Cansel Elçin, 20 Eylül 1973 tarihinde İzmir Tire’de doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Cansel Elçin
Doğum Tarihi: 20 Eylül 1973
Doğum Yeri: İzmir/Tire
Boyu: 1.83 m.
Kilosu: 74 kilo
Burcu: Başak
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Şennur Elçin
Babası: Nevzat Elçin
Eşi: Zeynep Tuğçe Bayat
Kardeşleri: Dinsel Elçin
Instagram: https://www.instagram.com/cnslelcn_official
Evcil Hayvanları: Kedisi ve köpeği var.
Ailesi: İzmir Tire’de doğdu. Bir erkek kardeşi var. 9 yaşında babasının işi dolayısıyla ailesiyle beraber Fransa’ya yerleşti, 33 yaşında Türkiye’ ye dönüş yaptı. 2020 yılında kendisi gibi oyuncu Zeynep Tuğçe Bayat ile evlendi. Çiftin henüz çocuğu yok. “Annemin ailesinin çiftlikleri vardı ve annem tütün kırardı. Babam çok yetenekli bir terziydi. Bir takım elbiseyi ver, baştan sona dikerdi. Özellikle ceketlerin yakaları konusunda çok iyiydi. Babam modayı severdi. 1960’ların başında Fransa’ya gitmiş hatta Türkiye’ye Paris’ten ilk kez sutyen getiren kişiymiş. Modaya olan tutkusundan dolayı Fransa’ya gitmeyi tercih etmiş. Zaten kısa sürede babamın orada yeteneğini görmüşler ve 1970’te Pierre Cardin’e girip çalışmaya başlamış. Sonra Türkiye’ye dönüyor, 1979’da Türkiye’de ekonomik sıkıntılar olunca, bu sefer ben dokuz yaşındayken ailece Fransa’ya taşındık.”
Çocukluk yılları: Fransızcası olmadığı için ilk başlarda Fransa’da zorluk çekti. “Fransızcam yoktu, yeniden ilkokul birinci sınıfa başlamam gerekti. Bir anda farklı bir dünya ve sistemin içine girdim. Henüz İstanbul’u, İzmir’i görmemiştim. Fransa’da ilk defa süpermarket, tren, metro gördüm. Sonra 33 yaşına kadar da orada yaşadım. Eğitim sistemi çok önemli. Orada eğitim çok iyiydi, o konuda şanslıydım. Hiç bilmediğim halde elime tenis raketi verildi, öğrendim. Alp Dağları’na kayağa gönderildim. Türk, Fransız fark etmez, herkes eşitti. Gündüzleri elinde mutlaka kitap oluyordu. Akşamları sinema ya da tiyatroya gidiyorduk. Orada çok para kazanman değil, kültürlü olman önemliydi.”
Eğitim hayatı: İlk ve orta eğitimini Paris’te Lycée Racine’de tamamladıktan sonra, aile işini devam ettirmek üzere ekonomi ve sosyal bilimler okudu. Bir süre ticaretle uğraşsa da akşam kursları ile başladığı tiyatroya, Fransa’nın önde gelen tiyatro okullarından Ecole Florent’e yazılarak devam etti. Gérard Depardieu, Sophie Marceau, Isabelle Adjani gibi isimlerin ders verdiği Ecole Florent’te Audrey Tautou’yla aynı sınıfta okudu Daha sonra New York’tan gelen ve Actor’s Studio’u kuran Lee Strasberg’in oğlu John Strasberg ile Jack Garfeinden sinema ve tiyatro dersleri aldı. Okulu dereceyle bitirmesiyle birlikte, Fransa’nın çeşitli bölgelerinde birçok temsilde sahne alarak profesyonel tiyatro yaşamına adım attı. Tiyatronun yanı sıra çeşitli reklam ve sinema filmlerinde de rol aldı.
Türkiye’deki oyunculuk macerası nasıl başladı? Bir temsilde kendisini izlemeye gelen Ferzan Özpetek ile tanıştı. Özpetek’in ‘Haremsuare’ adlı filmiyle kamera arkasında cast oluşumu ve çekim konusunda da deneyim kazandı. Aynı zamanda bu paylaşım, kendisine Türkiye’nin önde gelen kadın yönetmenlerinden Tomris Giritlioğlu ile tanışma fırsatını da yaratmış oldu. Tomris Giritlioğlu’nun teklifi ile birlikte, ‘Kırık Kanatlar’ adlı dizi için Türkiye’ye geldi, böylece sanat hayatını Türkiye’de sürdürmeye başlamış oldu. “Fransa’da yaşadığım gençlik günlerimde; 17-25 yaş arası hareketli dönemlerim oldu. Bu biraz büyüdüğüm yerle de alakalıydı. Paris’in bir banliyösünde büyüdüm. Yabancıların, mültecilerin ve Türklerin yoğun yaşadığı bir yerdi. Ama ben kendimi oradan çabuk sıyırıp kapağı Paris’e attım. Tiyatroya çevirdim yolumu ve toparlandım. O zamanlar Türkiye’ye gelmek gibi bir niyetim yoktu. Tomris Giritlioğlu çağırdı beni, geldim ve ‘Kırık Kanatlar’da rol aldım. Sadece iki ay kalacağımı düşünürken ‘Hatırla Sevgili’ çıktı. O dizi de başarılı olunca burada oyunculuk yapmayı sürdürdüm. Yine de Türkiye’de yaşamak ya da burada evlenmek gibi bir niyetim yoktu. Zaten ben planlar yapan ve onların peşinden sürüklenen biri değilim. Duyguları hesaplayamaz insan ya da hesaplamamalı.”
