Gülse Birsel, 11 Mart 1971 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema oyuncusu, gazeteci, yazar, senarist ve sunucu.
Adı: Gülse Birsel
Doğum Tarihi: 11 Mart 1971
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.75 m.
Kilosu: 60 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Açık Mavi
Saç Rengi: Koyu Sarı
Annesi: Semiha Şener
Babası: Gültekin Şener
Eşi: Murat Birsel
Çocuğu: Yok
Kardeşleri: Bozkurt Şener, Dilek Yücelin
Instagram: https://www.instagram.com/gulsebir/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Gültekin ve Semiha Şener çiftinin üçüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Babası Uşaklı ve avukat, annesi ise ev hanımı. Adını annesinin ve babasının adlarının ilk hecelerinden aldı. Kendisinden on beş yaş büyük Bozkurt adlı bir ağabeyi ve on üç yaş büyük Dilek adlı bir ablası var. Ağabeyi göz doktoru ve eski bir millî voleybolcu. Fransa’nın Cannes şehrinde Ayşe Arman aracılığıyla tanıştığı gazeteci ve televizyoncu Murat Birsel ile bir yıl sonra Ağustos 1999’da evlendi. Çiftin çocuğu yok. Röportajlarında anne olmaya uygun biri olmadığını ifade ediyor. Ağustos 2014’te annesini kaybetti.
Çocukluk yılları: Lise son sınıfa kadar meslek olarak oyunculuğu seçmeyi düşünüyordu. Ancak ailesinin isteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü seçti. “Ailelerin en küçük çocukları ilgi seviyor. Hatta böyle bir istatistik var, sanatçıların çoğu ailelerinin küçük çocuklarıymış. Gösteri dünyasını hayal eden bir çocuktum. Lise sona kadar oyuncu olmayı hayal ettim, sonra sınav sisteminin akışına ve Boğaziçi’nin popülerliğine kapılıp iktisat okudum. Dergilerde yazı yazmaya başlayınca ‘Tamam demek ki ben gazeteci olacağım’ dedim ama 30 yaşında hayatım bir daha değişecekmiş meğer.”
Eğitim hayatı: Beyoğlu Anadolu Lisesi‘ni bitirdi. Yüksek öğrenimini ise Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü‘nde tamamladı. 1994 yılında New York, Columbia Üniversitesi’nde Sinema üzerine yüksek lisansı yaptı. 1996 yılında Türkiye’ye döndü.
Basın Kariyeri: Üniversite ikinci sınıftayken Aktüel dergisinde işe başladı. 1996’da Türkiye’ye döndükten sonra, üç ay boyunca ATV’de sabah bülteninin dış haberlerini yazdı. Bir yıl sonra Esquire dergisinin yayın yönetmenliğine getirildi. Aralık 1997’den 2003’e kadar Harper’s Bazaar dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra 2001-2002 yıllarında Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Yine bu dönemde FHM, Gezi, Harper’s Bazaar ve House Beautiful dergilerinde genel koordinatör olarak çalıştı. Mart 2002’de atv’de ekrana gelmeye başlayan g.a.g. adlı programla televizyona adım attı. Mart 2004’e kadar g.a.g.’ın sunuculuğunu ve metin yazarlığını üstlendi.
Hayatının dönüm noktası: Aktüel dergisinde yazmaya başladığı günü, g.a.g. programında sunuculuk teklif edildiği günü ve ‘Sadece sunmasam, metinleri de ben yazsam, komik şeyler yazabilirim sanırım’ dedikten bir hafta sonrasındaki diğer bir gün ile iki yıl sonra, ‘Ben bir sitcom yazayım yav’ kararını verdiği anı hayatının dönüm noktaları olarak görüyor.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Eyvah! Eski Kocam’ dizisinde canlandırdığı ‘Nilüfer’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? Hem senaryosunu kaleme aldığı hem de oyunculuk yaptığı ‘Avrupa Yakası’ dizisinde canlandırdığı ‘Aslı Sütçüoğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Hırslı değil ama azimli. Yaptığı işi ciddiye alıyor, çalışkan. “Hayatı olmasa da işimi ciddiye alırım, sıkı çalışırım, sıkı eğlenirim, gülmeyi, arkadaşları, müziği çok severim, güzel tatiller yaparım. Genelde iyimser, psikologsuz idare edebilen biriyim galiba. Etrafımdakiler beni en çok bencillik, detaycılık, dikkat bozukluğu özelliklerim yönünden eleştirebilir. Arayan ve mesaj atanlara çok geç dönme alışkanlığım var!”
Kişisel gelişim: Vakit bulduğu zamanlarda New York’ta, hem oyunculuk workshop’larına katılıyor hem de oyunlar seyrederek kendini besliyor.
