Eğri oturup doğru konuşalım, ilk bölümdeki Engin Öztürk’le 10.bölümdeki Engin Öztürk arasında hissedilir derecede fark var. Bu kendi adıma önemli bir şey. Yusuf’un Gönül’e olan aşkına inanamadığım her bir sahne, ikisi arasında kurulacak köprüleri baştan yıkmama neden oluyordu. Yusuf, kaybettiği Gönül’ünü, Jülide’nin içinden çıkaramadan Jülide’yi de kaybetti. Ona birazdan geleceğiz ama önce başka şeylerden konuşalım istiyorum.
Nereye koşuyoruz? Anlayamadım. Hatırla Gönül, hızlı bir akışa sahip bunu biliyoruz. Ama bundan önceki 9 bölümde o akışa ustalıkla eşlik eden bir kurgu ve karakter bütünlüğü vardı. Bugün kurgu kopuk kopuktu, Jülide karakteri de…
Biraz daha açayım. Daha bölüm başlar başlamaz, Jülide Ahmet’e “Neden bu kadar iyisin?” diye sordu. İşte karakter bütünlüğü, karakter netliği buydu. Jülide unutmuş olsa da mantıklı bir karakter olarak tanıttı kendini; Jülide’yi öyle sevdik, öyle benimsedik. Fakat Yusuf’la karşılaştıktan sonra ne olduysa, karakter bir anda değişti. Bütün mantık yerle yeksan oldu. Fragmandan gördüğüm kadarıyla artık yeni Jülide’miz böyle arz-ı endam edecek. Ama neden?