Neslihan Atagül, 20 Ağustos 1992 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Neslihan Atagül
Doğum Tarihi: 20 Ağustos 1992
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.69 m.
Kilosu: 53 kilo
Burcu: Aslan
Göz Rengi: Yeşil
Saç Rengi: Kumral
Babası: Yaşar Sener Atagül
Eşi: Kadir Doğulu
Kardeşleri: İlkay Atagül
Instagram: https://www.instagram.com/neslihanatagul
Evcil Hayvanları: Köpekleri var.
Ailesi: Annesi Beyaz Rus, babası Çerkes kökenli. Bir erkek kardeşi var. 2016 yılında kendisi gibi oyuncu olan Kadir Doğulu ile evlendi, çiftin çocuğu yok.
Çocukluk yılları: Oyuncu olmaya henüz çok küçükken babasıyla film izlerken karar verdi. 13 yaşına geldiğinde de bu kararını uygulamak üzere tek başına bir ajansı arayıp, oraya kaydoldu. “Ajansı aradıktan sonra annemle konuştuğumu, ona nasıl bir yol izlememiz gerektiğini anlattığımı hatırlıyorum. Ona, ‘Anne, oyuncu olmak istiyorum ve geç kalmaktan korkuyorum’ demiştim. Annem ve ailem 13 yaşındaki bir kız çocuğunun sözüne güvendi ve bana her daim destek oldu. Ben de güven duymayı onlardan, onların bana yaşattığı sevgiden öğrendim. 14 yaşında girip 18’imde çıktığım ‘Yaprak Dökümü’ dizisi benim için bir okul, inanılmaz bir deneyim oldu. Hep bir şeyler yapmak, yaptığım şeyin üstüne koymak, oyunculuğumu, potansiyelimi insanlara göstermek istiyordum ama asla şöhretin hayalini kurmadım.”
Eğitim hayatı: Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2006 yılında ‘Yaprak Dökümü’ dizisinde canlandırdığı ‘Deniz’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Hayat Devam Ediyor’ dizisinde canlandırdığı ‘Şirin Bakırcı’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Heyecanlı, coşkulu, enerjik, samimi, doğal, disiplinli, çalışkan.
Düşünce yapısı: Boş vakitlerinde sürekli gezmeye, yapmak istediklerini uygulamaya çalışıyor. Her işinin arasına belli bir süre koyup bu sürede kendini besliyor. “O zaman yapmak istediklerimi yapabiliyorum. Önemli olan sağlık. Onu kaybetmekten korkarım. Fiziğimizle iş yaptığımız için, neticede insanlar bizi izliyor, çok önemli. Mesela sette grip olduğumda ‘Eyvah ne yapacağım’ diyorum. Çünkü burnumun akmaması, kızarmaması, sesimin değişmemesi lazım. O yüzden kaliteli beslenmeye, uykumu iyi almaya çalışıyorum. Bence her şeyi çok fazla büyütüyor ve zorlaştırıyoruz. Olayları dramatize ediyoruz. Hayatla ilgili duygu bağımlılıklarımız var, olumlu ya da olumsuz, sürekli onlardan besleniyor ve onları gündeme getiriyoruz. Bir şeyi sevgiyle yapmalı, elimizdeki işe isteyerek sarılmalıyız, ki bu da zaten tutkuyu getiriyor.”
Sette nasıl birisi? Setler ona en çok sabırlı olmayı öğretti. “Herkes çok tatlı ama neredeyse her gün birbirimizi gördüğümüz için ve yoğun çalıştığımız için kırılabiliyoruz, üzülebiliyoruz yani anlayışlı olmak, empati kurabilmek gerekiyor. Hayatımın yüzde 99’u oyunculuk diyebilirim. Bir karaktere hazırlanırken hayatım o karakter oluyor. Hazırlık döneminde sürekli onu düşünüyorum. Yemek yerken, film izlerken. Günlük hayatıma devam ediyorum ama aklımın bir tarafı hep yeni hazırlandığım karakterde oluyor. Çekimler başladıktan, yani karakteri net olarak kafamda oluşturduktan sonra bu ilişki ‘kayıt’ ile ‘kestik’ arasında kalıyor. Yani ‘kestik’ dendikten sonra hiçbir şey düşünmüyorum. Ben yine ben oluyorum.”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının onu hiç tanımadan sevmelerinden mutluluk duyuyor. “Bu ilgi bana kendimi çok özel hissettiriyor. Onların sevgilerinin yeri çok özel ve karşılıklı. Bu benim en büyük motivasyon kaynağım. İyi ki varlar. Umarım giderek büyürüz.”
