Ana sayfa Oyuncu Biyografileri İpek Karapınar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

İpek Karapınar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

İpek Karapınar, 20 Mart 1984 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi oyuncusu ve müzisyen.

Adı: İpek Karapınar
Doğum Tarihi: 20 Mart 1984
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.65 m.
Kilosu: 54 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Açık Kahverengi
Saç Rengi: Kahverengi
Annesi: Ayşe Yılmaz
Babası: İbrahim Karapınar
Kardeşleri: Abisi var
Instagram: https://www.instagram.com/ipekkarapinar/
Evcil Hayvanları: Kedisi var

İpek Karapınar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 8

Çocukluk yılları: Çocukluk  yıllarına dair en güzel anılarında ‘bayramlar’  var.  “Her bayramda çocukluğum aklıma geliyor. Bayramlıklar, bayram hazırlıkları, Kadıköy’deki şekerciden şeker, kahveciden kahve alışverişi, annemin saçlarımı bigudilemesi, bayram sabahı heyecanı, kalabalık aile sofraları. Aile değerlerinin yaşatıldığı günlerdir bizim için bayramlar. Hâlâ ilk gün aile büyüğümüzün evinde toplanır, büyüklerinin ellerini öpmeye gideriz.”

Eğitim hayatı: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuvarında keman eğitimi aldı.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Köprü’ dizisinde canlandırdığı ‘Aslı Yazıcı’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? 2012 yılında ‘Ustura Kemal’ dizisinde canlandırdığı ‘Nihal’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Kuralcı, pozitif, enerjik, samimi, “Normalde kuralları seven bir insanımdır. Aynı zamanda yıkmayı da severim. Ama kendi ev düzenimde kuralları olan bir insanımdır. Tabi ki insanları rahatsız ve tedirgin etmeden. Her gün kocaman heyecanlarla uyanırım. Herkesin beslendiği tutkuları vardır, ben de doğadan çok beslendiğim için uyanır uyanmaz ‘Hangi deniz kenarına gitsem, beni iyi eder?’ diye düşünürüm. Annemin de böyle yetiştirmesi etken. Beynini nasıl şartlarsan öyle devam eder bu yüzden uyanışlarım mutlu oluyor ve gün içinde de devam ediyor.  Her şeyin enerjisine ve mucizesine inanıyorum. Her hangi bir konuda kendimi harap etmek, olumsuz duygulara yoğunlaşmak bencillik.  Sözümü  pek sakınmam. Ama karşımdakini de kıracak şekilde konuşmam. Öfkeyle kırıp dökenlerden değilim. Duygularım ön plandadır, önce iç sesimi dinlerim. Sonra etik ve herkes için doğru olana bakarım. Sürekli ve en çok kendimi eleştiririm. Kendimi hiç beğenmem. O kadar yorucu bir karakterim ki hep kendimle uğraşırım.”

Düşünce yapısı: Göz önünde olan bir meslek yaptığı için popülerliğin kaçınılmaz olduğunu düşünse de öncelikli hedefi tanınır olmak değil. “Popüler olmak işimizin bir parçası. Bunu yadsımıyorum. Ben yaptığım işin insanlara geçmesini istiyorum. Bunu evde tek başıma oynayarak yapamam. Popülerlik; siz iyi olduğunuz için yaşanan bir şey değildir. O yüzden popülerliğin yanında ya da içinde değilim. İnsanların beni tanımasından memnunum, o ayrı. Ama öncelikli hedefim bu değil. Doğamız gereği içimizde kötülük var önemli olan onları ne kadar ehlileştirdiğin. Bilerek asla kötülük yapmadım. Kırdığım insanlar olmuştur. Çok incelikli olmaya gayret etsem de bazen biraz sert tavır alırım. Fiziksel görüntüme çok takılmıyorum, dışarıda olana çok inanmıyorum. Ama içinizdekini de dışınıza yansıttığınızı düşünüyorum. Ama ilk baktığım yer dış görünüşüm değil. Zor biriyim. Bütün detaylar beni kocaman bir kaosun içine sokabilir. Konservatuarda 11 yaşından beri aldığımız eğitimle nasıl düşünmen gerektiğine ve disipline dair öyle koca koca temellerle büyütüldük ki. Hep en iyisini yapmaya endeksliyim. Detaylar beni agresifleştiriyor, katı hale getiriyor, ben de onları ehlileştirmeye çalışıyorum. İnsanın kendini tanıması çok önemli.”

Sette nasıl birisi? “Jest ve mimikler duygunun bir parçası. Her karakterin ön çalışmalarında, o karaktere bürünürken onun önceki yaşamını, boyunu, biçimini beyninde, bedenine uyguluyorsun. Ben de karakterde yansıtılması gereken duygular hangisiyse onu çıkarmaya çalışıyorum. Bu da demek ki insanlar tarafından beğeniliyor ki tutuluyor o diziler ya da oynadığım karakterler.”

Aşka bakışı: “Aşka çok kafa yorarım, her şey aşk benim için. Anlatmaya çalıştıklarımın içinde, her attığım adımda aşk var. Aşk olduğu için her şeyden bu kadar çabuk etkileniyorum. Aşkın bitişi beni yıpratır, çaresi de zaman olur. O ilişkinin bitme noktası neye müsaade ediyorsa onu yaşıyorum. Çok dipse, çok üzülmem gerekiyorsa da çok üzülüyorum.”

