TelevizyonGazetesi.com / Detay – Sefirin Kızı dizisinde Nare karakterini canlandıran Neslihan Atagül, eski dizisi Kara Sevda ile yurt dışında popülerliğini artırmayı sürdürüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle İspanyolca konuşan ve Hispanik olarak ifade edilen izleyici grubuna yönelik Türk dizileri büyük önem taşıyor.
Bu dizilerden birisi de Kara Sevda… Amor Eterno ismiyle yayınlanan Kara Sevda, önce Güney Amerika ülkelerini feth etti. Sonrasında ise ABD’de İspanyolca yayın yapan Univision kanalında izleyicilerle buluştu.
Burak Özçivit ve Neslihan Atagül’ün başrolündeki dizi büyük ilgi gördü ve final bölümü de geldi. Ünlü oyuncu, dizinin finali öncesinde ABD kanalına röportaj verdi. Neslihan Atagül, online yapılan röportajda dizinin senaryosunu ilk okuduğunda çok iyi bir iş olduğunu anladığını belirtti ve “Bu projeyle oyunculuğuma dair farklı renkleri gösterme fırsatım oldu” diye konuştu.
Yurt dışında büyük bir hayran kitlesi bulunan oyuncu, geçtiğimiz gün instagram’da 10 milyon takipçi seviyesini geçmişti. Bu büyük başarıda en önemli katkı, son yıllarda yabancı hayranların gösterdiği ilgiydi… Neslihan Atagül, yurt dışındaki hayranlarına hem mesaj yolladı hem de kimseyi kimseden ayırmadığını belirterek, bir anlamda ABD’ye de ders verdi. ABD’de siyahların ayrımcılık isyanları bitmek bilmiyor. Ancak Neslihan Atagül’ün bakış açısı bu ülkeye aslında insanlığın ne kadar önemli olduğunu; dil, din, ırk gibi ayrımların ne kadar yanlış olduğunu da anlatıyor.
İşte Neslihan Atagül’ün adeta ders niteliğindeki sözleri: “Farklı ülkelerden beni takip edenlerin birbirlerinden nasıl ayrıştığı, sevgilerini nasıl yansıttıkları gibi bir soruya yanıt vererek onlar hakkında kategorizasyon yapamam çünkü bunu yaparsam her birine haksızlık yapmış gibi hissederim ve bu da beni mutlu etmez. Biz ülke olarak çok ortada ve merkezde duran bir ülkeyiz. Bir yönümüz Doğu’ya bir yönümüz Batı’ya bakıyor. Hem Doğu’nun hem de Batı’nın duygularını barındırdığımız noktada aynı zamanda bu kadar çok insana ulaşabilir hale geldik bence ve bu inanılmaz kıymetli bir şey.
Kimseyi kimseden ayıramam. Hangi dilden, dinden, milletten ve ırktan olurlarsa olsunlar onlar beni seviyor ve ben de onları çok seviyorum. Belki birbirimizi gerçek anlamda görüp göz göze bakamasak da ve birçoğunun adını bilmesem de birbirimizi tanımadan aramızdaki bütün sınırları kaldırarak birbirimizi seviyoruz. Onlar beni ne kadar seviyorsa ben de onları o kadar ve hatta daha da çok seviyorum. Bu, bana verilmiş olan muazzam bir hediye. O yüzden bu hediyeleri birbirinden ayıramam. Biz aramızdaki o sınırı kaldıralı çok oldu. Bizim aramıza hiçbir şekilde sınır girmedi ve bu da beni çok memnun ediyor.”