Hayatının en cesur kararı neydi? Tiyatroya ilk adım attığı günün ardından ertesi gün yeniden o sahneye dönmenin hayatının en cesur kararı olduğunu belirtiyor. “Çünkü sahneye ilk kez çıktığınızda bütün defolarınızla yüzleşiyorsunuz. Ya oradan kaçacak ya da zayıf noktalarınızı düzeltmeye karar vereceksiniz. Zaten o kararı verdikten sonra oyunculuk isteği başlıyor.”
Oyunculuğa ilk adım: Türkiye’de ki televizyon macerasına, ‘Kırık Kanatlar’ dizisinde canlandırdığı ‘Cemal’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Hatırla Sevgili’ dizisinde canlandırdığı ‘Ahmet’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Azimli, çalışkan, obsesif, romantik. “Takıntılarım var. Simetri hastalığı gibi. Yamuk bir şey görürsem hemen düzeltirim. Ayrıca obsesifim. Bu durum bazen işte ve özel hayatımda insanları rahatsız ediyor. Bazen geceleri ‘Birine bir şey dedim, acaba kırıldı mı?’ düşüncesiyle uyuyamıyorum. Oysa çoğu insan söylediğim şeyi hiç almamış oluyor. Bu huyumdan kurtulmam lazım. Bir de eskiden çok çabuk sinirlenirdim.”
Kişisel gelişim: Sürekli kendisini geliştirmek için çaba harcıyor. Bugüne kadar tiyatro, klip, reklam, kısa film, dizi, sinemanın yanı sıra kamera arkasında da bulundu. Bir dönem Fransa’da rehberlik de yaptığı için sanat akımlarını da iyi biliyor, ilgileniyor. Kendini geliştirmek için çok çaba sarf ediyor. Bugün bulunduğu yerden de gayet mutlu.
Düşünce yapısı: Türkiye’de olmaktan mutluluk duyuyor. Uzun vadeli planlar yapmak yerine anı yaşamak gerektiğine inanıyor. Oyunculuk yaptığı için kendini şanslı hissediyor. “Türkiye’de biri sırf dizide oynuyor diye o kişiyi çok büyütmeleri, ünlü, şöhret yapmaları beni rahatsız ediyor. Herkesin eşit olduğu bir ülkeden geliyorum. Nereden geldiğine, ne kadar para kazandığına bakmıyorlar. İnsanlarla bir araya gelip uçurtma uçurmaya kalktığında ırkını, ismini, ne kadar kazandığını sormuyorlar. Herkes uçurtma uçurmakla meşgul o anda. Bu atmosferde ‘Ben uçurtmayı daha uzağa uçurdum’ diyebilir, bununla mutlu olabilirsin ama mutluluğun bu çerçevede kalır.”
İlk sinema filmi: Yağmur- Durul Taylan / Küçük Kıyamet
Aşka bakışı: “Aşkta, ilişkide kavga ve gürültüden hoşlanmam, gerilimden zevk almam. Bazı insanlar beraberliklerinde kavgayı da sever ama ben bunu çok çocuksu buluyorum. İlişkide hatalı olduğunda özür dilemesini bileceksin. Ben de gerektiğinde özür dilerim. Bazen her şey o kadar basit ki. Hepimizin sorunları ya da kompleksleri olabiliyor. Bunu anladığımızda her şey kolaylaşıyor. İnsanın karşısındakini tanıdıkça âşık olup sevdiğine inanıyorum. Eşimle de önce arkadaş olduk, sonra birbirimize destek ve yardımcı. Aynı kafada olduğumuzu anladık. Bunlarla birlikte aşk geldi.”
