğunu, pek de tatlı şarkıları olduğunu biliyor muydunuz? Müziği de karakteri gibi içe dokunan cinsten, bir bakın derim.
Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisindeki ünlü isimler muhteşemdi!
354
Önceki gönderi