Gün gelir hesap döner, açtığın savaşta paşa paşa, silahların yerde karşı cepheye ilerlemek zorunda kalırsın, vol tuu. Birincisi Rana’nın Nazlı’ya karşı açtığı savaşta, şimdilerde yorgun, kırık şekilde Nazlı’ya yardım diye gitmesiydi. İkincisi de Sevilay’ın, Güneş’i tek çıkış olarak görmesi. Şunu yapmak istemiyorum, Sevilay’a böyle, ‘haaa n’oldu!’ tavrımı takınmak gerçekten istemiyorum, ama olmuyor. Çevirdiğin onca dolap n’oldu Sevilay, bak gittin yine ondan yardım istedin. İşte kötülük hiç kimseye bir yarar sağlamıyor, kazandığını sanırken en çok kendine zararın yine. “Nasıl söyliyim oğlum. Cesaretim yok!” Hakikaten nasıl denir ki? “Sen 19 yıldır baba diye bildin Haluk’u. Sevgi dilendin. Niye beni sevmiyor diye gözyaşlarını denize akıttın. Dayak yedin. Ama aslında sen onun oğlu değilsin. Yaşadığın her şey boşa. Çektiğin onca çile boşa. Aldığın her yara boşa. Nasıl denir? Sevilay’ın evlenirken hamile olduğunu bilmemesi, elimi kolumu bağladı benim, kızamıyorum. Hoş bilse de Haluk’u kaybetmeyi göze alıp, Ali’ye verilecek zararı göze alıp, söyler miydi ondan da emin değilim. Karışığım, Sevilay’a nasıl bakacağım konusunda karar veremiyorum, mazur görün.
Güneşin Kızları dizisini AlSel aşkı sırtlıyor
317
Önceki gönderi