Tolga Tekin, 19 Mart 1973 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Tolga Tekin
Doğum Tarihi: 19 Mart 1973
Doğum Yeri: Ankara
Boyu: 1.75 m.
Kilosu: 79 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Kardeşleri: Ablası var.
Instagram: https://www.instagram.com/tolgatekinnn
Ailesi: Ankara’da doğdu, büyüdü. Annesi Bulgar göçmeni, devlet memuru, babası ise Karslı ve bakanlık müsteşarıydı. Bir ablası var. “Muhteşem bir anne-babanın çocuğuyum. Babam maden mühendisi. Matematik dehasıdır. Enerji Bakanlığı’nda müsteşardı, Maden Yasası’nı çıkarttı. Ne zaman bir madenci ölse ya da göçük olsa bizim evde de hüzün yaşanır. Babam, madenler ve madencilerin durumunun Avrupa standartlarına gelebilmesi için çok uğraştı ama karşılığını alamadı. Çok erken yaşta kaybettik onu. Çok değerli bir insandı. Bir anda kalp krizi geçirdi ve gitti. Bunun etkisini de hayatım boyunca yaşadım. Bir anda hayatın zor taraflarıyla yüz yüze kaldım. Ben konservatuardaydım babamı kaybettiğimde. Bir yanda okul bitirme telaşı, bir yanda bu acı. Çok ağır bir dönemdi. Hala sevdiklerimi kaybetme korkusu yaşıyorum. Bu kaybetme korkusu beni hayata karşı biraz tedirgin ve hassas yapıyor. Biraz da alıngan ve duygusal. Babam vefat ettikten sonra annemin ve ablamın sorumluluğunu üstlenmeliydim. Ağır bir yüktü. Çok zor zamanlar geçirdik. Ama zaman her şeyin ilacı. “
Çocukluk yılları: Oyuncu olma hayali daha çocukken başladı, 4 yaşındayken aile toplantılarında masaya çıkarılıp Elvis Presley taklitleri yapardı. “Çocukken kendimi en iyi taklitlerle, seyrettiğim filmleri mahalle arkadaşlarıma oynayarak ifade ettim. Elbette beğenilmek, alkışlanmak da istedim. Ortaokul ve lisede tiyatro kolunun başkanıydım. Üniversiteye geldiğimde istediğim kesinlikle tiyatro idi. Annemim ve Babamın da gönlünü kırmadan matematiğimin iyi olmasına rağmen türkçe ve sosyal yapmayarak konservatuar sınavlarına girdim ve Hacettepe’yi kazandım.”
Eğitim hayatı: Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden mezun oldu. Devlet Tiyatroları’nın açtığı sınavı kazanarak, Adana Devlet Tiyatrosu’nda görevine başladı. 1996 ile 2004 yılları arasında Adana Devlet Tiyatrosu’nda görev yaptıktan sonra, Ankara Devlet Tiyatrosu’na tayin oldu. Halen, Ankara Devlet Tiyatrosu bünyesinde görev yapmaktadır.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, “Bizim Evin Halleri’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Paramparça’ dizisinde canlandırdığı ‘Özkan’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
İstanbul kariyeri nasıl başladı? Ankara’dan İstanbul’a geçişinde menajeri etkili oldu. Bir dizide sadece iki bölüm oynamak için geldiği İstanbul’daki kariyeri daha uzun ömürlü oldu. “‘Bizim Evin Halleri’ döneminde menajerim yoktu. Ankara’daki oyunlar devam ediyordu. O sırada ‘Kapalıçarşı’ adlı bir dizi çekilecek. Kayserili bir sucukçu rolü vardı. Beni görüşmeye çağırdılar. Ankara’da iki üç gün boyunca Kayseri şivesi çalıştım ve bu sucukçunun nasıl olacağını kafamda toparladım. İstanbul’a geldiğimde şimdiki menajerimle tanışmadan önce deneme çekimimi asistanı çekti. Çekim bittiğinde şu cümleyi duydum: ‘Ben sadece şok oldum ve başka hiçbir şey diyemiyorum.’ Ertesi gün Renda Güner’le tanıştım. Hayatında izlediği en iyi deneme çekimlerinden biri olduğunu söyledi. ‘Kapalıçarşı’ dizisinde sadece iki bölümlüğüne Sucukçu Mustafa’yı oynayacakken bir anda hikâyenin tamamında yer aldım. Ben bu şehre hâlâ alışamadım ve alışmam da çok zor. Ankara çocuğuyum öncelikle. Sessizliğe ve sisteme alışmışım. Dostluk, kadın-erkek ve bürokratik ilişkiler bile çok karmaşık İstanbul’da. Ben hâlâ çözemiyorum ve çözmekle de uğraşmıyorum. Çünkü alışık değilim buna. ‘Muhteşem Yüzyıl’dan çok şey öğrendim. ‘Kapalıçarşı’ deseniz ilk İstanbul dizim. Ortamı gördüm ve apayrı bir tecrübe edindim. ‘Çıplak Gerçek’de ise Ümit Ünal gibi çok iyi bir polisiye yönetmeni ve senaristten çok şey öğrendim. ‘Paramparça’ da çok güzel ve enteresan bir rol oynadım. Her çalıştığım işten mutlaka kazanımlarım oldu.”
