Emre Karayel, 18 Ekim 1972 tarihinde Adana’da doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu ve sunucu.
Adı: Emre Karayel
Doğum Tarihi: 18 Ekim 1972
Doğum Yeri: Adana
Boyu: 1.80 m.
Kilosu: 75 kilo
Burcu: Terazi
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Siyah
Annesi: Türkan Onat
Eşi: Gizem Demirci
Kardeşleri: Murat Karayel
Instagram: https://www.instagram.com/emrekarayel01/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Adana Osmaniye Kadirli’de doğdu. Babası çiftçi, bir abisi var. 2020 yılında iç mimar Gizem Demirci ile evlendi. “Adanalıyız, daha doğrusu Kadirlili. Babam çiftçi sabah kalk, babayla tarlaya git. Pamuk toplansın, karpuz toplansın. Kırılsın yensin. İlkokulu bitirir bitirmez, Ankara Atatürk Lisesi’ne yatılı gittim. Geleceğime yön veren, sağ olsun, kapağı benden önce Ankara’ya atan ve ilk 100 içinde Tıp Fakültesi’ne girmeyi başaran abimdi. Baba tarafım hala Adana’da. Çeşme-Dalyan bölgesinde de, annemi herkes tanır, benden daha meşhur. Ona ‘Emre Karayel’in annesi’ demezler, bana ‘Türkan Onat’ın oğlu’ derler.
Çocukluk yılları: Çocukluğu Adana’da doğada geçti. Çocukken oyuncu olma hayali yoktu. “Doğduğum topraklar benim yapımı, gelişimimi, dünyaya olan bakış açımı elbette çok etkiledi. Çukurova çok verimli topraklar. Küçük bir ilçede, sokak ve aile ortamında, yaylalarda büyüdüm. Tüm bunların bana çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Hala Adana’yı çok severim. Her fırsatta giderim. Ben çocukken sadece TRT vardı. Oyuncak bulmak zordu. Televizyon yayını sadece belli saatlerdeydi. Babam akşamları bize hikâyeler anlatırdı. Evde de eski bir ayna vardı gündüzleri kendimi o ayna karşısında bulur, babamın akşam anlattığı hikâyeleri canlandırmaya çalışırdım. Benim oyunculuğum çocuklukta ayna karşısında başladı. Lise hayatım, çok başarılı geçmedi. Gezen tozan, serseri bir adamdım. Kafamda oyunculuğa dair bir şey de yoktu. İktisada başladıktan sonra, biraz para kazanabilmek umuduyla dublaj sınavına girdim, beceremedim. Oradan tiyatro ve dublaj kursuna çağırdılar. ‘Gideyim bari’, diye gittim. Minicik bir gösteri için sahneye çıktım. Aa bir de ne göreyim, deli gibi alkışlıyorlar. Kendimi bir iyi hissettim, bir iyi hissettim. Tamamdır, dedim; benim yerim sahne. Onun üzerine Bilkent’e girdim, tiyatro okudum.”
