Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Burcu Kıratlı Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Burcu Kıratlı Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Burcu Kıratlı, 23 Temmuz 1989 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Burcu Kıratlı
Doğum Tarihi: 23 Temmuz 1989
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.64 m.
Kilosu: 52 kilo
Burcu: Aslan
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Annesi: Gül Erçetingöz
Babası: Kenan Erçetingöz (Üvey)
Kardeşleri: Tek çocuk
Instagram: https://www.instagram.com/burcukiratli23/
Evcil Hayvanları: Köpeği Mira.

Ailesi: İstanbul’da doğup büyüdü. Tek çocuk, anne ve babası o küçükken boşandı, annesi duayen magazin gazetecisi Kenan Erçetingöz ile evli. “Annem ve babam ben çok küçükken ayrılmış. Onları hiç bir arada görmedim. 6 yaşında tanıştım Kenan Abi ile ve 19 yaşıma gelene kadar aynı evde yaşadık.  Baba tarafımla bağlarım hiçbir zaman kopmadı. Hâlâ görüşüyoruz. Ama öz babamla hep kopuk bir ilişkimiz oldu. Çok fazla görüşmedik. Onun işleri çok yoğundu.  Benim öz kardeşim yok. Levent var. Kenan Abi’nin ilk evliliğinden olan oğlu. Bir de öz babamın diğer eşinden iki çocuğu var. Benim şansım Kenan Erçetingöz oldu. Baba yokluğu hissettirmedi bana.  Biz baba kız arasında yaşanabilecek her şeyi yaşadık. Azarlardı, kızardı, ceza verirdi. Gece telefon çaldığında, telefon bir hafta yasaklanırdı. Akşamları 7’ye kadar iznim vardı.  Ailem , oyuncu olmaya karar verdiğimde belki de sektörün zorluklarını bildikleri için önce karşı çıktılar ama ne kadar istediğimi görünce kabullendiler.  Babam (Kenan Erçetingöz), ‘Sen bu mesleği seçtin ve anladığım kadarıyla ısrarcısın, başarıyorsun da. Herkes profesyonel olmak zorunda. Başın sıkışırsa beni arama. Gece dışarı çıkarsan ve yakalanırsan yazarım’ dedi. Birilerini araya koymak, birinin kızı diye ayrıcalık beklemek doğru değil.”

Çocukluk yılları: Çocukluk hayali kendini bildi bileli, her zaman oyuncu olmaktı. “Çocukluğu güzel geçen son nesil biziz sanırım. Bizim çocukluğumuzu teknoloji bu kadar ele geçirmemişti. Yakar top, hırsız-polis, ip atlama gibi oyunların hepsine yetiştim. Çok da güzeldi! Yazları özellikle havuz başında okey, akşam üzeri site maçları.  Şanslıyım ki hepsini yaşadım.  Oyuncu olmak istediğimi ilk söylediğimde geçici bir heves olduğunu düşündüler. Babam ‘Bu piyasa göründüğü gibi değil. Özellikle bir kadın için ayakta durmak çok zor” dedi ve izin vermedi. Oyuncu olmama izin çıkmayınca ben de Görsel İletişim Tasarım bölümünü yazdım. Ama o zamanlarda bile günlüğüme ‘Biliyorum bir gün oyuncu olacağım’  yazmışım pembe kalemlerle. En son dayanamayıp kendi kendimi ailemden gizli Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne yazdırdım.  Müjdat Hoca bir sınav açmıştı, 350 kişilik katılım oldu. Kimseye eğitim için seçmelere gittiğimde kimin kızı olduğumu söylemedim. Eğitim almaya başladım, denemelere katıldım. Hem dizi, hem tiyatroyu bir arada yürüttüm. Ailem ilk andan itibaren heves gözüyle baktı. Eninde sonunda vazgeçerim diye düşündüler. Ama bu işe dört elle sarıldığımı gördüklerinde inanmaya başladılar. Sinema filmleri, Diriliş dizisi ve tiyatro şeklinde hayatımı kurmaya başlayınca onların da güvenini kazandım.”