Kişilik özellikleri: Saygılı, samimi, duygusal, hayattan ne istediğini biliyor. “Ben balık burcuyum ve bütün özelliklerini taşıyorum. Çok duygusalım ve bu yüzden bazen çocuksu yanlarıma yenik düşebiliyorum.”
Düşünce yapısı: 20 yılı aşkın bir süredir devlet tiyatrosu sanatçısı. Mezun olur olmaz hiç düşünmeden İstanbul’a gelip şu an belki de daha ünlü ve daha fazla kazanan bir aktör olabileceğini ancak hayattaki önceliklerinin farklı olduğunu belirtiyor. “Ben okuldan sonra hemen İstanbul’a gelmek yerine devlet tiyatrolarına girdim ve Adana’da sekiz yıl görev yaptım. Herkes yapmıyor bunu. Ankara Devlet Konservatuarı tarihin ilk konservatuarı. Ne kadar şanslıyım ki Prof. Dr. Cüneyt Gökçer, dört yıl boyunca bizim eğitmenimizdi. Zaten onun başında olduğu bir kurumdu. Tarihi boyunca Stanislavski tekniğinin en doğru ve disiplinli şekilde öğretildiği konservatuardır. İşte, Ankara farkı buradan geliyor. Geleneğimizde o disiplin ile oyunculuğa ve hayata karşı o bakış açısı yatıyor. Derse bir dakika bile geç gidemezdiniz konservatuarda. Hatta tam tersine yarım saat önce gidip ısınırdık. Okuldan çıkınca da hemen eve gidilmezdi. O gün neler yaptığımızı konuşurduk. Bütün bunların meyvelerini zaman geçtikçe topluyoruz. Biz, Cüneyt Gökçer, Çetin Tekindor, Levent Ülgen, Laçin Ceylan, Asuman Korad, Cem Emüler… Muazzam bir kadronun öğrencileriydik.”
Mutluluk kaynağı: ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Tuncer Kurtiz gibi usta oyuncu ile çalışmış olmak en büyük mutluluk kaynaklarından bir tanesi. “Sette hep yan yana idik. O hep anlatırdı, ben dinlerdim. ‘Her şeyin tadını çıkartarak, dozunda, dengeli yaşamalı’ derdi. Keşke daha uzun yaşasaydı usta. Ondan çok şey öğrendim, Tuncel Kurtiz gibi bir ustayla sette oturup sohbet etmek hayatımın en harika anlarıydı. “
İlk sinema filmi: Çağan Irmak/ Mustafa Hakkında Herşey
Aşka bakışı:”Aşk çok güzel ama çok zor. Aşkı yaratan birçok duygu var. Güven, inanç, ödün verme, paylaşma, sevgi, saygı ki saygı en önemlisi bence. Bunların hepsinin bir anda olması çok zor. Mutlaka eksiklikler oluyor. Tamamlamak zor. İşte bu yüzden çok zor. Aşk tanıdıkça olur. Hiçbir zaman ilk görüşte aşka inanmadım. Evlilik konusuna gelirsek, hayat karşıma ne çıkaracak bilmiyorum ki. Yarın öbür gün karşıma birisi çıkar ve yeniden inandırır. ‘Hayatımı geçirmek istediğim insan bu’ derim. Ben de boşanmak için evlenmedim ama olmadı, yapamadık, ayrıldık.”
Hayata bakışı: Hayatında hiçbir zaman sadece ünlü olmayı istemedi. “Jön olmak isteseydim, gelen teklifler doğrultusunda, okuldan mezun olur olmaz İstanbul’a gider, dizilere başlardım. Üstelik o zamanlar daha zayıf, daha saçlı, daha genç, daha çıtırdım. Ama hiçbir zaman ‘sadece ünlü’ olmayı düşünmedim. Gencecik bir oyuncuyken hayatının sekiz yılını tek bir bölgede geçirmeyi kim ister? Ben istedim, çünkü bir jön olmaktansa iyi bir karakter oyuncusu olmak her zaman daha mantıklı ve doğru geldi. Maalesef yeni jenerasyon kısa yoldan ünlü olmaya çok meraklı ve hatta bazıları konservatuvar mezunu oldukları halde tiyatroyu hiç düşünmüyor. Yazık.”
