Keremcem’in canlandırdığı Serkan karakterinin de zengin kız bulmak amacıyla Bodrum’un yolunu tuttuğuna dikkat çeken yazar, Duygu ile Serkan arasında yaşananları köşesine taşıyarak eleştirilerini sıraladı:
“Serkan (Keremcem) ve Cenk (Koray Erkök) bir oto tamircide çalışmaktadır. Serkan çocukluk aşkının onu değil parayı seçtiğini öğrenince bunalıma girer ve Cenk’in patronlarına posta koymasıyla soluğu Bodrum’da Naci’nin (Serhan Arslan) yanında alırlar. Tek amaçları kendilerini zengin gösterip zengin kız bulmaktır. Amaç aynı herkes ait olmadığı bir dünyanın içinde yalan söyleyerek birbirinin zenginliğinden yararlanmak istemektedir. Olaylar gelişir, bir barda Duygu ve Serkan tanışır. Bir sürü yalanla finale kadar bir arada kalırlar. Öyle saçma yalanlar söylerler ki, iş artık içinden çıkılmaz hale gelir. Kızların yalanı ortaya çıkacak mı soruyla ilk bölüm sonu oldu. Dizinin beni en çok rahatsız eden tarafı bu zenginlik vurgusunun neredeyse her diyalogda geçmesiydi. Anladık, herkes zenginliğin peşinde ama her saniye gözümüze sokulması bir süre sonra fazla geldi. Hikaye zaten Yeşilçam dokusunda ve yaz aylarında izleyebileceğimiz bir şekilde ilerliyor. Mahalle, ailelerin olaya dahil olma şekli, gençler, hayaller ve yalanlar iç içe geçip bir romantik komedi olarak aksa çok daha keyifli bir hal alacak. Ancak özellikle Koray Erkök ve Serhan Arslan oyunlarıyla fazlasıyla komediye kaçıyor. Daha doğrusu o evde yaşayan, o barlara ve plajlara gidip o cümleleri kuran ve öyle davranan kişilerin kimse yüzüne bakmaz. Zaten sahnede fazla kaçıyor. Yalancı oldukları o kadar belli ki, bunu anlamayan Duygu ve Burcu da salak durumuna düşüyor.”