Hande Doğandemir: “Kadınlara, güzel olmayı dayatmak psikolojik şiddettir. Bizi izleyen genç kızlar, güzelliği sevilmenin tek yolu olarak görüyor. Bu çok tehlikeli. Oysa onlar, kendileri olarak çok değerliler…”
Sabah’tan İlker Gezici’nin röportajı…
‘Kaybedenler Kulübü’nün ilk filmi çok sevilmişti. Yedi yıl sonra gelen ikinci filme nasıl dahil oldunuz?
‘Kaybedenler Kulübü’nün ikincisinin çekileceğini duyduğumda, bir izleyici olarak heyecanlanmıştım çünkü ilkini çok sevmiştim. İlk filmin senaryosunu yazan Mehmet Ada Öztekin, bu kez filmi yönetiyor. Kendisi daha önce çalıştığım ve sevdiğim bir yönetmen. Beni aradı ve bu filmden bahsetti. İçinde olmak isteyeceğim bir projeydi. Okuma provasından sonra hızlıca gelişti her şey. Kadroya en son ben dahil oldum. İlkini severek izlediğim bir filmin devamında olmak çok güzel bir duygu.
Nasıl bir film oldu sizce?
Bir yol hikayesi ve ilkine göre duygusu daha ağır bir film oldu. Karakterlerin kendi içlerindeki yolculukla ilgili biraz…
Yol hikayelerini çok severim. O yüzden benim için yeri ayrı bir proje oldu. tatildeyken bile plan yaparım
Canlandırdığınız ‘Sevda’ nasıl bir karakter?
‘Sevda’, bir klinik psikolog. Birkaç arkadaşıyla Kadıköy’den kalkıp Olimpos’a gidiyor. Orada bir maceranın içine dahil oluyor. Aslında ‘Sevda’, o rock’n roll dünyaya uzak bir tip. Daha standart bir hayatı var ama aynı zamanda meraklı ve keşfetmek istiyor. O yolculuğa çıkmaya ve hayatıyla ilgili önemli kararlar vermeye ihtiyacı var.
Siz de ‘Sevda’ gibi düzen seven biri misiniz?
Ben de düzen severim evet, her şeyimin planlı olmasını isterim. Tatile giderken bile ne yapacağımı bilmem lazım. Çok spontane yaşayabilen biri değilim. Mesela set günü için saat vermediklerinde çıldırıyorum.
Kaçta, nerede olmam lazım; ona göre plan yapacağım derken bu hale geldim.
İçimde sakinliği yakaladım
Çekimler tatil mekanlarında yapılınca, set de sizin için tatil gibi olmuştur herhalde…
Yok ya hiç öyle olmadı! Bir ay boyunca bir kere denize girebildim. Çalışmaktan hiç vaktim olmadı. Çekim yaptığımız güzergah çok güzeldi. Fethiye, Olimpos, Bodrum, Seferihisar’ı gezdik. İki günde bir şehir değiştirdik.
Hiç bana göre değil bu; hiç düzen yok. Kaldığım otel odasını bile evim haline getiririm ben ama buna fırsatım olmadı. Yine de şahane bir ekiple çok keyifliydi her şey.
Filmdeki gibi rock’n roll tarzı var mı sizde?
Gençken vardı… O zamanlar daha asi oluyorsun ya, hayata bakışın da öyle oluyor. Çocukluğumdan beri rock müziği çok severim. Rock’n roll dünyasını halen seviyorum ama yaşam tarzım o değil. Dinlediğin müzikten giyim tarzına, oturduğun mekana kadar seni içine alan bir şey; ben de o rahatlığı seviyorum.
‘Gençken’ dediniz ya, ne değişti yıllar geçince?
Yaşla birlikte bir olgunluk geliyor, herkese olduğu gibi… Ben de içimde o sakinliği ve dinginliği yakaladım. Yine aynı heyecan ve tutkuyla yaşıyorum ama daha sakin olmayı öğrendim. herkes zayıf olmaya çalışıyor
Nasıl göründüğünüzü kafanıza takar mısınız? Güzellikle ilgili kaygılarınız var mı?
