Aslı Enver, 10 Mayıs 1984 tarihinde İngiltere Londra’da doğmuştur. Türk dizi sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Aslı Enver
Doğum Tarihi: 10 Mayıs 1984
Doğum Yeri: İngiltere/ Londra
Boyu: 1.68 m.
Kilosu: 55 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Dilek Enver
Kardeşleri: Akın Enveri, Anıl Hıybeti Enver
Instagram: https://www.instagram.com/aslienver
Evcil Hayvanları: Kedisi var.
Ailesi: Asıl adı Aslıay’dır. Babası Kıbrıslı Türk. İngiltere Londra’da doğdu 12 yaşına kadar orada büyüdü daha sonra ailesiyle beraber İstanbul’a yerleşti. 2 erkek kardeşi var. “Babam Kıbrıs Türk’ü. Babaannem Kıbrıs’ta olaylar patladığı dönemde İngiliz ordusuna üniformalar dikiyormuş. Sonra İngilizler onu İngiltere’ye davet etmiş. Altı çocuğuyla Londra’ya gitmiş. Anneme gelirsek; o İstanbul’da bir ailenin tek kızı. Okulu bitince dil öğrenmek için Londra’ya gidiyor. Ve orada babamla tanışıyorlar. Büyük bir aşk başlıyor. Sonra annem Türkiye’ye dönüyor. Nasıl âşık. Arabesk dinliyor; Ferdi Tayfur’lar, Orhan Gencebay’lar. Tabii babam da öyle. Sonunda babam dayanamayıp annemin yanına Türkiye’ye geliyor. Babamın annemden önce bir evliliği ve o evlilikten de üç çocuğu olmuş. Dedem bu yüzden karşı çıkıyor evlenmelerine. Hatta düğüne bile gitmiyor. Annem ardından Londra’ya taşınıyor. Babam çok çalışıyor ve maddi olarak iyi duruma geliyorlar. Bu arada ben ve kardeşlerim dünyaya geliyoruz. Üç kardeşiz. Türkiye’ye dönme sebebimiz eğitim ve aidiyet duygusu. Babam iş için gelip giderken bir süre sonra mesafeler sorun yaratıyor ve boşanıyorlar. Ben annemle yaşıyorum.”
Çocukluk yılları: 12 yaşında İstanbul’a adapte olmakta çok zorlandı. Türkçeyi o yaşta öğrendi. “Bu değişim başlarda çok zorluyordu. 12 yaşımdaydım. Bir geldik, ben hiçbir şey bilmiyorum. Türkçe okuma-yazmam yok. Ne yapsak diye düşünürken annem beni Müjdat Gezen’in okuluna yazdırmaya karar veriyor. Oradaki çocukların hepsini kendime yakın hissettiğimi hatırlıyorum. Bir hafta sonra başka bir şey yapmak istemediğimi biliyordum. Çocukken kurduğum hayalin yakınındayım hatta belki fazlasındayım bile. Çocukken oyuncu olmak, bir tiyatroda yer almak ve hayatımı bu şekilde geçirmek istiyordum. Çocukluğumdan buraya bakarsak güzel bir yerde olduğumu düşünüyorum.”
Eğitim hayatı: Liseyi Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nde okudu daha sonra Haliç Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Ayrıca, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldı.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2002 yılında TRT de yayınlanan ‘Uzay Sitcomu’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Kavak Yelleri’ dizisinde canlandırdığı ‘Mine’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Kurduğu ilişkilerde net, ne istediğini biliyor, mesafeli aynı zamanda sıcakkanlı, “Eskiden daha çekingen ve utangaçtım. Arkadaşlarımın yanında rahattım. O zamanlar nasıl görüneceğime takılırdım. Zamanla asıl derdimin o olmaması gerektiğini anladım herhalde. Gerçekte kimsen, öyle kabul görmen gerekiyor. Belki de 30’larda daha rahat bir forma geçtim. Zaman zaman olgun zaman zaman çocuksu olabiliyorum. Stabil bir çizgide hiçbirimiz yaşamıyoruz. Bazı günler daha olgun, bazı durumlarda ise daha çocuksu olabiliyorsun. O günkü ruh haline, kişiye, duruma göre değişebiliyor bu durum. Ama genelde neşeli biriyim diyebilirim. Genellikle anlaşması kolay bir tipimdir. İletişimle her şeyi çözebileceğimi düşünüyorum. Kendimi anlatmakta, ifade etmekte zorlanmam. Bir şeyi istemiyorsam da ‘çünkü’sünü anlatırım.”
