Ana sayfa Dizi Haberleri Ufak Tefek Cinayetler’de kadınları ne hale düşürdüler, Meriç Acemi tepkilerin odağında!

Ufak Tefek Cinayetler’de kadınları ne hale düşürdüler, Meriç Acemi tepkilerin odağında!

tarafından ker_def

Milliyet Cadde yazarlarından Asu Maro, Ufak Tefek Cinayetler dizisinde hizmetçi kadın üzerinden verilen mesaja tepkili.

Yazar, dizide kadınların düşürüldüğü duruma da ciddi anlamda tepki gösteriyor.

İşte Asu Maro’nun Ufak Tefek Cinayetler isyanı:

Ufak tefek mesajlar

Televizyon dizilerimizdeki kadın temsili, son dönemlerde sık konuşulan bir konu. Özellikle, bu duruma hassasiyet gösteren TÜSİAD’ın toplumu etkileme gücü yüksek dizilerle ilgili başlattığı toplumsal cinsiyet eşitliği projesinden ve çıkan rapordaki verilerden sonra…

Bir kadın yazarın; Meriç Acemi’nin elinden çıktığı halde ‘Ufak Tefek Cinayetler’, maalesef baştan beri bu konuda en sorunlu olanlardan biri. Kadınların neredeyse hepsinin hayattaki tek uğraşı, entrika uzmanlığı. Tamamen boş geziyor, dedikodu yapıyor ve birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar, bu kadar. Zeki oldukları teslim ediliyor sık sık ama bu zekanın yöneldiği tek alan, kocayı elde tutma sanatı. Aralarındaki tek okumuş, meslek sahibi doktor Oya (Gökçe Bahadır) da çocuk sahibi olamadığı için ‘eksik’ sayılıyor ve bunu tamamlama yolunda yine entrikacı bir doktor kadının (Sezin Akbaşoğulları) ağına düştü, bu bölümde.

Ama bu bölümde daha sorunlu bir durum vardı: Pelin ve Taylan çiftinin evine bir temizlikçi kadın alınmıştı.

Ufak Tefek Cinayetler'de kadınları ne hale düşürdüler, Meriç Acemi tepkilerin odağında! 7

Daha doğrusu mevcut olan izne çıktığı için kuzeni gelmişti. Bu yeni genç kadın evin içinde olabilecek en kısa mini eteği ve sivri topuklu pabuçlarıyla salındıkça, Taylan’ın (Ferit Aktuğ) ağzının suyu akıyor, bir köşeye konuşlanıp sürekli kadını izliyor, yetmiyor, beraber seyretmek için arkadaş çağırıyordu.

Taylan ile Mehmet (Yıldıray Şahinler) ‘yeni televizyon’ diye şifreli isim taktıkları kadını baştan ayağa, ayaktan başa süzüyor, aralarında sevimsiz ‘dirilik’ esprileri yapıyor, Pelin’den (Bade İşçil) ‘eski tüplü televizyon’ diye bahsediyor. Bu sırada dünyadan habersiz temizlikçi kadın, saçını savurarak topuklarının üzerinde tıkır tıkır geziyor.

Herhalde biz de gülüyor olmalıyız. “Şimdi anlaşıldı neden evden çıkmadığın… İnsanın böyle televizyonu olursa, tabii bütün gün gözünü alamaz”, çok komik değil mi? Yani sorulacak o kadar çok soru var ki… Bunun amaçlanmadığını tahmin ediyor olmakla beraber, verilen mesaj ne? İstenmese de veriliyor çünkü.

Misal: Özellikle kadınların yerinin evi olduğunun sık sık vurgulandığı bir ülkede, kadın çalışmaya gidince alenen tacize uğruyor, iş yerindeki erkekler gözünü ondan ayıramıyor. İş yeri, tehlikeli.

Giyimine kuşamına sürekli karışılan bir ortamda bu sahneyi izlediğimize göre, sahiden mini etek giyen kadın, erkeği tahrik ediyor, bakılmayı, süzülmeyi ve laf atılmasını da hak ediyor. Kadın, edepli giyinmeli. Temizliğe o etekle gidip, evde o topukluların üzerinde gezdiğine göre, bu kadın dünyadan habersiz bir gerizekalı. Ya da amacı gerçekten evdeki erkeği baştan çıkarmak. Kadının varlığı tahrik unsurudur, ateşle barut yan yana durmaz. Zaten sonunda evin hanımı duruma ayıyor, derhal kadına yol verip sorunu çözüyor. Böylece dizinin çalışmaya niyet eden kadınlarından birini de evine gönderiyoruz.

UFAK TEFEK CİNAYETLER TÜM BÖLÜM VİDEOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Sonuç: Sahiden otursun kadın evinde, dizini kırıp. Görüldüğü üzere dışarısı tehlikelerle, onu ‘televizyon’ gibi izleyen, eline fırsat geçse kim bilir daha neler yapacak erkeklerle dolu. O gözler göz değildi, ben söyleyeyim.