İlk sinema filmi: Nihat Durak/ İlk Aşk
Hayata bakışı: Her zaman yaşadığı hayatın hakkını verebilmek istiyor. Hayatı akışına bırakıyor. “Ben kendime ‘Çok başarılıyım’ diyemem tabii ama yapmak istediklerimi gerçekleştiriyorum. Çok isteyip de kıyısına geldiğimde son dakika vazgeçtiğin şeyler illaki olmuştur. Çünkü o yolda giderken bir şeylerin bana ters geldiğini ya da yolunda gitmediğini hissederim ya da görürüm. Bir şekilde karşıma çıkar ve o yoldan dönerim. Bu da benim için hayırlısı olmuş olur. Hayata biraz böyle bakıyorum. Şems-i Tebrizi’nin güzel bir lafı var: ‘Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.’ İşimde disiplinliyimdir ama Neslihan olarak kendi hayatımı akışına bırakırım. İç yolculuğumda olmak beni çok heyecanlandırıyor. Son zamanlarda derinlere daldım ve hiçbir şeyden kaçmamaya çalışıyorum.”
İş hayatına bakışı: Dağılmadan, sadece hedeflediklerine doğru yol alıp, çalışıp çabalayıp azmediyor. Evrenin, azmettiği şeyleri karşısına çıkardığına inanıyor. “Ben çok sabırlıyımdır. Mutlaka herkesin hayatta ‘Ne yapmam lazım’ dediği dönemler olmuştur. Başka yolları düşünmüştür. Ben oyunculuğu çok seviyorum ve bu kadar çok sevdiğim şeyden para da kazanıyorum. Onun için ‘Vazgeçsem mi?’ diye hiç düşünmedim. Ama tabii ‘Acaba böyle mi olmalı?’ dediğim şeyler olmuştur. Güzel şeyler yapmaya niyetlenmek, toplumun ve ülkemin hayrına bir hizmette bulunmak, üstlenmek istediğim sosyal sorumluluklar, söylediklerim ve yaptıklarımla beni izleyen gençlerin hayatlarına dokunabilmek. Ağzımızdan çıkanları belki bin kişi duyar ama söylenenler verdikleri mesajla sadece tek kişiye dokunur. İşte tek bir kişiye dokunabilmek beni çok heyecanlandırıyor.”
Kariyer planı: Bir Almodovar filminde oynamanın hayalini kuruyor. “Evrene böyle mesajlar gönderiyorum. Onunla tanışmak, onun setinde bulunmak benim için keyifli olur. Ben biraz başına buyruk, biraz inatçı biriyim. Yeni yeni kırılıyor bu aslında. 2 yıldır kendimi bu konuda törpülemeye çalışıyorum. Gelen projeleri değerlendirirken tabii ki fikrine değer verdiğim insanlardan Kadir’den, menajerim Önem’den fikir alıyorum. Ama özünde kendimi dinliyorum ve ne yapmak istiyorsam, bana en yakın gelen neyse onu tercih ediyorum.”
Gelecek Hayali: Birçok farklı karakteri oynamak istiyor. Tek amacı, adam akıllı bir oyuncu olmak. “Bunu sürekli söylüyorum ama istediğim şey bu. Yaptığım hiçbir işten pişman olmamak, benim en önemli hedefim. Önümde uzun bir yol var. Her iş gibi birtakım engelleri aşıp ulaşıyorsunuz hedefinize. Bu engeller karşısında sağlam durabilmek çok önemli. Bu yüzden her alanda kendimi beslemeliyim. Öyle de yapıyorum. Tabii planladığım bir çizgi var ama bekleyip hep birlikte görelim.”
Kaygıları: Cinsiyet ayrımcılığının yapılmadığı, herkesin eşit ve özgür bir dünyada yaşadığı zamanların özlemini çekiyor. “Yoksa o günler çok gerilerde mi kaldı, onu da bilmiyorum. Bütün dünyada benzer sorunlar yaşanıyor, medeniyet ileri gideceğine sanki geri gidiyor, hiç olmadı yerinde sayıyor.”
