TelevizyonGazetesi.com/Detay – Şimdilerde Mucize Doktor dizisindeki Nazlı karakteriyle ekranlarda yer alan Sinem Ünsal, Siyah Beyaz Aşk isimli dizide oynadığı Gülsüm rolünü unutamıyor. Birce Akalay ve İbrahim Çelikkol’un başrolünü oynadıkları ve 2017-2018 yılları arasında Kanal D ekranlarında yayınlanan Siyah Beyaz Aşk dizisi, Sinem Ünsal’ın aynı zamanda 2. dizisiydi.
17 bölüm yayınlanan Çoban Yıldızı isimli diziyle ekranlara adımını atan Sinem Ünsal, daha sonra Siyah Beyaz Aşk ile ekranlara gelmişti. Geçtiğimiz yıl yer aldığı Kızım dizisiyle iyice tanınan oyuncu, Mucize Doktor dizisinde oynadığı Nazlı ile gönülleri fethetti.
Başarılı oyuncu, Türsak Vakfı’nın Youtube kanalında Bora Talat Oyacı ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Pandemi sürecinde evinde karantinada bulunan pek çok ünlü isim gibi, o da katıldığı yayında hayranlarıyla buluştu. Pek çok soruya da yanıt veren Sinem Ünsal, özellikle Siyah Beyaz Aşk dizisinde oynadığı Gülsüm karakterini ayrı bir yere koyduğunu da bu söyleşi ile göstermiş oldu. Gülsüm’ün başlangıçta silik bir karakter olarak yer aldığı dizinin ilerleyen bölümlerde adım adım yaşadığı değişim, Sinem Ünsal’ı da çok etkilemiş.
Karakterin bambaşka bir yere evrilmesi, yaşadıklarıyla birlikte geçirdiği değişimler, izleyicinin de dikkatini çeken detaylar olmuştu. Sinem Ünsal, oyunculuğuyla bu değişimleri ekrandan izleyicilere geçirebildiğini Bora Oyacı’nın “Yürüyüşün bile değişti. Nasıl bir teknik vardı orada?” sözleriyle ilk kez duyduğunu ifade etti ve buna çok mutlu olduğunu ekledi.
Sinem Ünsal, dizide oynadığı dönemde karakterin adım adım değişimi ve bunun kendisine neler yaşattığını da şu sözlerle aktardı:
“Bence bir oyuncu için bulunmaz bir fırsat. Çünkü bazen bir işin içine giriyoruz ve sezonlarca oynuyoruz. Bu bir şans, bu bir aslında bu kadar kolay tükettiğimiz bir zamanda büyük bir şans ama insan bazen kendini körelmiş hissedebiliyor, kendini tekrarladığında bence. Gülsüm’de yaşadığım şey benim için o yüzden bulunmaz bir fırsattı. Çok yumuşak yumuşak bir değişim yaşadı üstelik ve bunu sadece duygu dünyasına değil, çıtır çıtır başına gelen şeylerle seyirci zaten gördü. Zaten öyle yazılıyordu ki sahneleri, evet bir değişim oldu ve büyük ölçekte fark ediliyordu.
Oyuncudaki değişimin de yansıması, bir stres unsuru. Bir taraftan da iç kaşıyıcı bir şey. Çok eğlenceli. Çünkü ilk bölümlerde ne olursa olsun karakter oturmuyor. Sonradan oturuyor, sonradan onu anlıyorsunuz, onun gibi davranmaya başlıyorsunuz. Bir anda daha da farklı bir şey olacak değişecek ve o değişim organik olmak zorunda. Bambaşka birini yaratamazsınız. İşte tüm bunları hem düşünmek hem çabalamak benim için hevesimi çok yükselten bir şeydi. Çok eğlenmiştim. “