Eğitim hayatı: Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nin ardından Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’ne girdi ancak okulu bitirmeden Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde okumaya karar verdi ve oradan mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2000 yılında ‘Ablam Böyle İstedi’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Bir İstanbul Masalı’ dizisinde canlandırdığı ‘Zekeriya’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kariyerinin dönüm noktası: Oyunculuk kariyerine, okul olarak gördüğü TRT’de başladı. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisi kariyerinin dönüm noktası oldu. “TRT başlı başına bir okuldu aslında. O yıllarda TRT’de dizide çalıştım, program sunuculuğu yaptım, çocuk programlarında profesyonel kukla oynattım. Profesyonel olarak kukla oynatmak gibi bir yönüm de var ama artık vakit dar olduğu için yapamıyorum tabii. O nedenle TRT okuldu, o dönemdeki TRT çalışanlarının bana katkısı büyüktür. Bugün hala televizyonda sunuculuk yapabiliyorsam bunu o yıllara ve TRT’ye borçluyum. Başlangıcımın o yıllardaki TRT olması benim için çok kıymetlidir. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisi benim için dönüm noktasıdır, projede Demet Evgar ve beni bulmaları bir araya getirmeleri iki yıl kadar sürdü ama buna değdi. Dizinin yapımcısı Müge Turalı hem bizim hayatımızı değiştirdi, hem de bize çok iyi bir yapımda çalışma imkânı sağladı. Ben senaryoyu ilk okuduğumda bu adam benim demiştim zaten. Çok sevdim bir kadın, bir erkek projesini. Demet Evgar da bana çok iyi bir partner oldu. Türkiye’nin en yetenekli kadın oyuncularından biri olduğunu her zaman söylüyorum. Hayatım ondan öncesi ve sonrası olarak ikiye ayılıyor. Çok sevilen bir iş yapmak güzel bir şey. Zaman zaman bizden olmadığını hissettiğimiz bir işin insanları içine alması büyük keyif. Hayatımın en özel işi.”
Kişilik özellikleri: Eğlenceli, esprili, hayatı doyasıya yaşamayı seviyor. “Çabuk sinirlenirim. Agresifim. O yüzden çok çabuk kalp kırabiliyorum. Çalışanların, arkadaşlarımın sevdiklerimin kalbini kırabiliyorum. Sonra da pişman oluyorum.”
Düşünce yapısı: İnsan olabilmenin erdemine inanıyor. “Ben insan olmanın çok önemli bir erdem olduğunu düşünüyorum. İnsan olmadan insanı oynayamayacağımın farkındayım. Çevremdeki herkese elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyorum. Elbette egomun yükseldiği anlar oluyordur ama bir şekilde bunu dengelemeye çalışıyorum. Şöhret olmak için tek bir adım atmadım. Onu takip eden zehirli bir hayatım yok yani. Korkum olmazsa insan olmaktan çıkarım herhalde. Korku, diğeri sevgi olan en temel iki duygudan biridir. Ama hayatımın genelini kapladığını söyleyemem. Doz doz kullanıyorum korkuları, çünkü çoğu zaman itici bir güç olduğu da oluyor.”
Sette nasıl birisi? Komediyi çok seviyor. Komedi yapıp insanları güldürebilmekten haz duyuyor. “Bu çok güzel bir duygu ama ben komedi oyuncusu olduğumu kabul edemem. O yanlış bir şey olur. Ben oyuncuyum. Daha önce çok önemli drama dizilerde de rol adım. Gümüş, İstanbul Masalı, Psikopat dizileri en bilinenleridir. Sonuçta çok farklı rollerde oynadım. Özellikle ‘Bir Kadın Bir Erkek’ komedi olunca, çok da sevilince insanlar öyle görüyor. Sonuçta ben oyuncuyum, her rolü en iyi şekilde oynamak için çalışırım. Kuşkusuz iyi dramalar da seyirciyi içine alabilir ama komedi izleyici ile ilişki kurmakta daha sempatiktir. Çünkü eğlendiren yönleri ile seyircinin kendisini komedide bulması, komediyi sevmesi daha kolay olur.”
İlk sinema filmi: Fide Motan/ Fişgittin Bey
Aşka bakışı: “Aslında bir ilişkiyi tutturmak ve yürütmek çok zor. Bizim ülkemizde de artık boşanmalar ve ayrılıklar çoğaldı. Teknoloji çağındayız ve insanlar yalnızlığa itiliyor. Önlerindeki küçücük ekrandan dört beş tane tuşa basıp her şeye ulaşabiliyorlar. Geriye bir tek çocuk sahibi olmak ya da keyif için yapılan sevişmeler kalıyor. Dolayısıyla ilişkileri var edebilmek çok zor. Bu hepimiz için geçerli bir çıkmaz. Aşk bitmişse bitmiştir, ama çorabını koltuğun altına koymaktan da insan boşanmaz be kardeşim. Bir kere, her iki taraf da, bir önceki hayatlarına saygı gösterecek. Birbirlerinin hayatını sevmek zorunda değiller ama saygı duyacaklar. Hani bir kesişim kümesi vardır ya, o ortadaki kesişim alanı, onların alanı, daha da büyütebilirler, orada yaşayacaklar.”