Hayata bakışı: Mükemmel olmaya çalışmıyor hatta mükemmel olmaya çalışan insanları çok sıkıcı buluyor. “O tür insanlara beş dakika dayanamam, onlarla bir kahve bile içmem. Kendi kusurlarımızla dalga geçmemiz gerekir. Aslında çevremizdeki herkes bizdeki her şeyi görüyor, mesela yalan söylediğimizde bunu anlıyorlar o sebeple yalana da gerek yok, yalan yalandır. Pembesini söylersen devamı da gelir. Şöhret de gelip geçici çok fazla ciddiye almamaya çalışıyorum. Sadece işimi ciddiye alıyorum. Televizyonda görünmesem, bir-iki ay sonra insanlar beni tanımaz. İzleyici bizden çok canlandırdığımız karakteri seviyor.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuğa başlarken çok çalıştı, çok okudu, travmalar yaşadı ama vazgeçmedi çünkü mesleğini çok seviyor. “Mesela bir gün Fransa’da hem oyunculuk hem garsonluk yapıyordum. Çok önemli bir yapımcı geldi. Fotoğraf ve özgeçmişimi verdim. Adama kendimi anlattım, aldı. Sonra arabasına bindi, camdan fırlattı. Fotoğraf çektirmek pahalıydı. O kare için saatlerce çalışmam gerekiyordu. Koştum, başka bir araba ezmesin diye yerden aldım. İlk defa orada ‘Bu mesleği bıraksam mı’ diye düşündüm. Bu yüzden bir projede yer almak, iyi bir rol oynamak benim için çok değerli. Çok yönlü bir oyuncuyum oyun alanım geniş bu da benim için bir tür meydan okuma gibi, çok keyifli. Tiyatro oyunumun ilk günü dizi setindeydim ve ‘Lütfen bana prömiyer gününe iş koymayın’ dedim. Tabii o güne iş konuldu ve Anadolu yakasındaki setten 19.00’da ayrılıp deniz taksiyle Bebek’e ve arabayla prömiyere yetiştim, sahneye çıktım. Kendi kendime ‘Tiyatroda ve dizide oynuyorum. Arada sinema filmi oluyor. Kazandığım paralarla derdimi anlatabilecek bir film çekebilirim. Aslında dünyanın en şanslı aktörlerinden biriyim’ dedim.”
Kariyer planı: İşini yapıp beklentileri çok fazla düşünmemeye çalışıyor. Amacı, oyuncu olarak kendini çok fazla tekrarlamamak, bu yüzden benzer rollerden kaçınıyor.
Gelecek Hayali: Oyunculuğu çok seviyor. 90 yaşında da sahnede olmak istiyor. “Sahnede nefes alıp var oluyorum. Tiyatroda Frankenstein’ı oynadıktan sonra selam verirken Yılmaz Gruda’nın elini tuttuğumda ‘Ben de onun gibi 90 yaşında sahneye çıkmak istiyorum’ diye düşünüyorum.”
Kadında çekicilik kriteri: “Kürk giyen bir kadınla asla beraber olamam. Hele fotoğrafını çekip sosyal paylaşım yaparsa. Çünkü kürk giyen kadının doğada mutlu yaşayan ve nesli tükenen hayvanı öldüren ve derisini yüzen ahmaktan hiçbir farkı yok bence!”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020 – Sol Yanım
2018 – Ağlama Anne / Adnan Alan
2017 – Dayan Yüreğim / Fuat
2015 – Eve Dönüş / Yusuf Bozyel
2015- Bizim Hikaye/ İsmail
2012 – Kötü Yol / Kenan Yılmazer
2011 – Yalancı Bahar / Selim-Aziz
2010/2011- Gönülçelen / Murat
2008 – Cennetin Çocukları / Ömer
2006/ 2008 – Hatırla Sevgili / Ahmet
2006- Kırık Kanatlar / Cemal
SİNEMA FİLMLERİ
2015 – Evlenmeden Olmaz/ Yavuz
2015- Darbe/ Hakan Fidan
2015 – Bizim Hikaye
2014 – Roya/ Aref (Kısa Film)
2011 – Aşk Tesadüfleri Sever
2010 – Ada: Zombilerin Düğünü
2009- Suluboya/ Marco
2009 – Kampüste Çıplak Ayaklar/ Joseph Hoca
2008 – 120/ Süleyman
2006 – Küçük Kıyamet / Zeki
2006 – L’equilibre De La Terreur / Tarek
2005 – Navarro/ Le Chirurgien (TV Filmi)
2005 – Tu Vas Rire Mais Je Te Quıtte
2002 – A Plus Pollux
2002- Le Grand Avoir (Kısa Film)
2002 – La Crim / Vincent Hartmann (TV Filmi)
2001 – L’art (Delicat) De La Seductıon / Designer
2000- Le Cœur A L’ouvrage / Actor Hamlet
2000- Route De Nuit (TV Filmi)
1999 – Harem Suare / Gazeteci
1997 – Irma Vep
YÖNETTİĞİ FİLMLER
2016- Melekleri Taşıyan Adam
2009 – Kampüste Çıplak Ayaklar
2007 – Papillon – Kelebek (Kısa Film)
TİYATRO OYUNLARI
2019- Çıplak Vatandaşlar / Gaz
2018- Closer / Oyuncu
2015- Frankenstein / DR. Victor Frankenstein
ÖDÜLLERİ
2016- Hindistan Uluslararası Nashik Film Festivali/ En İyi Yabancı Film / Melekleri Taşıyan Adam
2007- Beykent Üniversitesi 7. İletişim Ödülleri / En İyi Erkek Dizi Oyuncusu/ Hatırla Sevgili