Sosyal: Dizisi olduğu dönemlerde haftada 95 sayfa yazıyor. Üç gün sette oluyor. Haftada iki gün sadece dört-beş saat sosyalleşecek süresi olduğundan bu zamanını da en yakın arkadaşları ve ailesine ayırmayı tercih ediyor.
Düşünce yapısı: İçin için karamsar ancak bu özelliğini pek kimse bilmez. “Sonra ‘‘İnsanlar beni sevmiyor’’ diye düşünürüm. Paranoyağımdır da: ‘Herkes birbiriyle arkadaş. Ekip oldular. Beni dışarıda bıraktılar.’ Var yani bu tür manyaklıklarım ama iyi maskelerim. Şimdiye kadar çıkıp kendi yazdığı mizah malzemesini anlatan kadın olmadı, belki farkım budur. Bu tuhaf bir şey aslında. Çünkü kadınlar bence erkeklerden daha komik. Daha ince şeylere takılıyorlar, klişeleri daha çabuk fark ediyorlar. Ama galiba etrafta erkek varsa, komik kadınların çoğu, hemen kadınsal ortamlardaki hokkabaz hallerinden sıyrılıp ‘’şık, zarif, seksi kadın’ı oynamaya başlıyorlar. O zaman da ‘erkekler espri yapar, kadınlar güler’ oluyor.”
Yazmak mı oynamak mı daha keyifli? Oynamaktan daha çok keyif alıyor. “Tabii ki oynamak ama yazdığının oynanmış halini görmek kadar da büyük bir zevk yok! Yazma esnasında bazen kendini tebrik ediyor, bazen yeteneksiz olduğunu düşünüp karanlığa düşüyorsun. Sıkıntıların oluyor, yapayalnızsın. Ekran sana, sen ekrana bakıyorsun. Delirmek için fevkalade bir ortam. Yazarlık kimseye tavsiye etmeyeceğim bir meslek. Şu ana kadar akıl sağlığımı korumayı başardım, bundan sonrası için artık kader kısmet.”
İlk sinema filmi: Oğuzhan Tercan/ Hırsız Var
Aşka bakışı: “İdeal aşk tarifim, hem huzurlu, hem heyecanlı. Nasıl olacaksa!”
Hayata bakışı: Kendisiyle barışık, Çocuk ruhlu. “Yaşım kaçtı diye düşünecek pek vakit yok. Zaten düşünsen de çaresi yok. Kendini paralasan da, yaşından en fazla 8-10 yaş küçük gösterebilirsin. Ki bütün kitaplarımın özgeçmiş bölümüne koydum, google’layınca bile yaşım yazıyor. Biraz yaşımın insanı değilim evet. Ruhen o olgunlukta değilim, onu biliyorum. Zaten o ruh olgunluğunda, daha aklı başında biri; günde 14 saat, birileri gülsün diye masa başında yazmaz. Biraz çocuksuluk, biraz şuursuzluk bu.”
İş hayatına bakışı: Hayatında hiç para için çalışmadı. Çalışmanın vakit geçirmek için güzel bir yol olduğunu düşünüyor. “Bu meslek de zevkli bir meslek. Senaristlik ve köşe yazarlığı, yazarlığın farklı alanları ve kalem işi. Aslında hikâyelerimde varlıklı aileleri değil, İstanbul’u anlatıyorum. İstanbul da steril bir yer değil! Hangi mahalleye gidersen git, her sosyoekonomik seviyeden, her meslekten insanla tanışıyorsun. Bu bana harika geliyor, muhteşem hikâyeler çıkıyor. İstanbul’u da İstanbul yapan bu. Burası herkesin aynı tornadan çıktığı Cenevre değil. Bir tek oyunculuk benim için sivrilik. Galiba hayatta en büyük şımarıklıklarımdan biri oyunculuk yapmak. Yavaş yavaş o konuda yetiştiğimi ve yakında oyuncu olmaya başlayacağımı hissediyorum. Haluk Bilginer oyuncuysa ben kendime oyuncu diyemem. Tabii, henüz bir dizide oynayan, 25 yaşında arkadaşlarımız hemen ‘oyuncu’ oluyor ama bu gerçek bir meslek. Ben de bunu meslek olarak yeni elime almış biri değilim.”
Kaygıları: Kutuplaştıran ve ayıran, yaftalayan her söze, her davranışa fena halde takılıyor. “Türkiye Türk-Kürt, sağcı-solcu, İslamcı-laik diye ikiye ayrılmaz, öyle bir ayrılık yok. Sadece ‘bölme/ kutuplaştırma/şiddet isteyenler’ ve ‘istemeyenler’ diye ikiye ayrılır. İkinci grup çoğunlukta bu topraklarda. Ondan, her zaman umutluyum.”
Modayı takip ediyor mu? Dergi çıkardığı zamanlar daha çok modayla iç içeydi. Son yıllarda pek takip edemiyor.” İyi bir kombin için bir saat filan ayırmak lazım gibi geliyor bana. Onun için elbise artı çizme, elbise artı ayakkabı seviyorum. Gömlekti, ceketti, pantolonuydu, pantolonun bel yüksekliğiydi, onun kemeriydi filan, giremem o işlere.”