Eğitim hayatı: İlkokul öğrenimini Ata Koleji’nde, ortaokul öğrenimini BJK Koleji’nde, lise öğrenimini ise Bebek Yeni Yıldız Koleji’nde tamamlayarak Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden lisans derecesi ile mezun oldu. Okul hayatı boyunca birçok oyun ve kısa filmde yer aldı.  Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Actor Studio eğitimi aldı ve yine aynı yerde 2 sezon boyunca kadrolu oyuncu olarak görev yaptı.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2010 yılında ‘Elde Var Hayat’ dizisinde canlandırdığı ‘Yağmur’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Diriliş: Ertuğrul’ dizisinde canlandırdığı ‘Gökçe’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Meslek hayatının dönüm noktası? Kariyerinin dönüm noktasını ‘Peri Masalı’ filmi olarak görüyor. “’Peri Masalı ‘filmi, hem ilk başrolümdü hem de aşık olduğum saçlarımdan vazgeçmek zorunda kaldığım bir projeydi. Normalde pek radikal kararlar alabilen biri değilim ve film için saçlarımı kazıtmam hayatımın dönüm noktası oldu. Saçlarım, 13-14 yaşımdan beri hep belime kadardı. Burcu denilince akla saç gelirdi. O yüzden kimse inanmadı zaten. Herkes photoshop sandı. Kesim anı da zordu. Bir kere Peri karakteri çok mutlu bir kız. Saçım kesilirken de mutlu olmamı istediler benden. Bense ağladım! Yönetmenimiz benimle konuşuyor, ‘Yapabilirsin, güveniyoruz sana”’ diyor. Tam set başlayacak ağlamaya başlıyorum, kesiyoruz. Sonra ‘Ben yapamayacağım galiba çok özür dilerim’ dedim ve kalktım. 20 dakika çay molası verildi. Kendi kendime kalıp toparlandım. Babamla konuştum hemen. O beni biraz rahatlattı. Sete girdim. ‘Tamam artık Burcu değilim, Peri’yim’ dedim, sandalyeye oturdum. Tek planda çektik ve bittikten sonra ben ağlamaya başlayınca bütün set ekibi beni alkışladı. Çünkü onlar aralarında ‘Büyük ihtimalle üç gün bunu çekemeyeceğiz’ demişler. Bu filmden sonra, büyüdüğümü, olgunlaştığımı ve daha kadınsı olduğumu düşünüyorum.”

Kişilik özellikleri: Vicdanlı, sevdiklerini kıskanan bir yapıya sahip, tez canlı. “Çok vicdanlıyım, vicdanlı olmayı hem seviyorum hem de sevmiyorum. Çabuk parlayıp hemen sönerim. Kin tutmam. Sinsilik yapamam. Tez canlıyım. Bir şey olacaksa hemen olsun isterim. Dostlarım çok eğlenceli olduğumu söyler. En sevdiklerimi çok kıskanırım. Başka türlü kıskançlığım yoktur, benimki tamamen duygusal. Mesela köpeğim benden çok bir başkasıyla ilgilendiği zaman onu kıskanabiliyorum. Ben birazcık sevgi arsızıyım galiba. Kimisi kaçtıkça kovalanmak ister. Ben karşımdakinin beni çok sevdiğini görünce bağlananlardanım. Ufacık bir sevgi şüphesi hissettiğim anda bende bir soğuma oluyor.”

Sosyal: Boş vakitlerinde dışarıda olmayı, gezmeyi, arkadaşları ile vakit geçirmeyi seviyor. “Ben gezmeyi seven ve neşeli biriyim. Dışarıda vakit geçirmeyi, yeni yerler keşfetmeyi ve dans etmeyi çok seviyorum. Genelde grubun çılgınıyımdır.”

Düşünce yapısı: Derdi, kendisiyle ve sevdikleriyle. Diğer insanların hayatları, başarı ya da başarısızlıklarıyla ilgilenmiyor. “Konsantrasyonum sadece kendi yörüngemde dönüyor. Bence kendini seven her kadın güzeldir. Güzel bir iç enerjinin kesinlikle dışa yansıdığını düşünüyorum. Dış güzelliği tamamlayan en önemli etken iç dünyanın güzel olması.  İstesem de çok planlı yaşayamıyorum. Tez canlı ve içinden geldiği gibi yaşayan biri olduğum için set dönemi programı dışındaki programlarım hep spontane gelişiyor.”

Sette nasıl birisi? Müzik ve kahveyle sahneye hazırlanmayı çok seviyor. ‘Diriliş: Ertuğrul’ dizisinin setinde yaşadığı bir anı ise unutamıyor; “Benim atım ile Engin Altan Düzyatan’ın atı kavgalıymış. Bundan haberim yoktu. Çekim sırasında atlar yan yana geldi. Benim atım öyle bir sinirlendi ki dört nala deli gibi koşmaya başladı. Gerçekten çok korkmuştum. Allah’tan iyi at biniyorum da başıma kötü bir şey gelmedi.”

Mutluluk kaynağı: Hayranlarının ilgisinden dolayı çok mutlu .“Çok güçlü bir ‘Burcu Kıratlı Fun Club’ var. Onların hepsini çok seviyorum. Bana inanılmaz destek ve sevgi veriyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. İdol olduğumu söylüyorlar. Onları mahcup etmemek için örnek bir insan olmaya çalışıyorum.”