İş hayatına bakışı: “Egosu olmayan sanatçı yoktur . Bence sadece egosunu yönetemeyen sanatçı vardır. Elbette benim de bir egom var. Yaptığım işin karşısında saygı görmeyi isterim. Ego bende buna yardımcı olur. Ünlü olmak için başlamadım bu işe ama bu işi yaparken ünlü olacağımı biliyordum. Başıma ne geleceğini bilerek yola çıktım. Bu işe başladığım ilk yıllarda bir süre sosyal fobi yaşadım. Hiçbir yere gidemez oldum. İnsanlar sürekli size bakıyor, merak ediyor. Bu durum bir süre sonra rahatsız edici olmaya başlıyor. Artık kimseyi görmemeye başlıyorsun. Göz artık seçmiyor. Biz oyuncuyuz mesleğimizin farklı dalları var. Sinema, tiyatro, televizyon dizileri, sunuculuk. Herkes dizide oynar mı, sunuculuk yapar mı bunlar tercihe bağlıdır ama sonuçta bizler oyuncuyuz. Mesleğimizi idame ettirebileceğimiz her alanda çalışmak zorundayız diye düşünüyorum.”
Kariyer planı: “Yaptığı işler arasında ayrım yapmıyor. Her işinden keyif almaya, en iyisini yapmaya çalışıyor, her işine aynı özeni gösteriyor. “Elbette asıl mesleğim, ana sanat dalım tiyatrodur. Benim er meydanım sahnedir. Ben bu noktaya çok farklı tiplemeler oynayarak geldim. Benim işim oyunculuk, birileri bana bir şey yakıştırırsa onu engelleyebilme şansım yok. Ben hep şunu söylerim; başarıya giden net bir yol bilmiyorum ama başarısızlığa giden net bir yol biliyorum. O da herkesi memnun etmeye çalışmak. Beni bir dönem ‘Zekeriya’ olarak çağırdılar, sonra ‘Allah belanı versin Engin’ dediler, bir dönem ‘Ozi’ dediler. Ben ise çağrıldığım zaman sadece bakıyorum. Yapabileceğim bir şey yok. Benim panzehirim tiyatro. Zaten televizyon dizilerinde çok büyük performanslar sergilendiğini düşünmüyorum. Benim çok eskiden beri bir biyografi filminde oynama hayalim var doğrusu. Eski başbakan yardımcılarından, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun hayatını sinema filminde oynamayı çok istiyorum. 27 Mayıs darbesinden sonra dönemin Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte idam edilmiştir. Sadece politik kimliği değil çok da etkileyici bir hayat yaşadığını düşünmekteyim. Emin Çolaşan’nın Fatin Rüştü Zorlu’nun sevgilisi ile yaptığı röportajlar sayesinde hayatının detaylarından haberim olmuş, beni çok etkilemiştir. Çok da güzel bir aşk hikâyesi yaşamışlardır.”
Gelecek Hayali: Geleceğe yönelik gerçekleştirmek istediği pek çok hayali var. “Bu işi yapmak isteyen ve kafası çalışan insanlara şans yaratmak gibi bir isteğim var. Çocuklara yönelik bir şeyler de yapmak istiyorum. Belki animasyon ya da eski Türk çocuk hikayelerini kullanarak bir proje hayata geçirebilirim. Ama tabii ki, beni zorlayacak, üstesinden gelebileceğim ve insanların hayranlık duyacağı bir şey yapmayı isterim. ‘My Left Foot’ta Daniel Day Lewis’in yaptığı gibi bir şey mesela. Deli ve aykırı bir şey! Bir çiftliğim olsun isterim mesela. Atlar da şahane olur. Kendimi sadece oyunculukla tarif etmiyorum ki. Çiftçiliği seviyorum, Adana’yı seviyorum, çekinmeden gidebilirim.”