İş hayatına bakışı: Proje seçiminde en çok senaryonun önemine inanıyor. “Senaryo en önemli faktör. Artık kimse başrol oyuncusuna bakmıyor. Bitti bu iş. Yıldızlık olayı rafa kalktı. Senaryo alıp götürüyor. İsimler yürümeyecek. Şu an öyle bir seyirci var karşımızda. Acımaları yok, beğenmedikleri anda değiştiriyorlar. Herkes çok dikkatli ve işini iyi yapmak zorunda. Ben metne bakarım. Karakterim metne ne kadar hizmet ediyor, metin karaktere ne kadar hizmet ediyor onu incelerim. Sonra da yönetmen gelir. Onu araştırırım. Ve tabii ki oyuncu kadrosu. Gönül ister ki çok iyi anlaştığınız oyuncu arkadaşlarınız olsun. Daha sonra da yapım şirketi tabii ki.”
Kariyer planı: 20 yılı aşkın bir süredir Devlet Tiyatroları’nda ‘Macbeth’ten ‘Salome’ye, ‘Yastık Adam’dan ‘Keşanlı Ali Destanı’na kadar pek çok önemli oyunda rol aldı. Tiyatro en büyük tutkusu, değişim akıntısına kapılıp en büyük tutkusu olan oyunculuğu sahnede, seyircilerle etkileşim halinde sahnelemekten asla vazgeçmiyor. “Benim tutkum, aşkım tiyatro. Dizi işini para için yapıyorum. Devlet Tiyatrosu’ndaki görevim devam edecek. Bırakıp tamamıyla İstanbul’a yerleşmeyi düşünmem Devlet Tiyatroları benim için çok özel bir kurum, yıllarımı verdim. Emekli olduktan sonra belki tamamen İstanbul’a yerleşebilirim.
Kariyerinde en önemli gördüğü yapımlar hangileri? “‘Yazı Tura’. Oyunculuklar müthişti, özellikle de Uğur Yücel harika. Hayatımın en önemli filmlerinden bir diğeri de ‘Güneş İmparatorluğu’. John Malkovich’in oyunculuğuna hayran kalmıştım. Tabii bir de orada henüz küçük bir çocuk olan Christian Bale. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’sı da muazzam. Çok naif ve çok dolu. Türkiye’deki oyunculardan Taner Birsel’i izlemeyi çok seviyorum. Bu kadar doğru ve güzel bir karakter oyuncusu olamaz. O da hiç dizi yapmıyor.”
Gelecek Hayali: Tiyatro ve sinema yapmaya hayatı boyunca devam etmeyi istiyor. “Dizi sektöründe ne kadar var olurum bilemiyorum. En büyük hayalim ege taraflarında deniz kenarında ufak bir restorant açmak. Yemekleri ise mutfağına girip kendim yapacağım.”
Çalışmayı en çok istediği yönetmenler kimler? Reha Erdem ve Nuri Bilge Ceylan.
Partnerim olsa enteresan bir ikili olurduk diyebileceği bir isim var mı? Demet Evgar. “Enerjisine bayılıyorum. Çok iyi bir karakter oyuncusu.”
Formunu nasıl koruyor? Eğer dizi olmazsa haftanın 4-5 günü spor yapıyor, beslenmesine dikkat ediyor. “Nefes terapisine başladım. Hayatımda düzgün ve doğru nefes almadığımı anladım, tiyatro da diyafram nefesini kullanmamıza rağmen. Ve hayat demek nefes demek. Daha 2 seans olmasına rağmen spor yaparken kondisyonumun arttığını, böylece vücudumun rahatladığını hissettim. Herkese tavsiye ederim. Çok sağlıklı ve düzgün beslendiğimi söyleyemem. Ama dikkat etmeye çalışıyorum. Sette çalışırken biraz zor oluyor. Günlük hayatımda 2 öğün yiyorum. Geç kahvaltı ve akşama doğru yemek. Meyveler vazgeçilmezlerim arasında.”
Kimlere hayranlık duyar? “Taner Birsel, Uğur Yücel ve Şener Şen. Bu üç isim de her genç oyuncunun, daha doğrusu her oyuncunun çalışması gereken aktörler bana göre.”