Doğa ile ilişkisi: Doğada vakit geçirmeyi çok seviyor. Eşiyle planladıkları tatillerin büyük çoğunluğu doğanın kucağında oluyor. “Doğaya yakın olmak bana özümü hatırlatıyor, ay ışığından gölgemin düşmesi beni inanılmaz neşelendiriyor; sanki dünyanın yuvarlak olduğunu ben tekrar kanıtlamış gibi hissediyorum. Gökyüzüne baktığımda yıldızları görmek, gece karanlığını Ay’ın aydınlatması, benim için muazzam duygular. Biz Kadir’le (Doğulu) karavanla seyahat etmeyi çok seviyoruz. Bir gün yayladayız ve hiç kimse yok, karavan, ateş, iki köpeğim, sevgilim, ben ve göl var. Ay öyle bir ay ki her yeri görebiliyorsunuz. Hayatın anlamını kavrıyorum. O gece yattım ve gökyüzüne bakarken Kadir’e şöyle dedim: ‘Kadir beni buradan kaldır yoksa delireceğim.’ O güzellik sanırım bana, bünyeme fazla gelmişti. Doğanın içinde yaşamayı seviyorum o yüzden de şehrin göbeğinde oturmayı tercih etmiyorum. Ama bu, insanlardan uzak durduğum anlamına gelmiyor.”
Evde ne yapar? Güne muhakkak espresso içerek başlıyor. Kahvaltıdan sonra da mutlaka Türk kahvesini içiyor. “Sabah kahvaltımı evde yaptığımda o gün benim için ideal bir gün olabilir. İdeal dediğim, çok verim alabileceğim bir gün olabilir yani. Mutfakla da aram iyidir, bu konuda hiç mütevazı olamayacağım gerçekten iyi yemek yaparım. Sanırım annemden el aldım.
En sevdiği yemek? Patates. “Her türlüsünü severim. Patates ve zeytinyağlı deniz börülcesini sıkılmadan her gün yiyebilirim.
Formunu nasıl koruyor? Spor yapıyor ve sağlıklı besleniyor. “Sağlıklı besleniyorum ancak dilersem abur cubur da yiyorum ama sporu elimden geldiğince aksatmamaya çalışıyorum. Crossfit ve pilates yapıyorum.
Favori yönetmenleri kim? Luis Bunuel, David Lynch, Tim Burton, Haneke, Gus Van Sant, Jim Jarmusch, Coen Brothers.
Stilini en iyi ifade eden parçalar hangileri? Yaz-kış bot giymeyi seviyor. “Kovboy çizmelerimi çok severim, bir de siyahı! Hakan Yıldırım ve Zuhair Murad’ın tasarımlarını da çok beğeniyorum.
TELEVİZYON DİZİLERİ
2008/ 2010 -Yaprak Dökümü / Deniz
2011- Kalbim Seni Seçti/ Melis
2011 -Canım Babam / Pınar
2011/2012-Hayat Devam Ediyor /Şirin Bakırcı
2013/2014 -Fatih Harbiye /Neriman Solmaz
2015/2017 -Kara Sevda / Nihan Sezin Soydere
2018- Dip / Bilge Koral (İnternet Dizisi)
2019/2020- Sefirin Kızı /Nare Çelebi
SİNEMA FİLMLERİ
2006 -İlk Aşk / Genç Bahar
2011 -Araf / Zehra
2015- Senden Bana Kalan / Elif
ÖDÜLLERİ
2007 -14.Altın Koza Film Festivali /Umut Veren Genç Kadın Oyuncu / İlk Aşk
2007- Moskova Film Festivali /Şimdinin ve Geleceğin En İyi Oyuncusu /Araf
2007- 19. Altın Koza Film Festivali /Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu / Araf
2012- 25.Tokyo Uluslararası Film Festivali /En İyi Kadın Oyuncu / Araf
2012- Pune Uluslararası Film Festivali /En İyi Performans / Araf
2012- 45.Sinema Yazarları Derneği Ödülleri /Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu / Araf
2013 -16.Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali / En Genç Cadı / Araf
2016- 16.Magazinci.com İnternet Medyası (En İyiler) /Yılın Kadın Dizi Oyuncusu / Kara Sevda
2016- Ayaklı Gazete Ödülleri /En İyi Kadın Oyuncu / Kara Sevda
2016- MGD 22.Altın Objektif Ödülleri /En İyi Kadın Drama Oyuncusu / Kara Sevda
2017- 1.Müzikonair Ödülleri /En İyi Kadın Dizi Oyuncusu / Kara Sevda