Ege Kökenli, 20 Mart 1993 tarihinde Kırklareli’nde doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Ege Kökenli
Doğum Tarihi: 20 Mart 1993
Doğum Yeri: Kırklareli
Boyu: 1.68 m.
Kilosu: 54 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Yeşil
Saç Rengi: Kahverengi
Annesi: Menekşe Urcan
Kardeşleri: Mert Kökenli
Instagram: https://www.instagram.com/kokenliege/
Ailesi: Kırklareli’nde doğup büyüdü, anne ve babası diş hekimi, bir erkek kardeşi var.
Çocukluk yılları: Oyunculuğa olan ilgisi ana sınıfında yer aldığı yıl sonu gösterisiyle başladı. Sahnenin büyüsünü o yaşta hissedince yapmak istediğinin bu iş olduğunu anladı. Annesi de her zaman bu konuda ona destek oldu. “İlk set deneyimimde sanırım dokuz yaşlarımdaydım, ‘Şansa Bak’ adlı bir diziydi. Benim için oyunculuk biraz evcilik oynamak gibiydi o yaşlarda açıkçası. Rahat ve neşeli hissettiğimi hatırlıyorum. Gerçekten o kadar çok istiyordum ki oyunculuğu ailem hep destekledi. Annem, ‘Ben senin şımarmayacağını hep biliyordum’ diyor mesela. Hani çocuk yaşta oyuncu olup da şöhrete kapılarak davranışlarının bozulma riski olabiliyor. Ama ben hiç şımarık bir çocuk da olmadım, kardeş konusunda kıskançlığım da olmadı. Naif bir çocuktum. Evcilikten daha eğlenceli bir oyun vardı, bir de üstüne seni kameraya çekiyorlardı.”
Eğitim hayatı: Liseye kadar Kırlareli’nde eğitim gördü. Daha sonra Saint Joseph Fransız Lisesinde eğitim görmek için İstanbul’a yerleşti. 5 yıl boyunca lisenin Fransızca tiyatro ekibinde yer aldı. Daha sonra Haliç Üniversitesi Konservatuvar Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2004 yılında 11 yaşındayken ‘En İyi Arkadaşım’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Güneşin Kızları’ dizisinde canlandırdığı ‘Melisa Taşkıran’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Neşeli, sıcakkanlı, enerjik, samimi, naif, hırslı, kararlı. “Hırslı değilim desem yalan olur. Herkesin hırsları olmalı hayatta. Yaşım ilerledikçe mesleki açıdan hırslansam da daha sakin kalabiliyorum. Yani zaman geçtikçe hırsınızı yönetmeyi de öğreniyorsunuz. Azimli, çalışkan biriyim; bir şeyin olmasını istiyorsam dört elle sarılırım. İstediğim şey söz konusuysa savaşçıyımdır. Balık burcuyum, yükselenim yengeç herhalde burcum yüzünden duygularımı yoğun yaşıyorum. İnsanların önünde ağlamayı hiç sevmem ama sevincim ve öfkem apaçık belli olur. Öfkeyi daha çok kontrol etmem gerekebiliyor.”
Sosyal: Boş zamanlarında arkadaşlarıyla ve ailesiyle gezmeyi çok seviyor. Evde oturmaya dayanamıyor, çok sıkılıyor. “Ancak yorgun olduğumda yatağıma uzanıp yabancı dizi izliyorum. Kitap okumayı da çok seviyorum, daha fazla şeye hâkim olabilmek için okuyorum, hobi olsun diye değil.”
Düşünce yapısı: Ruhunu doyurmak için gezip görmeyi çok seviyor. “Bazısı alışverişi sever, kendine ödül olarak yeni bir çanta veya ayakkabı alır. Yeni bir eşya bana o hissi vermiyor. Oysa yeni bir yere gitmek, başka insanlar tanımak beni çok heyecanlandırıyor. Dünyaya başka pencerelerden bakabilmek çok önemli.”
Sette nasıl birisi? Sette enerjisi çok yüksek, eğlenmeyi ve gülmeyi çok seviyor. “Sanırım bu genetik bir durum, benim annem ve dedem de böyle. Deli dolu bir aileyiz. Çok komiğiz, bütün gün gülüyoruz. Bana çalıştığım setlerde de ‘Sürekli gülüyorsun ve çok komiksin’ derler. Eğlenmeyi ve gülmeyi çok severim. Telefonla uğraşmak yerine insanlarla sohbet etmeyi tercih ederim. Çevremdeki herkes ‘Çok enerjiksin, hiç durmuyorsun ve bizi çok güldürüyorsun’ der bana.
