“Beni ortadan kaldırmak için ihtiyacın olan çağrı geldi!”
Daha önce demiştim ya, Birol her ne yaşamış olursa olsun, babasını zevk duyarak öldürmüş bir kadının yanında nasıl kalabilir diye. İşte şimdi taşlar yerine oturdu. Bence Meryem tıpkı Şevket’e anlattığı gibi, Birol’a da katil olmadığı hikayesini anlatmıştı geçmişte. O yüzden Birol kasetteki itirafı gördüğünde o kadar etkilendi, çünkü ilk kez amcasının iddialarında haklı olduğunu anlamış oldu. Her ne kadar Vahit’in karşısında renk vermemeye çalışsa da bu ilerde Birol tarafında da bir kırılmaya yol açabilir..
“Sen söz hakkını, bir insanın hayatını hiçe saydığın gün kaybettin Mukaddes!”
Geçen hafta yazdıklarımın birebir aynısını Gülsüm Hanım’ın ağzından duyunca içim biraz soğumadı değil. Gerçi ben hala Mukaddes’in çok daha ağır tepkiler alması gerektiği taraftarıyım, ama hiç yoktan iyidir..
Bu arada zaman zaman bu tarz anında alınan geri dönüşlerin olması, bir takım yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor. Yapılan yorumlarda da bunlara denk geliyorum arkadaşlar. Bölümlerin en azından birkaç hafta önceden, hatta hikayenin genel akışlarının da birkaç ay önceden yazıldığını göz önüne almamız gerekiyor, yani “Ben yazdığım için öyle oldu..” diye bir durum yok. Farkında olmadan senaristlere saygısızlık ediyor gibi bir duruma düşmeyelim lütfen. Ben sadece ip uçlarını yakalıyorum..