Ve Uzay. Serhan Onat’a hemen ‘sivithört’ meselesini soruyorum. Neden öyle söylüyor, neden? İtici karakterini daha da itici yapmak için, Uzay’ı dalga geçtiği karakterler gibi konuşturmuş. Uzay’ın önceleri karikatürize ve abartılı bir tip olduğunu, neredeyse Brechtyen bir karakter olduğunu düşünüyor. “Shui Ta* erkek oluyor ama onun erkek olmadığını herkes biliyor ya, Uzay da tüm bu zenginliğin içinde saçma sapan, hiç cool olmayan davranışlar sergiliyor. ‘Svithört’ de bunlardan biriydi.” Senaristlere ona güvendikleri hem de rolünü çeşitlendirdikleri için müteşekkir. Uzay, ilk kez bir kadının bir adama çıkarsızca iyilik yaptığını görünce etkilenmiş Aslı’dan. “Uzay’ı sempatik çizmeye çalıştım ama Burhan Altıntop’a da döndürmemem lazımdı, çizgiyi korumaya özen gösterdim. 14. bölümle birlikte artık Uzay olay yaratan çocuk halinden üzülebilen, gerekirse Ateş’le Aslı’ya (Aslı’dan hoşlansa bile) iyilik yapabilen bir hale dönüştü.” Her yeni bölüm geldiğinde heyecanla bakıyormuş senaryoya. Karakterini merak ettiği için Uzay’dan hiç sıkılmadığını söylüyor. “Mesela Uzay’ın ölen babasını çok merak ediyorum, onunla ilgili hiçbir şey bilmiyoruz henüz,” diyor. Serhan Onat da ince, uzun bir genç ama başlarda spor yaptığını sonra yönetmenin onun bu “simitli, simitli” halini daha uygun bulduğunu anlatıyor. Ben bir simit göremedim ama… gerçi o da ekranın dolgun gösterdiği bir tip. “O karikatürize karaktere o dar pembe pantolon gayet iyi hizmet ediyordu mesela,” diyor.
Bodrum Masalı dizisinin setinde müthiş anlar yaşanıyor!
892
Önceki gönderi