İlk sinema filmi: Michael Önder/ Taksim Hold’em
Aşka bakışı: “Herkesin ilişkilerden beklentisi ve algısı eminim farklıdır ama benim için uzun ilişkinin sırrı gerçekten aynı zamanda çok iyi dost olabildiğin biriyle birlikte olmaktan geçiyor. Bence, her konuda açıkça her şeyini anlatabileceğin ve aynı şekilde onu dinlemek isteyeceğin sevgilin aynı zamanda çok iyi bir dostunsa işte o zaman her şeyin üstesinden gelmek çok daha kolay oluyor.”
Hayata bakışı: Hayatta hiçbir konuda büyük konuşmamak gerektiğine inanıyor. “O yüzden en son ne zaman ‘şunu asla yapmam’ diye bir yargıda bulundum ve sonra da yaptım pek bilmiyorum. Aslında halen olmak istediğim yerde değilim, ancak oraya ulaşmanın kendini eğitmek ve her zaman gelişime açık olmaktan geçtiğinin de farkındayım. O yüzden inanmak, çalışmak, kendini eğitmek ve asla rehavete kapılmamak gerekiyor. Şöhret sanırım benim için sadece sözlükte yer alan bir kelime. Açıkça söylemek gerekirse oyunculukla tanınmaya başladıktan sonra hayatımda değişen tek şey sokakta insanlarla daha çok merhabalaşmak ve fotoğraf çektirmek oldu diyebilirim. Zaten sosyalleşmeyi ve farklı insanlar tanımayı severim.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuğa başladığında daha çocuktu ve tiyatro kökenli oyuncularla çalıştığı için setleri eğitim yeri olarak görüyordu. “Şu an sektör gerçekten çok büyük ve daha kurumsal hale geldi. Oysa benim başladığım zaman, yani ben sekiz-dokuz yaşlarındayken ortam bu kadar resmi değildi. Tiyatro kökenli oyuncularla birlikte çalışıyorduk ve sanki eğitim gibiydi. Alaylı olmak dediğiniz şeyi ben tam anlamıyla yaşamış oldum. Bence oyunculukta yüzde 50 hayal gücü, yüzde 50 bilgi önemli. Konservatuara başlamadan önce benim için hep hayal gücü, hayal edebilmek, gözünü kapattığında canlandırabilmek önemliydi. Ama konservatuvara girdikten sonra hocalarımdan bilginin çok önemli olduğunu öğrendim. Bir bilgiye sahip olman lazım. Yani bir dönem işi çekiyorsan mutlaka o döneme dair bir şeyler bilmen lazım. Çünkü bilmeden olmaz. Yalan olur, sahte olur. Canlandırdığın karakter gibi davranabilmek için bilmek zorundasın. Bir de akıl yürütebilmek ve algı çok önemli. Konservatuardaki hocam Murat Karasu’nun ‘Aptal insandan oyuncu olmaz’’ diye bir lafı vardır. Bu lafın doğruluğuna inanıyorum. Kamera önünde de sahnede de algılarınızın çok açık olması lazım. ‘Güneşin Kızları’ dizisinin benim kariyerimde ayrı bir yeri var. Her oyuncunun yüzünün, duruşunun oturması ve oyunculuğunun evrilmesi biraz zaman alabiliyor. ‘Güneşin Kızları’ndan önce de çok başarılı dizilerde oynadım ama doğru kombinasyon bu diziyle oldu. Ben de bu diziyle kendimi daha iyi tanıdım, çocukluktan genç kızlığa geçiş yaptığım bir dönem yaşadım.
Kariyer planı: Oyunculukta sınırları yok. Senaryo ne gerektiriyorsa oynar. “Sonuçta her şey hayatın bir parçası ve biz de hayattan kesitler sunuyoruz. Tabii reyting kaygısıyla yapılan sevişme sahnelerine filan alet olmam. Tiyatro yapmayı çok istiyorum, zaten konservatuvara girmemin en büyük sebeplerinden biri budur. Bir de sinemada bilim kurgu türünde bir işin içinde yer almak isterim.”
Gelecek Hayali: İşini çok seviyor ama kendini 70 yaşında hala uzun saatler çalışırken düşünemiyor. “Bu yüzden gelecekte gençlerin de önünü açabilecek bir proje yapmak isterim. Ayrıca dijital dünyanın içerisinde yer alıp, belki yazarak yaratım yapabileceğim şeyler de yapabilirim.”
Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyayla arası iyi, özellikle instagramda aktif olmayı seviyor. “Açıkçası ben bu platformu kendim gibi kullanmayı seçtim, yani oraya bakıp da farklı bir Ege görmüyorsunuz. Ama post’un altına yazı yazmak gerçekten en zorlandığım şey. Bazen saçma sapan şeyler yazıyorum sonra bir bakıyorum en çok onlar beğenilmiş. Hatta bir defasında ‘Ne yazacağımı bilmiyorum onun için bunu yazdım’ diye belirtmiştim. Bu tarz şeyler daha fazla like’lanıyor çünkü sanırım daha samimi bulunuyor.”
Formunu nasıl koruyor? Sporla arası çok iyi, spor onun için bir yaşam şekli aynı zamanda sağlıklı besleniyor. “Babam eski basketbolcu annem de yıllarca üniversitenin basket takımında yer almış. Sporla iç içe bir aileden geldim. Dört yaşında baleye başladım, iki sene bale yaptıktan sonra basketbola devam ettim. Voleybol, hentbol oynadım, atletizm yaptım. Kısa mesafe koşucusuydum hatta teklif almıştım. Lise çağlarındaydım ve profesyonel spor hayatı fazla ilgimi çekmiyordu. Spor yapmayı çok severim, yıldızımın barışmadığı kısım spor salonlarında olmak. Metal aletlerin üzerinde kendimi yürürken düşünemiyorum. Ege gel maç yapalım, basketbol oynayalım derseniz, atlar gelirim. Ailece fast food sevmeyiz, tüketmeyiz. Börek, çörek, hamur işi de pek bana göre değil. Bunların yerine salata ve sebze severim. Dolayısıyla beslenmeme fazla dikkat etmesem de sevdiğim besinler açısından şanslıyım. İnsanlar kilo vermek için karabuğday yer, ben onu sevdiğim için yerim.”
Hangi dizileri takip ediyor? Bilimkurgu türü işlerden çok hoşlanıyor. ‘Dark’ dizisinden çok etkilendi. “Zaman yolculuğu belki uçuk gelebilir ama ben inanıyorum olabileceğine. ‘Sense 8’ de hikayesi çok güçlü ve cinsiyetlere, insanoğluna bambaşka bir açıdan bakıyor. Ve en önemlisi aşk her yerde aşktır.”
Kimlere hayranlık duyar? Bir Hollywood projesinde yer alacak olsaydı haran olduğu yönetmen Wes Anderson ile çalışmayı çok isterdi. Rol almak istediği oyuncu ise muhteşem olduğunu düşündüğü Christoph Waltz olurdu.
Modayı takip ediyor mu? Giyim konusunda rahatına aşırı düşkün biri o yüzden günlük hayatında onu çok süslü görmek mümkün değil. “Ama bu süse düşkün olmadığım anlamına da gelmez tabii. Yerine göre giyinirim ama daha çok spor-rahat bir tarzım var diyebilirim.”
Evde ne yapar? Evde olduğu zamanlarda yemek yapmayı çok seviyor, güzel yemek yapıyor. “Yemek yemeyi ve yapmayı çok severim. Elim de oldukça lezzetlidir. Kardeşim hep ‘Hadi Ege mutfağa gir de bir şeyler yap’ der. Benim bir spesiyalim var: Ege’nin spesiyali. Biraz benim uydurmam ama pilavı pirinçten yapmıyorum, şehriyeden yapıyorum.”
Hangi filmden etkilendi? Demir Maske filminden etkilendi.
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020- Kefaret / Nil Anıl
2019- Benim Tatlı Yalanım/ Aylin
2019 – Yasak Elma / Yağmur
2017 – Kalp Atışı / Bahar Tunç
2015 / 2016 – Asla Vazgeçmem/ Yaren Kozan
2015/2016- Güneşin Kızları / Melisa Taşkıran
2014 – Çiçek / Defne
2013/2014 – Çalıkuşu / Mari
2011 – Yahşi Cazibe / Itır
2010 – Öğretmen Kemal / Peri
2006 – Anadolu Kaplanı / Gizem
2004 – En İyi Arkadaşım / Ece
SİNEMA FİLMLERİ
2014 – Karanliktan Sonra / Genç Kız (Kısa Film)
2016- İntent Niyet / Parktaki Kız (Kısa Film)
2017 – Taksim Hold’em / Seda
2018- Çiçek/ Defne (TV Filmi)
2019 – Aykut Enişte / Nurhan
2020- Son Şaka / Ayşen