İlk sinema filmi: Biray Dalkıran / Peri Masalı

Aşka bakışı: “Aşka çok zor rastlar insan bence o yüzden bulduğunda kıymetini bilmek gerekir. İki insanın birbirini koşulsuzca sevmesi ve teslim olacak kadar güvenmesi muhteşem ve sadece bir kere yaşanabilecek bir duygu. Aşk, ‘şöyle birisine karşı duyulur’ şeklinde kriteri olabilecek bir şey değil. Görürsün ve o an içinden bir şey akıp gider, ‘aşık oldum’ dersin. Hatta diyemezsin çok sonra anlarsın. Bakarsın heyecanlanırsın, ne oluyor dersin.”

Hayata bakışı: Hayatta hiç pişmanlığı yok, hatalarından ders almayı biliyor. “ Hayat inişli çıkışlı, bol sınavlı bir yer. Kendime her zaman ‘Düşmek bir bitiş değil moladır, dinlen ve daha güçlü kalk’ cümlesini hatırlatıyorum ve uyguluyorum. Hiç pişmanlığım yok, hatalarımdan öğrendiklerim var. Evet, hatalar yaptım ama bunlar bana daha güçlü olmayı, hayata daha sıkı tutunmayı öğretti. Beni hayata karşı daha da güçlendirdi. Şimdi ‘keşke’lerin yerini ‘iyi ki’ler aldı. Dertlendiğim birkaç bir şey var elbette. Ama çok büyük acılarım, kederlerim yok. Çok üzüldüğüm, üstesinden gelemeyeceğimi sandığım şeyler yaşadım ama üstesinden geldim. Her şey atlatılıyor. Zamanla bu da geçecek dendiğinde, geçiyor. Zaman bu neyi çözebilir diye kötümser bakan biriydim ama gördüm ki, zaman ilaç. İzi kalsa da zaman siliyor. Hayatımda birçok önemli şey var ama bir sıralama yapmam gerekirse ailem, işim, köpeğim Mira, aşk ve dostlarım başta gelir.”

İş hayatına bakışı: Bu hayatta hiçbir şeyin onu oyunculuktan daha çok mutlu edemeyeceğini düşünüyor. “Başka bir meslekte kendimi düşünemiyorum.  Oynamak istediğim o kadar çok rol var ki ama bu tabii ki iyi bir senaryoyla doğru orantılı. Seçim yaparken, bir sonraki işimin bir önceki işimden farklı olmasına dikkat ediyorum. Ama tabii bazen hayat sana hiç düşünmediğin çok güzel şeyler sunabiliyor. O yüzden tek bir rol, tek bir karakter söyleyemem. Sektörde çok oyuncu adayı, çok yapım şirketi, çok kanal var. Ama seyirci artık çok akıllı, sahte olanı seçiyor. Sadece güzel olan ekranda kalamıyor. Hem güzel hem de yetenekliysen kalıcı olabiliyorsun. Çok yakışıklı ve çok güzel diye roller kapılabiliyor ama seyirci güzel ya da yakışıklı diye tutmuyor ekranda. Seyirci büyük bir eleme unsuru artık. Her güzel kız bir yerlere gelemiyor. Çabalaması gerekiyor, eğitim alması gerekiyor. 94’lü bir genç oyuncu olmak isteyince eğitim alması gerektiğinin de farkında artık. Benim tek istediğim şey, son nefesime kadar oynayabilmek. Olabildiğince farklı karakter canlandırmak ve her gün daha fazla şey öğrenerek büyümek.  Gerilemeden, sabit kalmadan ileri doğru sağlam adımlar atmak istiyorum. Sinemada da birçok karakter oynamak istiyorum. İlerde yaşlandığımda, gençlerin idealize ettiği bir yaşam sürmek isterim. Işıl Yücesoy, Türkan Şoray gibi.”

Kariyer planı: Bugüne kadar seçtiği her projede oynayacağı karakterin birbirine benzememesine dikkat etti. Bundan sonra da farklı karakterlere can vermek istiyorum. Beni zorlayacak daha önce tecrübe etmediğim karakterleri canlandırmayı istiyorum. Her projeyi kabul etmediğimden bir süredir ekranlardan uzağım. İçinde olacağım projenin beni derinden etkilemesi ve heyecanlandırması gerekiyor. Oynadığım son iki proje ikişer yıl devam etti. Bu da seçici olmanın ne kadar doğru olduğuna dair bir gösterge.  Kariyerimle ilgili yapmak istediğim daha çok şey var. Yaşım kaç olursa olsun her daim kamera karşısında olmak istiyorum. Sevilen bir oyuncu olmak için var gücümle çalışmak birinci önceliğim. Oyunculuk alanında da kendimi daha çok geliştirip, ülkemi uluslararası arenada bir Türk oyuncu olarak temsil etmek istiyorum.”

