“Evli ve Öfkeli”de erkekler değil kadınlar konuşuluyor
Süreç Film’in yapımını, Ali Gündoğdu’nun yapımcılığını, Deniz Dargı’nın hikâyesini, Cem Görgeç’in senaryosunu ve Nisan Akman’ın yönetmenliğini üstlendiği Evli ve Öfkeli ikinci bölümüyle büyük çıkış yakaladı. Birce Akalay, Sarp Akkaya, Ebru Cündübeyoğlu, Ayça Erturan, Yıldız Çağrı Atiksoy, Serkan Altunorak, Sinan Eroğlu, Yıldırım Fikret Urağ, Gamze Topuz, Kemal Pekser, Elif Atakan, Yunus Güner, Burak Sevinç, Nişan Şirinyan, Gizem Koçak, Bengü Şen, Levent Ünsal ve Alisa Sezen Sever’in rol aldığı diziyi ilk bölümünde izleyememiştim. Ama tanıtımlarını izlediğimde ilk bölüm düşük reyting alsa da, ikinci bölüm yükselişe geçecektir diye bir tespitte bulunmuştum. Çünkü iş samimi ve eğlenceli duruyordu. Pazar günü iki bölüm üst üste izledim. Gerçekten ikinci bölüm çok daha iyiydi. Çünkü artık karakterler tanıtılmış ve olay başlamıştı. Arkadaşlığın, kardeşliğin, evliliğin sorgulandığı bölüm Tüm Kişiler’de 4.73 reytingle 3’üncü, AB’de 5.09’la 1’inci, ABC1’de 5.81’le 2’nci oldu.
Hem güzel hem oynuyor
Dizinin en dikkat çeken tarafı kesinlikle oyunculuk performansları… Birce Akalay, aileyle olan bağını koparmış ama Dilek’i ailesi yerine koymuş, erkeksi, inatçı Esra karakterini öylesine giyinmiş ki, gerçekten öyle bir kadınla oturduğunuzu düşündürüyor. Ebru Cündübeyoğlu hem bu kadar güzel olup, hem de bu kadar iyi oynamayı nasıl başarıyor dememi sağlıyor. Güzel oynayamaz demek istemiyorum. Sadece bizim ülkemizde oyuncu güzelse oyunculuğa fazla yatırım yapmıyor. Ama Cündübeyoğlu’nu izlerken sadece oyunculuğuna takılıyorsunuz. Seray’ı da tam kıvamında canlandırıyor. Çünkü biraz abartsa karikatüre kaçabilir.
Dilek denge unsuru
Ayça Erturan’ı zaten çok yetenekli buluyorum. Evli ve Öfkeli’de de denge unsuru Dilek’i canlandırıyor. Etrafındaki tüm karakterler o kadar inatçı ki, pozitifliğiyle hepsini o dengede tutuyor. Ben Dilek’in hikâyesini de merakla takip ediyorum. Zayıflayıp etrafını yaktığını görmeyi bekliyorum. Yıldız Çağrı Atiksoy, bu üç eğlenceli kadın arasında en mantıklı ve dertli kadını canlandırıyor. Anne olmak için bir haftası olan ve kocasının çocuğunu doğurtmak zorunda kalan Mine’ye insan ne diyeceğini bilemiyor. Bir kadının onu anlamaması mümkün değil. Sonuç olarak erkeklere gelemiyorum bile… Çünkü bu birbirinden farklı gibi görünen ama tüm marazlarıyla birbirinin geçmişi olan dört kadının hikâyesi. Ben işi sevdim, umarım reytingi de bol olur.