Nurgül Yeşilçay ve Timuçin Esen’in başrolünde oynadıkları Gülperi dizisi, geçtiğimiz hafta ilk bölümüyle ekrana geldi.
Dizinin tanıtımları çok dikkat çekmiş ve ilk bölümü de heyecanla beklenmişti. Ancak diziyi izleyenlerin kafasında oturtamadığı bazı olaylar ve sahneler, hikayeyle ilgili boşluklar oluşturdu.
Vatan Gazetesi Yazarı Oya Doğan, “Gülperi’de damar sağlam ama boşluklar var” başlıklı yazısında, dizinin ilk bölümünde dikkat çeken detaylardaki bazı aksaklıkları kaleme aldı.
İlk bölümde olaya hızlı bir giriş yapıldığını ama her şeyin savrulduğunu belirterek, “Öncelikle Gülperi’nin kim olduğunu biz sahneye Kadir girene kadar anlamadık. İzmir’den gelmiş ve çok iyi Türkçe konuşuyor. Çocuklarının geleceği için de Gaziantep’ten kaçmayı planlıyor. Ama nasıl oluyorsa küçücük çocuğu Can Antep aksanında konuşuyor. Gülperi hapishaneden çıkıp Bebek’e nasıl geliyor? O Bebek kısmına ben çok takıldım. En azından bize nasıl oraya geldiğini izletselerdi” ifadesini kullanıyor.
Çocukların annelerine düşman olması, sosyal medyada da kimi eleştirilere neden olmuştu. Anneleri içeri girdiğinde ağbi ve ablanın büyük olduğu ve olayların içinde olmalarına karşın kısa sürede annelerine bu kadar düşman olmalarının anlaşılamadığı, sosyal medyada izleyicilerin yorumlarına da yansımıştı. Küçük kardeş Can’ın durumu başkaydı ama diğer iki kardeşin hali herkesi şaşırtmıştı.
Oya Doğan da bu konuya parmak basarak şunları söylüyor:
“En önemli sorun ise o çocukların annelerine nasıl o kadar düşman olduğuydu. Annesine mektup yazan Can, seyirciye annesine olan hasretini anlatan Can nasıl oldu da mahkeme gününden itibaren izleyiciyle iletişimini kesti. Çocukların annelerine düşmanlığını gizlemenin bu hikayeyi daha gizemli kılmadığının altını çizerim. ”
Bu arada Cem Karcı’nın yönetmenliğini yaptığı dizinin rejisine de bir eleştiri getiren Oya Doğan, Gaziantep’in güzelliklerinin ekranda gerektiğince kullanılamadığı kanısında.
Oya Doğan, şöyle devam ediyor:
“Rejiye gelirsek; Cem Karcı çok beğendiğim bir yönetmendir. Ama toprak işi çekmek başka bir şey!
Hikayenin büyük bir kısmı Gaziantep’te çekilmiş ama biz o bölgenin atmosferini yaşayamadık. Orası bir konaktan ve yakın plan çekilmiş bir çarşıdan ibaret olmamalıydı. O bölgenin atmosferini hissetmeliydik. Bir eleştirim de mahkemede çocukların alındığı sahneye dair olacak. Bu kadar dramatik bir sahneyi detaylarla öyle sağılmış bir halde izlerdik ki, çocukların düşmanlığını bize anlatmasanız bile beden dilleriyle izlettirebilirdiniz. Tüm eleştirilerime rağmen Gülperi’nin sağlam bir damarı olduğunu düşünüyorum.”