Gelecek Hayali: “Hayal kurmak çok güzel ama bir o kadar da tehlikeli bence. Gerçekleşebilecek, gerçekleştirebileceğin hayaller kurmalısın düşlerindekiler şartlar gereği olmazsa, o hayal kırıklığı insanın hayata karşı tüm motivasyonunu düşürebiliyor. Benim de, gerçekleşeceği günü beklediğim ve bunun için çabaladığım hayallerim var elbette! En çok, hayalini kurduğum şey, ilerleyen yıllarda öğrencilerle birebir ilgilenebileceğim bir oyunculuk okulu açmak. Onlara geçtiğim yolları, tecrübelerimi, atacakları adımları, nasıl daha öz güvenli ve cesur olabileceklerini anlatmak, öğretmen öğrenci ilişkisi yaşamak.”

En büyük tutkusu:  Müzik. “Müzik benim için her şeydir. Hayatımın her yerinde ve her alanında benimle. Yemek yaparken, dinlenirken, spor yaparken, sette hazırlanırken, senaryo çalışırken. Ruhuma ve kulağıma iyi gelen her tür müziği dinlerim.”

Rol modeli: Meryl Streep’in duruşuna, oyunculuğuna hayran. İlerde onun gibi anılmak istiyor.

En çok neye sinirlenir? Yalan söylenmesine tahammül edemiyor. “Arkadaş ilişkilerinde de, sahteliğe ve yapmacıklığa asla gelemiyorum. Samimiyetsiz olduğunu hissettiğim an mesafemi koyarım. Zaten benim bütün dostlarım çocukluk arkadaşlarım.”

En sevmediği özelliği? Çabuk parlayan birisi, bu özelliğini sevmiyor. “Tepkimi hemen gösteriyorum. Beni üzen ya da sinirlendiren bir olaya karşı soğukkanlı ve mantıklı olamıyorum maalesef!”

En sevdiği özelliği? Vicdanlı oluşu. “ Çok vicdanlı biri olduğumu düşünüyorum ama bunu bazen kullananlar da oluyor tabii ki.”

Bakım sırların var mı? Mutlaka aksamları makyajını temizleyip yatıyor. Haftada bir saçlarına ve cildine peeling yapıyor.

Modayı takip ediyor mu? Modayı, ‘insanın kendisine yakışanı giymesi’ şeklinde yorumluyor. “ Moda diye tarzım olmayan bir şey asla giymem ya da moda değil diye giymeyi sevdiğim şeyden de vazgeçmem. Daha çok spor şık giyinmeyi seviyorum. İlla marka giymeliyim diye bir takıntım yok ama genelde sevdiğim parçaları da markalarda buluyorum. Christian Louboutin ayakkabılarım, skinny jean’lerim ve beyaz atletlerim dolabımın vazgeçilmezleri.”

Evde ne yapar?  Evde vakit geçirmeyi de çok seviyor. “Arkadaşlarım gelsin, yemek yapayım.  Akşamları dizi ya da film izleyeyim. Bunlardan çok keyif alıyorum.”

En sevdiği ve sevmediği yemek? “Makarnaya asla hayır diyemem! Yemek ayırt etmem aslında ama bir tek kuru fasulyeyi asla yemem.”

Formunu nasıl koruyor? Atletik ve düzgün fiziğini gören herkes yıllardır sıkı spor yaptığımı düşünse de o genetik olarak şanslı olanlardan. “Açıkçası spor sevgisi bende yeni yeni başladı. Yürüyüş, kardiyo, yoga yapıyor ve her fırsatta yüzüyorum.”

Neye para harcar?  Ayakkabı ve çanta tutkusu var. “Evdeki bir odayı sadece ayakkabı ve çantalarıma ayırdım. Bir oda dolusu ayakkabı ve çantam var. O odaya ‘Ayakkabıland’ diyorum.”

Sosyal medya ile aran nasıl? Sosyal medyayı çok seviyor ve çok önemsiyor “Seni sevenlerle arandaki en güçlü bağ orası. Ben de elimden geldikçe sık sık kullanıyorum. Oraya hayatımdan kesitler yüklemek, fotoğraflarımı paylaşmak hoşuma gidiyor.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2016/2018- Aşk ve Mavi / Mavi

2014/2016- Diriliş: Ertuğrul/ Gökçe

2015- Bizim Hikaye/ Elif

2010- Elde Var Hayat/ Yağmur

SİNEMA FİLMLERİ

2014- Peri Masalı/ Peri

2013- Su be Ateş/ Helin

ÖDÜLLERİ

2014 – Evos Angels Dijital Medya’nın Enleri / En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu / Peri Masalı