Çok bilinmeyen özelliği? Disleksisi var. (Bir tür okuma bozukluğu) “Senaryoları altını kalemle çize çize okuyorum. Tabletten bir şey okurken bile altını çizmem gerekiyor. Çok zor! Bazen tabletten sesli okutarak dinliyorum ama tonlamalar aynı olduğu için bu sefer duyguyu alamıyorum. Biyografi okumayı seviyorum ama çok zorlanıyorum. Yerini doldurmak için çok fazla belgesel izliyorum. Bir kitaplığım var, zannedersiniz dünyanın en çok kitap okuyan insanıyım. Kitap okuyup konuşan insanlara o kadar özeniyorum ki.”
Düşünce yapısı: Şöhret olma isteğinin sadece günümüzde çoğalan bir şey olmadığını hep var olduğunu düşünüyor. “ Sadece hep var olan bir istek ve günümüzde sanırım daha kolay elde edilebiliyor. Çünkü sektörümüz daha büyük artık. Ayrıca soysal medya mecraları çok daha fazla kullanılıyor ve belki de yeni bir keşif alanı olmuştur bu noktada.”
Sette nasıl birisi? Oyunculuk tarzında da hayattaki duruşu gibi net. “Mesela, yönetmen benden bir şey istediği zaman, bunu kişisel bir şey olarak değil, işe hizmet edecek bir şey olarak değerlendiririm. 18-19 yaşımdan beri televizyon işi yapıyorum ve hep bu temponun içindeyim. Bizim sektörün şöyle bir durumu var; ya hep iştesin, çalışıyorsun ve anneni bile görecek zamanın yok ya da iş bitiyor ve dev bir boşluğa düşüyorsun. Böyle olunca biraz asosyalleşiyorsun. Ben her gün 60-70 kişiyle beraberim, ailemden daha fazla görüyorum onları. Bir süre sonra yediğin içtiğin ayrı gitmiyor.”
İlk sinema filmi: Çağan Irmak/ Tamam mıyız?
Aşka bakışı: “Karşındaki kişi için değişmeyi çok doğru bulmuyorum. Kendi özünden vazgeçmek, kim olduğundan ya da mutluluklarından, karşı çıktığın şeylerden vazgeçmek doğru gelmiyor bana. İki taraf da sağlam durursa ve kendilerini koruyarak ortak noktada buluşabilirse bu sanırım daha sağlıklı oluyor. İki insanın bir arada olması için fedakarlık tabii ki gerekiyor, bence aşk ve sevgi varsa zaten o fedakarlıklarda bulunmayı da istiyor oluyorsun.”
Hayata bakışı: Hayatta ve seçimlerinde net ve sade olmayı tercih ediyor. “Sadelik benim için netlik demek. Net olmak da dünyanın en güzel şeylerinden biri. Mesajı direkt vermek çok önemli. Onu allayıp pullayıp insanları kandırmaya hiç gerek yok. Netliğin ulaşılması zor ve değerli olduğunu düşünüyorum. Oyunculuk benim işim, bunun üniversitesini de okudum. Eğitimin şart olduğunu biliyorum ama şöyle bir şey de var; bu senin içinde varsa vardır, yoksa yoktur. Evet, şartlar zor, zaman kısıtlı ama bir yandan da benim için çok zor bir şey değil. Benim için hayatın ritmini yavaşlatmak hiç mümkün değil. Ağır hayat bana çok lüks ve uzak geliyor. Ağır bir hayatı anlayamadığım gibi, ağır hareketlere de tahammülüm yok. Her şeyi, hemen halletmek isterim.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuğun ona kattığı en büyük özelliğin empati yeteneği olduğunu düşünüyor. Mesleğini icra ederken yetenek ve eğitim ikisinin de önemli olduğu görüşünde. “Mesleğimizde, hayatta yaşadığımız o kadar çok olayın da çekimini yapıyoruz ki misal düğün sahneleri, günlerce düğün sahnesi çektiğimiz oluyor ya da hastane sahneleri. Bu durum o olayın geçek hayattaki etkisini azaltabiliyor. Çok ince bir çizgi bu. Yani etrafınızda birinin evlendiğini duyduğunuzda sizdeki etkisiyle bendeki etkisi biraz farklı oluyordur eminim. Yetenek yaptığımız işte çok önemli. Yeteneğin varsa üstüne de eğitim alıyorsan ne şahane. Ama eğitim alıp yeteneği olmayan ya da çok güzel olup, hiçbir şekilde eğitimi olmayan insanlardan oyuncu olmaz. Bence eğitim ve yeteneğin karışımı çok daha iyi oyuncular ortaya çıkarıyor. Yeteneği olan, normal bir fiziksel görüntüye sahip biri, öyle güzel oynar ki siz ona âşık olursunuz, oyunculuk böyle bir şey. Bizim işimiz derinlikleri ve katmanları olan psikolojik bir iş. Bunu karmaşık hâle getirdiğinde, performans yaptığın kişi ya da kitleye de karmaşık bir mesaj vermiş oluyorsun. O yüzden yapmamız gereken, bir sahnede vermek istediğimiz duygunun üzerine yoğunlaşmak ve onu en gerçekçi hâliyle yaşatabilmek.”
