Bölümün fotoğraflarında rüya sahnesi görünce, Yusuf’un pat diye ayağa kalkmasını ona yormuştum. Doğru düşünmüşüm, güzel bir sahneydi. Aksi takdirde 3 ay komada kalan bir hastanın bir anda hastane koridorlarında dolanmasını bekleyemezdik. Ve bugün sahneler ayrı bir güzeldi bence. Neslihan Yeşilyurt’u çok andım, reji enfes bir iş izletiyor bize.
Kürşat’ın ölümüne üzüldüm, Ali İpin’i izlemek ne büyük keyifti. Gizemli avukat Hilmi’nin geçmişinden ufacık bir perde aralandı. Tam da beklediğim gibi Hilmi, Kürşat’ın yanında büyümüş. Fakat aralarındaki ilişkinin bu kadar da tahmin edilebilir olduğunu sanmıyorum, Hilmi gizemini hala koruyor. Kürşat’ın ölümü Hilmi’ye yaramadı, bir bocaladı sanki. Sen kalk Tekin’i göstere göstere takip et, sonra da Neşe’yi görünce Tekin’i bir anda unut. Ya bir işi tam yap ya da hiç bulaşma Hilmi’cim, benden sana tavsiye. Öte yandan Hilmi ve Neşe’nin birlikteliğinde olmayan ama adını da koyamadığım bir şey var. Ne inanabiliyorum, ne de reddedebiliyorum. Hilmi gizemlerinden arınsa, bunun da adını koyabileceğiz bence.