Hayatta en çok hangi tip insanlara katlanamaz? Kötü insan sevmiyor. Dedikodu yapan, yalan söyleyen, iftira atan, başkasına zarar veren, çalan, aldatan insanlara tahammülü yok. “Kötülüğün bugüne kadar kime faydası olmuş? Kötülük yapmak kadar salakça bir şey var mı? Semavi dinlerden yuva öğretmenine kadar sana hep aynı şey söylenmiş, e var bir hikmeti, iyi insan olsana kardeşim! İyi insan olduktan sonra her tür deliyle anlaşırım.”
En sevmediği özelliği ne? Son dakikacılık ve aşırı endişeli oluşu. “Ucunda ölüm var gibi pimpirik bir halim var. Aşırı endişe ve aşırı gerginlik yükü. Bu kendimde beğenmediğim değil, nefret ettiğim şey.”
Evde ne yapar? Evde en çok yazmadığı zamanlarda dinlenebiliyor. “Bazı günler şu an diziyi yazmak zorunda olmasam da evi baştan aşağı parke döşesem daha iyi diye düşündüğüm oluyor! Parke döşemek dışında yataktan film seyretmeye bayılırım mesela.”
Sosyal medya ile arası nasıl? İnstagram’ı kullanıyor, twitter hesabı yok. Sosyal medyanın gücü ve iletişim hızının farkında ama dejenerasyonunda çok olduğu görüşünde. Ayrıca, o kadar çok kişiyle iletişime geçecek zamanı ve enerjisi yok. “Twitter hesabı açsam, birisi bir soru soracak, Twitter hesabım yok, 15 adet sahte hesabım var! Bir tanesini 522 bin kişi takip ediyor ve çok fena aptal yerine konuluyorlar. Twitter hesabı açsam, birisi bir soru soracak, hadi otur cevap ver, sohbet uzayacak. Bunlardan yüzlerce olacak, cevap alamayan kırılacak küsecek, ohooo. Ben dizi yayınlandığı sürece haftada bir gün bile tatil yapamayan biriyim. Arkadaşlarımın telefon mesajlarına üç gün sonra cevap veriyorum ve bu konuda muhabbet malzemesiyim. Twitter’a nasıl yetişeyim! Ayrıca zaten sabahtan akşama kadar yazıyorum, bir de Twitter’a mı yazacağım?”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2003-Eyvah! Eski Kocam /Nilüfer
2004/2009 -Avrupa Yakası /Aslı Sütçüoğlu (Oyuncu/ Senarist)
2009 -Ah Kalbim (Konuk Oyuncu)
2012/2014 -Yalan Dünya /Deniz Alsancak (Oyuncu/Senarist)
2018/2020 -Jet Sosyete / Gizem Özpamuk- (Oyuncu/ Senarist)
SİNEMA FİLMLERİ
2005- Hırsız Var! /Binnur Ersöz
2009- 7 Kocalı Hürmüz /Safinaz
2017 -Aile Arasında / Mihriban (Oyuncu/Senarist)
SUNUCULUK YAPTIĞI YAPIMLAR
2015 -Komedi Türkiye / Jüri
2002/2004 –G.A.G. /Sunucu
KİTAPLARI
2003- Gayet Ciddiyim
2004- Hâlâ Ciddiyim
2005- Yolculuk Nereye Hemşerim?
2009- Velev ki Ciddiyim!
2011- Yazlık
2015- Memleketi Ben Kurtaracağım!
ÖDÜLLERİ
2005 -Altın Kelebek Ödülü /En İyi Kadın Komedi Oyuncusu /Avrupa Yakası
2006 -Altın Kelebek Ödülü/En İyi Kadın Komedi Oyuncusu/Avrupa Yakası
2012-Altın Kelebek Ödülü /En İyi Senarist /Yalan Dünya
2012 -Antalya Televizyon Ödülü /En İyi Komedi Dizisi Yardımcı Kadın Oyuncu / Yalan Dünya
2013 -Woman to Watch Ödülü / Sanat Lideri
2013 -Elle Style Ödülü /Yılın Kadın Oyuncusu /Yalan Dünya
2015 -Türkiye Gençlik Ödülü /En İyi Senarist / Yalan Dünya
2015 -CEFTUS Ödülü /Jüri Özel Ödülü
2017-GQ Man of The Year 2017 / Yılın Kadını
2018 -Magazin Gazetecileri Derneği Ödülü / Basın Meslek Onur Ödülü
2018 -Uluslararası İzmir Artemis Film Festivali Ödülü /En İyi Senaryo/ Aile Arasında
2019 -Bilkent Televizyon Ödülü /En İyi Komedi Kadın Oyuncu/Jet Sosyete