Levent’in Zafer üzerinden hazırlık sürecine girdiği intikam planları, bir parça kızdırdı. Tek derdinin oğlu olmasını isterdim. En azından oğlunu kazanmanın, Mertoğlu hanesine açtığı savaştan daha önemli olmasını isterdim. Ali’ye olan sevgisinden şüphem yok şu ana kadar, ama savaşında kılıç kalkanına Mavi bulaştırırsa bozuşuruz o zaman. Böyle bir şey hissettim, çünkü Levent duygularından çok aklıyla hareket eden bir adam onu keşfettim. Mikser görevini üstlenerek gelmiş olduğunu da düşünürsek… Bakalım, göreceğiz.
Basın anam basın. Yalnız savurduğunuz o kelimeler şah damara gelmedi, onun için az daha sola kayın. Zorla diyorlar ki: ‘Sevilay iyi olmak sana olmadı, sen kötü ol. Sen anca karıştır ortalığı.’ Ha senin kendiliğinden olasın yok mu? O zaman biz de seni yumuşak karnından vuralım: Anneliğinden. Ali’nin dediklerine, yaptıklarına lafım yok. Ama Haluk, ama Levent. Sevilay genel itibariyle güçsüz bir kadın. Haluk tarafından sindirilen ne kadar güçlü yanı varsa öfkesine hapsetmiş bir kadın. Öfkeyle hareket eden insanlar, duymazlar, görmezler, bilmezler. Ve yahut duymak istediklerini duyarlar, görmek istediklerini görürler, bilmek istediklerini bilirler. Parçalarını bir yana atıp, öfke maskesini eline aldığında, Güneş’in oğlunu elinden almak istediğine inanması çok normal bu yüzden. Bir de üstüne Levent’in gazı. Nereye çekiştirirsen oraya giden, kendi düşüncelerini yaratmaktan korkan bu öfke dolu kadın, dolaylı yollardan da olsa işler açacak başınıza, siz daha devam edin damarın üstünde tepinmelerinize.
Güneşin Kızları’nda Ali’yi canlandıran Tolga Sarıtaş efsane oldu!
359