Kadında çekicilik kriteri: Güçlü kadınları çekici buluyor. “Kadın güçlü olmalı ama kadın olmalı.”
Hobisi: İngiliz atları var, bu işi hobi olarak görüyor. “İki atım var, ben işin hobi kısmındayım. Bunun kumar olduğunu söyleyenlere katılmıyorum. ‘At yarışı oynayayım’ diye girmedim bu işe. Atlarımı seviyorum. Set için sabahın 5’inde kaldıramazlar beni ama atlar için idmana giderim.”
Neye para harcar? Öğrencilikten kalma kira fobisi olduğu için yatırımını gayrimenkule yapıyor. “Ya kiramı ödeyemezsem?’ diye 1-2 ev aldım yatırım için. Sonra belki onları satıp kendime başka bir ev alacağım. Para sıkıntısı eskiden çok yaşadım. İyi bilirim parasızlığın ne olduğunu. Allah’a şükür şimdi daha iyiyim.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2021- Son Yaz / Fatih Doğanay
2019- Söz Vermiştin / Nesim
2018- Kocaman Ailem / Şinasi Koyuncular
2016- Arkadaşlar İyidir / Tarık Hoca
2014/2015- 1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk / Ozan Karaman
2008/2009- Canım Ailem / Zeki
2008/2015- 1 Kadın 1 Erkek / Ozan Karaman
2007- Mahser: Nubocco’nun Zehri / Gökhan
2007- Kurtlar Vadisi Pusu / Zafer Sasonlu
2007- Tutsak / Serhat
2006- Acemi Cadı
2005- Körfez Ateşi
2005- Kırık Kalpler Durağı/ Hakan
2005/2006- Gümüş / Engin
2004- Sayın Bakanım / Memduh
2004- Bir İstanbul Masalı / Zekeriya
2003- Ablam Böyle İstedi / Murat
2002- Kuzenlerim / Metin
2002- Bizim Evin Halleri
2000- Saksıdaki Ağaç/ Şenol
2000- Ablam Böyle İstedi
SİNEMA FİLMLERİ
2018- Düğüm Salonu
2016- El Değmemiş Aşk / Zafer
2013- Erkek Tarafı Testosteron/ Kamber
2010- Aşkın İkinci Yarısı/ Armen
2009- Başka Dilde Aşk/ Aras
2008- Usta
2007- Zincirbozan / Perle
2007- Polis/ Bekir
2003- Fişgittin Bey
TİYATRO OYUNLARI
2018- Oksimoron – Robert Dubac – Tatbikat Sahnesi
2016- Kredi- Jordi Galceran – Aysa Prodüksiyon
2012- Antonius ile Kleopatra : William Shakespeare – Oyun Atölyesi
2009- Testosteron- Andrzej Saramonowicz – Oyun Atölyesi
2006- Jeanne D’Arc’ın Öteki Ölümü – Stefan Tsanev – Oyun Atölyesi
2004- Othello – William Shakespeare – Oyun Atölyesi
2001- Ghetto (oyun) – Joshua Sobol – Ankara Devlet Tiyatrosu
2000- Azizname – Aziz Nesin\Yücel Erten
SUNUCULUK YAPTIĞI YAPIMLAR
2018/2020- Çarkıfelek (Yarışma Programı)
2015- Sesi Çok Güzel
2014- Akıl Kârı
ÖDÜLLERİ
2009- 13. Afife Tiyatro Ödülleri/ Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Erkek Oyuncusu / Testosteron (Oyun Atölyesi)