Charlie Parsons’ın göz bebeği olan Survivor, bir yandan dünya televizyonlarındaki serüvenine başlamışken, bir diğer yandan da bu formatın şöhretinden nasiplenmek isteyen diğer TV projeleriyle karşı karşıya geliyordu. Hatta bunlardan bir tanesinde mevzu, hukuki zeminde hesaplaşılan bir mesele olmaya kadar varmıştı. Formatlara lisans sağlayıp küresel boyutta ticaretini üstlenen ve bu işin kompetanı sayılan Hollandalı Endemol şirketi, yakın bir zamanda (1997) yine bir reality show olan Big Brother’ı piyasaya sürmüştü. Daha evvelinde, 1996 yılında, bu şirket, Survivor’ın eski sürümü Survive!’ın yayın haklarını bir yıllığına satın almıştı. Amma ve lakin Endemol projeye müşteri bulamamış, Charlie Parsons da 12 ayın sonunda sözleşmenin bir kez daha uzatılmasını reddetmişti. Parsons’un iddiası şöyleydi; Big Brother ve Survive! arasında şüphe uyandıracak benzerlikler bulunmaktaydı ve Endemol, Survive!’ı kullanarak ‘kendi altın yumurtlayan tavuğunu’ üretmişti. Her ne kadar konu mahkemeye taşınsa da, jüri ortada herhangi bir intihal belirtisi olmadığına kanaat getirerek davayı düşürdü. Biri diğerinden çalıntı veya değil, burası yoruma açık. Ancak kesin olan bir şey var ki, reality şovları dönemi başlamıştı. İki format da izleyicinin dikkatini çekme hususunda birbirine benzeyen formüllerle çalışıyor ve başarıyı da bu sayede yakalıyordu.
Survivor’ı anlama klavuzu!
329
Önceki gönderi