428
Gelelim bölüme… Ömer’in içi aynı o boyadığı duvar gibi kapkara. Çocuğun haline içim acımadı desem yalan söylemiş olurum. Hep darbe, hep darbe. Ama çocuğum sen de ne kapalı kutusun yahu. O kutuyu aralayabilen sadece Defne’ydi. O da birazcık, ama şu oyun yok mu şu oyun! Hepimizin tepesinde dolaşan ve nereye gitsek bizimle gelen kara bir bulut gibi, cehennem zebanisi gibi başımızda bekliyor.