Fox TV ekranlarında izleyicilerle buluşan Yasak Elma dizisinin setinde ortaya çıkan taciz iddasının boyutları o kadar genişledi ki, zarar gören insan sayısı da artıyor.
Her şeyden önce Yasak Elma dizisinin tüm ekibi bu konu nedeniyle zarar gördü.
Fox TV ve yapımcı firma imaj kaybı yaşayarak zarar gördü.
İddiaların odağındaki isim Talat Bulut zarar gördü.
Tacize uğradığı iddia edilen kostüm asistanı genç Ö.Ş. psikolojik ve maneviyat açısından büyük zarar gördü.
Bir başka zarar gören ismin de Talat Bulut’un 19 yaşındaki kızı olduğu annesinin mektubuyla ortaya çıkmıştı.
Talat Bulut’un eski eşi Pınar Afşar, kızını korumak maksadıyla Milliyet Cadde yazarlarından Ali Eyüboğlu’na gönderdiği mektup ile yaşadıkları büyük sıkıntıyı anlatmıştı.
Afşar’ın, “Talat Bulut’u hedefleyen yargısız infaz, moral değerleri sarsacak boyutlara gelince 19 yaşında bir kız annesi olarak itirazımı ‘yüreklerin işiten kulaklarına’ bildiriyorum” diye yazdığı mektupta yürekleri parçalayan bir detay vardı.
Talat Bulut’un 19 yaşındaki kızının feryat ettiği bu mektup ile ortaya çıktı.
Kızının yurt dışında okumaya çalıştığı, Talat Bulut’un ona bu imkanı sağlamak için dizi setlerinde sabahladığı gerçeği yaşananların üzerine tuz biber ekti.
Pınar Afşar, “Kızım feryat ediyor” diyor ve basının bu süreçteki tavrını eleştirerek şu satırlarla vicdanlara sesleniyor:
“İnsanın kendinden, canından ve her şeyden öte bazı değerler vardır. Bu değer benim için, sebeb-i hayatım, kızımdır. Yurt dışında, ülkesine, anne-babasına, değerlerine hasretle yaşayan 19 yaşında bir genç olan kızımın hissettiklerinin, gözyaşlarının, isyanlarının hiç düşünülmeden, kayıtsız, duyarsız, kadın dayanışması adı altında ona verilen zararın boyutlarının göz ardı edilmesi çok acı.
Maddi/manevi zorluklarla yurt dışında var olma mücadelesi veren kızımın, babası için atfedilen-ki henüz bir iddia aşamasında olan-yüz kızartıcı bir suçlamayla mı, yoksa babası bundan sonra işsiz kalırsa okulunu yarıda bırakma tehlikesine karşı yaşadığı travmayı, dehşeti ve üzüntüyü mü göğüslemeye çalışmalıyım? Bilemedim…
Babası seçkin bir aktör olup, seçici davrandığı için şimdiye kadar dikili bir ağacı olamadığı halde, reytingi iyi giden bir dizi ve aldığı film teklifiyle kızımın öğreniminin devamını üstlenebilecekken ekmeği ile oynandı.
“19’unda aritmi oldu”
Kimliği üzerinden kişilik haklarına tecavüz edildi. Kızımın önce psikolojisi bozuldu. Çünkü biricik babası tacizle suçlandı, ‘Ben yaşamak istemiyorum anne. Bu nasıl haksız bir utanç? Arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım? Ben artık ülkeme dönmek istemiyorum’ feryatlarıyla, önce psikolojisi sonra biyolojisi bozuldu; kalbinde aritmi oldu. ‘Benim babam artık çalışamayacak, benim babama kimse iş vermeyecekmiş, biz bittik anne’ diyen canhıraş bir evlat.
“Bir baba recmedildi”
Günlerdir kızımın babası ülke gündeminde ‘bir kısım medya’ tarafından linç edilmekte, recm edilmekte, üstelik kayıt, kanıt, tanık hiçbir dayanak olmadan. Yapım şirketi, aktörün sözleşmesini fesh etmeye yönelik ağır tahriklerle, yargısız infazla bir babayı sokağa çıkamayacak hale getirdi.
Suçlamada bulunan taraf bile, ‘Konuşamam, yargı süreci devam ediyor’ derken, basın nasıl olur da yargıyı ve kamuoyunu etkileyecek yayın yapar?
“İki kişi arasında yaşanan olayda kimin haklı, kimin suçlu olduğuna mahkeme karar versin.”