Sina Koloğlu bugün Milliyet Cadde’deki köşesinde ‘Çukur’a Nejat İşler’in gireceği haberlerini, dizinin senaristine sordu.
Fenomen dizi ‘Çukur’a ünlü oyuncu Nejat İşler’in gireceği haberlerine, dizinin senaristi Gökhan Horzum, Sina Koloğlu’nun köşesinde cevap verdi.
İşte o yazı:
Mesut Yar, Posta gazetesindeki köşesinde, ‘Çukur’ dizisinin psikolojik durumunu bir psikiyatrist arkadaşına sormuş ve onu yazmıştı. Ben de dizinin senaristi Gökhan Horzum’a sordum.
Bir ‘Çukur’ özeti geldi. Horzum, “En başından beri bıçak sırtı bir iş yapmaktı derdim. Hikayeleriyle, karakterleriyle ve ilişki biçimleriyle her anlamda… İnsanların bu kadar dikkatle izledikleri, yayını takip eden günlerde üzerine konuştukları, hikayeleri kendi kafalarında çevirdikleri ve yeniden kurdukları bir işe dönüşmesi, beni gerçekten mutlu ediyor. Öncelikle onu söyleyeyim” dedikten sonra, yapım şirketine teşekkür etti: “Kerem Çatay ve Pelin Diştaş’a teşekkürler. Çünkü onlar inanmasaydı, ne bu kadar keskin bir hikaye anlatabilirdim ne de bu kadar uçlarda karakterleri birbirleriyle çatışmaya sokabilirdim.”
‘Arızalı insanlara zaafım var’
Horzum, “Ben psikiyatrist değilim, karakterlerime tanı koyamam. Öyle bir niyetim ve derdim de yok zaten” dedi. Hepsinin arızalı olduğunu belirtmeden geçemiyor. Horzum, “Bu bilinçli bir tercih. Arızalı insanlara zaafım var. Çünkü drama, yazdığımız ya da yaşadığımız fark etmiyor, arızalı insanlardan çıkıyor. Yüksek asitli ve bazlı karakterler yaratmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Su ve kola farkı
Horzum, asit konusuna şöyle bir örnek veriyor: “Suyun içine mentol attığınızda sakin sakin erir. Kolanın içine attığınızda ise, olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır. Benim işim de, olayların içinden çıkılmaz bir hal almasını sağlamak. O yüzden, ruhen sağlıklı insanlar ‘Çukur’a pek uğramıyor.”
Nejat İşler keşke olsa…
‘Çukur’a Nejat İşler’in gireceği haberleri yayılmıştı. Horzum’a bu durumu da sordum. Horzum, “Sizden duyuyorum, ne güzel olur” dedi. Ee valla arızalı rollerin vazgeçilmezi İşler… Oyuncu olarak değil, hayata bakış olarak da öyle değil mi?