Armağan Portakal, ilk olarak var olan zeytinlerin yanına yenilerini dikti. Tavuk yetiştirip arıcılık yaptı. Geleneksel yöntemlerle yaptığı reçelleri güneşte pişirip olgunlaştıran Portakal, Urla’nın özel sakız türü enginarını da yine Ege usulü dörde bölüp yapraklarıyla konserve kurdu. Sadece elle ve belli miktarda ürettikleri ürünleri de, kendisine ait ‘Torlak Çiftliği’ sitesinden pazarlamaya başladı.
‘Yeni ünvanım çiftçi’
Çiftliğinde yaptığı üretimi ve kuruluş öyküsünü anlatan Armağan Portakal şunları söyledi:
“Gıda sektöründe 1992 yılından beni çalıştım. Ben hep kendime ait ürün yapmak istedim ama pazarlamada bütün emeğinizi bir başka markanın, firmanın ürününe veriyorsunuz. Ben kendime bir şey kalmasını istedim. Bu çiftlikte idealimdeki oldu, bu benim bütün emeğim. Bana ait bir şey. Bu güne kadar bir sürü ünvan taşıdım ama şimdi ‘çiftçi’ ünvanını elde ettim. Tabi ki gurur duydum. Çünkü toprak insana büyük güç veriyor, özgüven veriyor. Bereketli, sizden hiçbir şeyi sakınmıyor. Sizden isteği doğal bir bakım. Yaptığım işlerin içinde bir Nirvana bu durumum.”