Ekran önünde olmanın belli sorumlulukları var ama bununla ilgili bir kaygım yok. Dış güzelliğin, iyi oyunculuğu belirleyen bir etken olduğuna inanmıyorum.
Ama maalesef bu dayatılıyor. Bir kadın olarak bunun ciddi bir psikolojik şiddet olduğunu düşünüyorum.
Epey ciddisiniz bu konuda…
Evet, işini iyi yapabilmenin kriteri fiziksel özelliklerden geçmemeli. Dış görünüş, fiziksel özellikler ve güzellik, tabii ki bir markanın yüzü olmak için önemli bir artı ama iyi oyuncu olmanın, mesleğinde iyi bir yere gelmenin yolu bu değil. Bizi izleyen genç kızlar var ve onlar sevilmek için tek yolun güzel olmak olduğunu sanmaya başladılar. Çok tehlikeli bir durum bu. Biz bir algı yönetimi yapıyoruz. Bir genç kızın sağlığı, psikolojisi sadece bu sebeple bozuluyor. Herkes güzel olmaya, herkes zayıf olmaya çalışıyor, bize dayatılan kalıplara girmeye çalışıyorlar ama hayatta değerli olmanın yolu bu değil ki… O çocuklara ‘Sen kendin olduğun için değerlisin’ fikrini öğretmemiz lazım.
KADINLAR SORUNLU ADAMLARI SEVİYOR
‘Kaybedenler’ diye tabir ettiğimiz, asi ve serseri adamlar genelde kadınları peşlerinde koşturur. Sizce kadınlar neden bu tür adamlardan hoşlanıyor?
Tuzaklı ve zor bir soru! (Gülüyor) Kadınların sorunlu ve zor adamları sevdiği doğru. Düzgün adamlar, galiba kadınlara sıkıcı geliyor. Nedenini bilmiyorum. Hayatta hep ulaşması zor olan şeylere karşı bir eğilimimiz var ya, belki bu daha çekici geliyordur. Kolay ve kontrolümüzde olanı tercih etmeyebiliyoruz.
Aşık olmak korkulacak bir şey mi sizce?
Hayır asla… Aşık olunca dünya değişiyor, her şey değişiyor.
Nasıl tarif edersiniz aşkı?
Bu kadar güçlü bir şeyi hissetmek çok kıymetli. Değeri bilinmesi gereken bir duygu. Çok insani bir şey ve insan olduğunu hissettiğin anlardan biri bence. O yüzden aşkı her şekilde yaşamak çok güzel bir deneyim.
Filmde yakınlaşma sahneleri de var. Bu sahneler sizi endişelendirdi mi?
Hayır, hikayede ne olması gerekiyorsa o şekilde çekildi. Mehmet Ada da oyuncunun işini kolaylaştıran, ona alan sağlayan bir yönetmen. O yüzden her sahne aynı ciddiyetle çekildi. Profesyonel bir ekiple çalıştığım için endişe edeceğim bir durum olmadı. İnanmadığım hiçbir işin içinde olmam zaten.
Filmde motosikletle dolaşıyorsunuz. Motorla yol almak nasıl bir his?
Başta ürkütücüydü ama çekim süresince o kadar çok motora bindim ki, alıştım. Motosiklet hiç ilgimi çeken bir şey değil ama onun da bir kültürü varmış. O dünyanın içine girmek enteresandı, hiç bilmiyordum.
SAĞ SALİM VATANIMIZA DÖNECEKLER
Ülke gündemini takip ediyor musunuz?
Bu ülkede yaşıyorum ve elimden geldiğince gündemi takip ediyorum tabii.
Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Operasyonu’yla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Aldığımız her kötü haber sonrası, kaybettiğimiz askerlerimizi ve onların ailelerini düşünemiyorum bile. İçimiz acıyor, kalbimiz sıkışıyor bu tür şehit haberleriyle… Mekanları cennet olsun, Allah hepsine rahmet eylesin. Allah ailelerine bol sabır versin. Temennim daha fazla canımız gitmeden, sağ salim vatana dönmeleridir.