Evde ne yapar? Yemek yapmayı çok seviyor hatta, ‘Oyuncu olmasaydım aşçı olurdum’ diyor. “Küçükken okuldan gelince ödevlerimi annemin yanında yapardım. Annem muhteşem bir aşçıydı, onu seyrederek temeli attım. Her şeyi yapabilirim ama en güzeli kuzu incikli bulgur pilavı. Her yerden et alınmaz, kasabınız özel olmalı. Kuzu inciği, sarımsakla düdüklüde haşlayın. Suyunu atmayın, onunla bulgur pilavını yaparsınız. İnciği de pilavın üstüne, henüz tam olmadan koyarsınız. Pilav pişene kadar incik bekler. Yanına da bir çoban salata! Ohhh mis!”
Olmazsa olmazı nedir’ Müzik. “Yerken, spor yaparken, senaryoyu ezberlerken kulağımda müziğim vardır. Güzel olan her şeyi dinlerim. Ve 80’leri çok severim.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020- Rise of Empires: Ottoman / Sultan Murad II
2021- Akıncı / Orhan
2018 /2019– Bir Litre Gözyaşı / Muzaffer Yürekli
2018- Vatanım Sensin/ Mehmet Akif Ersoy
2014 /2017 – Paramparça / Özkan Gülpınar
2013- Cinayet Masası İstanbul / Nadir İrtegün
2012/2013 – Muhteşem Yüzyıl / Barbaros Hayreddin Paşa
2012 – Çıplak Gerçek / Nedim
2011 – Reis / Yunus
2009 – Kapalı Çarşı / Mustafa Kurtoğlu
2009 – Deniz Yıldızı / Komiser Tayfun
2000 /2008 – Bizim Evin Halleri / Safa
SİNEMA FİLMLERİ
2018 – Kelebekler / Cemal
2018 – Bizi Hatırla / Kaan
2016 – Rüzgarda Salınan Nilüfer / Korhan
2014 – Neden Tarkovski Olamıyorum? / Alp
2013 – Behzat Ç. Ankara Yanıyor / Gorbaçov
2011 – Zenne / Cihan
2011 – Behzat Ç.: Seni Kalbime Gömdüm / Gorbaçov
2011 – Kardelen / Fotoğrafçı
2004- Mustafa Hakkında Herşey/ Polis
TİYATRO OYUNLARI
2019- Polisler
2017- Radyo-yu Hümayun / Kenan
2019- Macbeth
2011 – Yastık Adam / Ankara Devlet Tiyatrosu
2010 – Üç Yönetmen Üç Oyun (Bekleyiş) / Ankara Devlet Tiyatrosu
2009 – Don Giovanni ve Uşağı Pulcinella / Ankara Devlet Tiyatrosu
2006 – Keşanlı Ali Destanı / Ankara Devlet Tiyatrosu
2006 – Salome / Ankara Devlet Tiyatrosu
2005 – Kayıp Toprağın Türküsü / Ankara Devlet Tiyatrosu
2005 – Aşk-ı Memnu / Ankara Devlet Tiyatrosu
2004 – Carmela ve Paolino / Adana Devlet Tiyatrosu
2004 – Fırtına / Adana Devlet Tiyatrosu
2004 – Kuru Gürütü / Adana Devlet Tiyatrosu
2003 – Figaro’nun Düğünü / Adana Devlet Tiyatrosu
2002 – Cimri / Adana Devlet Tiyatrosu
2002 – Abdülcambaz / Adana Devlet Tiyatrosu
2001 – Kızılırmak Karakoyun / Adana Devlet Tiyatrosu
2001 – Cadı Kazanı / Adana Devlet Tiyatrosu
2001 – Bağdat Hatun / Adana Devlet Tiyatrosu
2000 – Kaçık / Adana Devlet Tiyatrosu
2000 – Hırçın Kız / Adana Devlet Tiyatrosu
1999 – Karar Kimin / Adana Devlet Tiyatrosu
1998 – V.Frank / Adana Devlet Tiyatrosu
1998 – Soytarılar / Adana Devlet Tiyatrosu
1997 – İkinci Bölüm / Adana Devlet Tiyatrosu
1997 – Harikalar Mutfağı/ Adana Devlet Tiyatrosu
1996 – Türkmen Düğünü : Ali Yörük / Ankara Devlet Tiyatrosu
ÖDÜLLERİ
2018 – 37. İstanbul Film Festivali / En İyi Erkek Oyuncu / Kelebekler
2017 – 28. Ankara Film Festivali / En İyi Erkek Oyuncu / Rüzgarda Salınan Nilüfer
2011 – Baykal Saran Tiyatro Ödülü / Yastık Adam