15 Temmuz darbe girişiminde neredeydiniz?
O gün, ‘Ayla’ filminin görüşmesi için eşim Mustafa Uslu’yla Genelkurmay Başkanlığı’ndaydık. Biz oradayken diğer odalarda darbe girişimi için bir şeyler oluyormuş. Sonra İstanbul’a dönmek için Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan uçağa bindik. “Kuleye el konuldu” diye anons yapıldı, panik olduk ve uçaktan indik. Daha sonra eşimle Ankara’da meydana gidip, halkla iç içe olduk. Tüm gece sokaklardaydık.
O geceden sonra psikolojiniz bozuldu mu?
Çok korktum. Hepimizin derdi, ‘Vatan elden gitmesin’ düşüncesiydi.
Bu proje sizin için ne ifade ediyor?
Şehitlerimize, polislerimize, nöbet tutan askerlerimize, şehit ve gazi ailelerine manevi borç gibi düşünüyorum. Onları düşünerek oynadım. Bir Türk askerini canlandırmak, diğer rollerden sıyrılmama sebep olan manevi bir duygu.
Başrolü neden tercih etmiyorsunuz?
Başrol oynayıp ışıltılı hayat seçmiyorum, kalıcı olmak için uğraşıyorum. Çok ön planda olmayı sevmiyorum. Göz önünde olduğun zaman bazı normlara göre yaşamak gerekiyor. Set bittikten sonra Sinem olarak kalmak istiyorum. Ailemle ve köpeklerimle zaman geçiriyorum. Başrol olsam, vaktim olmaz. Hangi para, huzurdan daha çok mutlu eder. Bütün dünya tanısa ne olur, final aynı. Ben değişmeyeceğime göre, ortam da beni değiştirmesin.
Özellikle canlandırmak istediğiniz bir rol var mı?
Komedi istiyorum. Absürd bir komedi olsun. Gerekirse imajımı da değiştiririm. Bu dönem artık dram dizilerine girmek istemiyorum. Sohbet programı sunuculuğu da olabilir.