Şimdi ‘Bir Mucize Olsun’dan çok daha vahim reytinglerle kendini gösteren bir başka benzeşme tatsızlığı daha var ekran gündeminde… Show TV’nin yeni dizisi, ‘Servet’! Peki, vicdan azabının telafisinden çıkış yapıp servet kaptırmama üstüne entrikalar geliştirilerek ilerlemeyi hedefleyen ‘Servet’ nasıl bir performansla çıktı izleyicinin karşısına?
Reyting sonuçlarına göre değerlendirirsek, durumun pek de parlak olmadığını görürüz. Zira 2.09 reytingle Total’de 25’inci sıradan başlangıcını yapan dizi, AB grubunda da 2.37 reytingle 15’inci olabildi ancak. Elbette ki, başarı değerlendirmemiz sadece reytinglerden ibaret değil. Bunun ötesinde yapımın sergilediği tablo da dikkate alınmalı. O halde bu yönüne de gelin birlikte bakalım ve ‘Servet, ilk bölümden tükendi mi’ diye sorgulayalım.
BENZEŞMELERLE ‘SERVET’ YARATMA HEVESİ Mİ?
‘Servet’ kavramını sorgulamayı, insanların kendileri için değerli olanın peşinden koşması gerektiği gerçeğini hatırlatmayı hedefleyerek hikâyesini ören ve hayatta karşılığı olan karakterler yaratma amacını güden bir yaklaşımla tanıtılan ‘Servet’ dizisinin gerçek performansını değerlendirmek için ilk yapmamız gereken, senaryonun nasıl bir yol haritası izlediğine bakmak olacak. O nedenle öykü mantığıyla farklı dizileri anımsatan içerikte bize sunulanları adım adım irdelemekte fayda görüyorum.
‘Bir varmış bir yokmuş diye başlar masallar’ diyerek açılışını yapan ve insanın nasıl servet sahibi olabileceği üstüne söylem geliştirip ‘Herkes kendi servetini arar bu hayatta’ felsefesinden öyküsüne geçen dizi, yine ve yeniden aile içi bir iş bitiricilikle baş başa bıraktı izleyicisini. Kuvözden çat diye çıkartılan ve kuvöz bebeğine hiç benzemeyen bir bebeğin kader kurbanlığına dayanarak yaratılan öykü, bebek ağlamasını hemşire öksürmesinden ayırt edemeyecek haldeki hemşirelerin gözü önünde bebek kaçıran Sevim Hemşire’nin işlediği büyük sevapla(!) Tufanbeyli Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kapısına dayanıverdi.
(analizin devamı için sonraki sayfa linkine tıklayınız)