Kariyer planı: Projelerinin arasına genellikle altı ay ya da bir sene kadar zaman koymayı seviyor. Hoşuna giden bir proje bulana kadar duruyor. “Çok fazla bir işten diğerine girmek gibi bir durumum da yok aslında. Bu benim mesleğim ve çok severek yapıyorum. Kendimi de şanslı buluyorum sevdiğim işi yapabildiğim için. Bu yüzden de bir gün bir yerde dururum gibi bir düşüncem yok.”
Sette unutamadığı bir anısı var mı? ‘Personel’ adlı tiyatro oyununun sahnesinde rol arkadaşı Dolunay Soysert ile yaşadığı bir anısını unutamıyor. “Dolunay’ın ayağıyla ilgili ufak bir operasyon geçirmesi gerekti. Narkoz verilen bir operasyondu. Sonrasında da doktoru da istersen bir süre oyuna çıkma demişti. Dolunay da ağrısı olur diye doktorun böyle bir şey dediğini düşünüp oyuna çıktı. Ama oyunun üçüncü sahnesi itibariyle ona bir trak geldi ve oyun bitene kadar gitmedi. Bir saat boyunca karşılıklı birbirimizin gözüne baka baka çok heyecanlı, gergin ve yüksek bir oyun çıkartmıştık. Ne o ne olacağını biliyordu ne ben, ne de seyirci olanın farkındaydı. Dolayısıyla aşırı heyecanlı bir oyun çıkardık. Oyunun bu denli iyi çıkmasının sebebi tabii ki çok iyi bir prova sürecinin ve karşılıklı çok iyi anlaştığın bir partnerle oynamanın sonucu diye düşünüyorum.”
Gelecek Hayali: Sadece mutlu ve huzurlu olabilmeyi istiyor. “Her özel günümde, her duamda aynı şeyi isterim ben; mutlu olmayı. Çok şu, çok bu değil. Gerçekten mutlu olmayı istiyorum. İç huzur gerçekten önemli bir şey. Gece yastığıma başımı koyduktan sonra 10 dakika içinde uyuyakalıyorsam bu sadece yorgunluktan değil diye düşünüyorum. İçim rahat ve huzurlu. Tek dileğim bu.”
Kaygıları: Son yıllarda insanların empati yeteneğinden giderek uzaklaştığını ve dünya üzerindeki en kritik meselenin bu olduğunu düşünüyor. “Sanırım artık daha az empati kuruyoruz ve daha fazla yargılıyoruz. Dünya da daha sert bir hale geliyor bu yüzden.”
Erkekte çekicilik kriteri: Ketum ve kibirli olmayan erkekleri çekici buluyor.
Formunu nasıl koruyor? Eskiye nazaran daha sağlıklı beslenmeye çalışıyor ve spor yapıyor. “Eskiden kremalı yemekleri, makarnayı çok severken şimdi yiyemiyorum. Şu an sebze ağırlıklı besleniyorum. Şunu yerim bunu yemem, haftanın şu kadar günü kesinlikle spora giderim gibi bir durumum yok ama kendim için, iyi hissetmek için spora gidiyorum elimden geldiğince. O zaman da otomatikman yediklerine de dikkat etmeye başlıyorsun. Açıkçası kendime çok katı davranmıyorum. Boks eğitimi de alıyorum hem çok eğleniyorum hem de beni çok rahatlatıyor ve motive ediyor.”
Doğa ile ilişkisi: Kendini en çok doğada, yeşillikler içindeyken mutlu hissediyor. “Kimine deniz kenarı çok iyi gelir ama bana ormanda olmak, yeşilin içinde olmak, ormanda yürüyüş yapmak iyi geliyor. Bazen de uzun yola giderken, araba kullanırken ya da güzel bir sahne çekerken de çok mutlu oluyorum. Mutluluğu bir yere ya da bir duruma bağlamak benim için geçerli değil. Sabah çok güzel bir kahvaltı yaptıysam da çok mutlu olabiliyorum, bazen yolların boş olması bile beni çok mutlu ediyor. Bence o kişinin içinde olan bir şey ve durumlarla da çok alakalı değil sanırım. Kendi iç huzurumla ilgili bir şey.”
