Yaşamayanlar dizisi gurur duyulacak bir iş!
Blu TV’de izleyicilerle buluşan Türkiye’nin ilk vampir dizisi Yaşamayanlar ile ilgili gelen yorumlar birbirinden 180 derece farklılık gösteriyor.
Kimileri çok sert eleştirilerde bulunurken, kimileri ise yüksek övgüler diziyor.
Elçin Sangu, Kerem Bursin, Birkan Sokullu ve Selma Ergeç’in başrolündeki dizinin ilk 45 dakikalık bölümü yayınlandı.
Dizi hakkında yapılan yorumlar ilk bölüm ile birlikte bir hayli arttı.
Diziyle ilgili olumlu yorumlardan birisi de Milliyet Cadde yazarlarından Nazlı Mengi’den geldi…
Mengi, çok beğendiği diziye övgüler yağdırdı.
İşte Nazlı Mengi’nin yazısı:
Vampirli yapımlara oldum olası büyük ilgi duyarım; bana esrarengiz, havalı ve seksi geliyorlar. Ölümsüzlük biraz ürkütücü olsa bile, ben de şöyle siyahlara bürünmüş bir vampirella olmak isterdim doğrusu! Acayip imaj yapardım kendime ha! Yalnız bazılarını ne korkuturdum, hayatlarını ne zehir ederdim belli değil, söylemesi ayıp! Bir vampir meraklısı olarak, kadrosu yıldız oyuncularla dolu, Türkiye’nin ilk vampir dizisi ‘Yaşamayanlar’ı, herkes gibi ben de heyecanla bekliyordum.
Heyecanıma değdi mi? Vallahi değdi, karakterler Türkçe konuşuyor olmasa yabancı dizi sanırdım. Yaratılan mekanları, karanlık havası, çekimleri, efektleri ve müzikleriyle standartların çok üzerinde… Ufak tefek ayrıntıları es geçersek, gurur duyulacak bir iş olmuş.
Yaşasın ‘Yaşamayanlar’
Yerli vampirleri izlemek başlı başına bir heyecan ve büyük yenilik olsa da, hikaye henüz bende tam bir heyecan yaratmadı, karakterleri tanıdık yavaştan… Ancak gelecek bölümlerde adrenalinin artacağına inancım tam!
Sevişme, RTÜK kurallarına göre televizyonda gösterilmeyen veya sansürlenen birçok sahne ve avcı takımının ana avrat küfürleriyle özgür internet ortamını sonuna kadar değerlendirmişler! Epey ses getirecek sahne ve detaylar var. Hele ki, Kerem Bürsin ile Nilperi Şahinkaya’nın sevişme çok konuşulacak.
İlk bölümü izlerken, önce bir afalladım. Ünlü oyuncuları vampir dişleriyle onu bunu ısırırken, “Kıhh” sesleri çıkarırken izlemeyi garipsedim! İkinci bölümdeyse, gözümde artık hepsi birer vampirdi. Millet ısırılmak için kuyruk olabilir!
Başrollerden yan rollere kadar tüm kadro çok sağlam, herkes canlandırdığı karakteri yaşatıyor. Elçin Sangu, beyaz teni, kızıl saçı ve gerçekçi performansıyla tam bir vampirella olmuş! Şahinkaya’nın karakterine ayrı bayıldım, diziye büyük renk katıyor. Acaba Bürsin gerçekten vampir olabilir mi? Rolüne o kadar cuk oturmuş, kötü karakter o kadar yakışmış ki, Dmitry’den nefret etmek yerine herkes aşık olacak! O karizması yüzünden insanlar ısırılmak için can atabilir! Bugüne kadar vampirli birçok film izledim ama ‘Yaşamayanlar’ın İstanbul’da geçiyor olması, bana ayrı bir gerilim yaşattı. Hayalperest bir balık burcu olarak kendimi “Bu şehirde gerçekten var olsalar, ne manyak ortam olurdu!”, “Ben vampir olsam, neler yapardım?” düşüncelerine atıverdim!
Blu TV üyeliğine para ödememek için sıra bekleyerek, aynı hesaptan giriş yapıp, diziyi izleyenlerin sosyal medya muhabbetlerine çok güldüm de, Blu TV pek gülmemiştir sanırım! Netice olarak ‘Yaşamayanlar’, memlekette ilk kez yapılan iddialı, cesur, kaliteli ve büyük emek verilmiş bir proje…
Önyargıyla değil, pozitif gözlerle, kusur bulmak için değil, keyif almak için izlediğinizde kanınız kaynayıveriyor! Kan dedim de bazı kanlı sahnelerde fenalaştım, tutar beni!