TelevizyonGazetesi.com / Detay – Yüz Yıllık Mucize isimli yeni Star TV dizisi, fantastik bir yapım. 130 yaşındaki bir adamın geçmişi ile günümüz arasındaki hayatını konulan alan, çok ilginç bir hikayeye sahip… Dizinin senaryosunun bu kadar farklı olması birçok izleyiciyi etkilemişti. Ancak 4. bölüm fragmanına yapılan yorumlara bakanlar aslında senaristlerin asıl noktayı kaçırdığını, olayı bir aşk hikayesine bağlamanın izleyicileri diziden soğutacağının farkında değil.
Süreyya yıllar önce aşık olduğu Eşref’i bu sefer Kemal olarak karşısında görüyor. Kemal ise bu sefer karşısına Harika’nın aşkı olarak çıkıyor. Dizi izleyicileri ise bu noktada şu eleştiride haklı, “Enişte yeğen ilişkisi resmen…” Dizinin başrollerinde yer alan Ebru Şahin ve Birkan Sokullu’nun oyunculuk performanslarını öven izleyiciler, senaryo için ise farklı düşüncelere sahip.
Dizilerde çarpık ilişkiler sürekli işleniyor ama Yüz Yıllık Mucize projesinde izleyicileri asıl rahatsız eden şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu öncesindeki milli mücadele döneminde yaşamış bir kişinin günümüz dünyasına aktarabileceği o kadar çok şey varken, dizinin çarpık bir aşk hikayesi temasına sarılması…
Senaristler aslında geçmiş ile bağı daha güçlü kuracak sahneler ortaya koysa, Kemal’in asker olarak kahramanlıklarını milli mücadele ve öncesindeki dönemde yaşanan önemli olaylar ile daha güçlü şekilde bağdaştırsa Yüz Yıllık Mucize dizisinin anlamı çok daha derin olur.
Sonuçta, hikaye 130 yaşındaki bir adamın hikayesi olarak izleyici karşısına çıkıyor ama neticede seyirciler de “Enişte ile yeğen çarpık ilişkisi” yorumuyla diziye hemen notu yapıştırıyor.
Bu tür durumların normalleştirilmesine de hizmet edebileceği eleştirileri artarken, Yüz Yıllık Mucize dizisinin marjinal bir hikayeye doğru sürüklenme riski de var.
Bir izleyici diyor ki, “Sakarya Savaşı’na katılmışsın, yüz yıldan fazla yaşamışsın, anılarını yazacağına aşk peşinde koşuyorsun.”
Aslında ne kadar da haklı bir durum. Dizinin hikayesinde milli mücadele vurgusu üzerinden güçlü bir mesaj verilmesi, bir aşk hikayesi konusu olarak tarif edilse belki izleyiciler de farklı beklentiler olabilirdi.
Ancak Yüz Yıllık Mucize dizisinin milli mücadele kahramanı bir askerin ölmesi ve sonrasında fantastik bir şekilde hiç yaşlanmadan 130 yaşına gelerek günümüz dünyasında bir “enişte yeğen çarpık ilişkisi” noktasına getirilmesi, senaryonun temel sıkıntısını oluşturuyor.
Hikaye farklı ve anlatılabilecek çok şey var ama Süreyya ile Harika ve Kemal arasında bir aşk üçgeni konusuna evrilen Yüz Yıllık Mucize dizisinin geldiği nokta eleştiriyi hak ediyor.
Dizinin reytinglerinin 3. bölümde düşüş göstermesi ve bir türlü yapılan etkili tanıtımlara rağmen ortalamanın altında kalması da senaryodaki sıkıntının bir başka boyutu olarak gözüküyor.