Sosyal medya ile arası nasıl? Evdeyse eğer çok fazla telefonla ilgilenmiyor. Setteyse ve boşluğu varsa daha fazla ilgileniyor. İnstagramda ‘hikaye’ kısmını daha çok kullanıyor. “Ama her anımı, günümü paylaşmıyorum. Bazen 10 dakika soysal medyada zaman geçiriyorum ama bazen bir bakıyorum çok uzun zaman geçirmişim.”
En sinir olduğu özelliği? Karşısındakine saflık derecesinde inanması ve teknolojiyle arasının kötü olması. “Navigasyon duygum hiç yoktur. Aynı yere 10’uncu kere gitsem bulamam. Teknolojiyle aram çok kötüdür.”
Kendisiyle en büyük derdi ne? Yemek yemek. Yeme isteğini zapt etmeye çalışmakta zorlanıyor. Kendisinde en çok metabolizma hızını değiştirmeyi isterdi. “Yiyip kilo almayan insanlara bayılıyorum. En dayanamadığım şey; tatlı, muhteşem bir şey ve bana büyük mutluluk veriyor.”
Hangi filmden etkilendi? ‘Dogtooth’ filmini defalarca izleyebilir. Ayrıca ‘The Shape of Water’, ‘Okja’, ‘Split’ ve’ The Push’ belgeseli izlemekten keyif aldığı yapımlar arasında.
Takip ettiğiniz diziler: ‘Dark’, ‘Breaking Bad’, ‘Game of Thrones’, ‘ManhuntBlack Mirror’ ve ‘Stranger Things’i takip ediyor.
En çok seyahat etmek istediği şehir / ülke: Kuzey Kutbu’nu merak ediyor.
En sevdiği şehir: Londra.
Bir buluşa imza atmış olsaydı ne olurdu? Karşısındaki kişinin aklından geçenleri okuyan küçük bir çip ya da yedikçe zayıflatan çikolata icat etmek isterdi.
Neye para harcar? Uzun vadede giyeceği şeyler için alışverişe çıkmak gibi bir alışkanlığı yok. “İhtiyacım varsa, anı kurtaracak şekilde gider alırım. Ev dekorasyonu konusunda ise kafam hiç durmaz. değiştirmeyi seviyorum. Hiçbir şey yapamazsam koltuğun yerini değiştiririm, gider yeni lamba alırım.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2002 -Uzay Sitcomu
2003/2004- Hayat Bilgisi/ Hazal
2007/2011-Kavak Yelleri /Mine Ergun
2012-Suskunlar /Ahu Kumral
2013/2015-Kayıp /Özlem Albayrak
2014 -Bana Artık Hicran De /Hicran Eyüpoğlu
2015 -Mutlu Ol Yeter /Zeynep Güzeltepe
2016 -Kış Güneşi /Nisan
2017/2019-İstanbullu Gelin /Süreyya Deniz Boran
2020 -Babil /Ayşe Karaali
SİNEMA FİLMLERİ
2002 -Ayna /Egemen Sancak (Kısa Film)
2013 -Tamam mıyız? /Beste
2016 -Kardeşim Benim /Zeynep Uysal
2017 -Öteki Taraf /Ece
TİYATRO OYUNLARI
2015 -Personel / Emme / Craft Tiyatrosu
Evcilik Oyunu/ Pera Tiyatrosu
Yangın Yerinde Orkideler/ Pera Tiyatrosu
Eski Fotoğraflar/ Haliç Üniversitesi
ÖDÜLLERİ
2016 -Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü /2015 Yılının En Beğenilen Kadın Tiyatro Oyuncusu/Personel
2017- Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü / 2016 Yılının En Beğenilen Kadın Sinema Oyuncusu /Kardeşim Benim
2017- 44.Pantene Altın Kelebek Ödülleri /En İyi Kadın Oyuncu / İstanbullu Gelin
2017- 6.Bilkent TV Ödülleri /En İyi Drama Kadın Oyuncu
2018 -Marketing Türkiye The One Ödülleri /Kadın Marka Yüzü Ödülü
2018 -The One Awards /Yılın En İyi Reklam Yüzü /Penti