Hayata bakışı: Duygusal bir yapıya sahip ve duyguları çok değişken. “Başkalarının acılarını hissedebilecek farkındalıkla yaşamaya gayret ediyorum. Endişeler, kaygılar, acılar kafamı kurcalıyorsa onları süzgeçten geçirip huzurlu uyumaya gayret ediyorum. Zaman zaman depresyona da girerim ama o da benim tercihimle olur. Depresyon da benim için önemli. Ama boşu boşuna kendimi hırpalayacak bir hale sokmadım kendimi. Depresyondaysam hemen o halden çıkacak bir yol bulurum. Duygularım hep değişir, zaten karanlık tarafların olmadan, klişe olacak belki ama acıdan beslenmeden ne üretebilir ne de yaratıcı olabilirsin. Hayatın zorluklarına, acısına da izin veriyorum ve ‘Hemen bu duygudan çıkmam lazım’ demiyorum. Tabii ki beni yıpratacak ve hastalandıracak hale gelmesine de izin vermiyorum. Duygusal olduğum için beni depresyona sürükleyecek duyguları da yaşayıp bitirmek istiyorum. Bu durumu bazen oyunlaştırıyorum. Kendi içimde kendimi arıyorum.”

İpek Karapınar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 9

İş hayatına bakışı: Müzik eğitimi almasının oyunculuğuna katkısı olduğunu düşünüyor. “Ben Mimar Sinan Üniversitesi’nde konservatuvar okudum. Sadece müzik bölümü yok; orada konservatif bir eğitim aldık. Baleden oyunculuğa kadar. Yani biraz üstüne gitsem resim de yapabilirim. Birbirinden çok uzak şeyler değil. Her karakteri oynarken onun müziğini de duyuyorum ben. O ritim duygusu işime çok yarıyor açıkçası. Bu yönüm benim için avantaj tabi. Aslında bütün dünyada dizilerin izlenme oranı çok yüksek. Ve bir şekilde insanlar özellikle kendilerini buldukları karakterleri içselleştiriyorlar. Bu Türkiye’de aslında çok daha fazla. Bunun çok normal olduğunu düşünmüyorum. Neticede biz oyuncuyuz, işimizi yapıyoruz. Bizler ne Feride’yiz, ne Songül’üz, ne de Toprak’ız. Tabi ki içselleştirmeleri bizim onlara ne kadar iyi aksettiğimizi gösteriyor. Ama kötü bir karakteri oynadığında dışarda kötü muameleyle de karşılaşabiliyorsun ya da model olarak alanlar olabiliyor. Bunlar çok normal şeyler değil.”

Kariyer planı: Sevdiği işi yaptığı için kendisini çok şanslı hissediyor ve sürekli farklı karakterleri canlandırmak istiyor. “Şanslıyım ki sevdiğim işi yapıyorum. Her defasında farklı karakterleri oynamak çok güzel heyecanlar yaratıyor. Tüm karakterler bana tecrübe kazandırıyor. Şimdiye kadar keşke veya ‘Bu değil de şu olsaydı’ dediğim bir şey yapmadım. Şansım da yaver gittiği için hep mutlu oldum.”

Gelecek Hayali: Gelecekte albüm çıkarmayı çok istiyor. “Bir gün bu hayata geçecek olursa; şarkı söylediğim kısım enstrüman çaldığım kısımdan daha fazla olacak. Şu an net bir şey yok. Evrene mesaj yolluyorum, idealim bu.”

Evde ne yapar?  Boş vakitlerinde evde ailesi ve sevdikleriyle beraber vakit geçirmeyi, uzun uzun sohbet etmeyi seviyor. “Biz evde televizyon bağımlısı değiliz, televizyonu kapatır ve sohbet ederiz. Herkes gün içinde ne yaptığını anlatır, eleştirisini ve yorumlarını yapar. Ailemden ayrı yaşasam da ilişkimiz çok sıkıdır. Onun dışında evde olduğumda müzik dinler, kitap okur vaktimi verimli geçirmeye çalışırım.”

Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyayı kullansa da, gün içinde ara ara telefon detoksu yapmayı ihmal etmiyor. “Teknoloji sürekli hayatımızda. Akıllı telefonlar çıktıktan sonra sürekli kendimi telefona bakıyorken görüyorum. Fakat şöyle detokslar da yapıyorum. Örneğin eve gittiğim zaman çok önemli bir işim yoksa, mailime bakmam gerekmiyorsa kesinlikle telefonu elime almıyorum. Eskiden televizyonlar için aptal kutusu denirdi. Aslında akıllı telefonlar da şu anda aynı konumda. Sosyal medya kirliliği çok fazla. Çok fazla boş vakit geçiriyorsun. Ama tabi hayırlı durumları da var. Haberleri oradan okuyorum, bilgileri oradan ediniyorum. Aklıma gelen şeyleri oradan sorgulatabiliyorum. Ama gün içinde uzun süreli detokslar yapıyorum. Telefonla uğraşmamak gibi.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2006- Köprü / Aslı Yazıcı

2008/2010- Kurtlar Vadisi: Pusu/ Funda İlmen

2010- Küçük Sırlar / Arzu

2011- Zehirli Sarmaşık/ Sinem

2012- Ustura Kemal / Nihal

2013- Adını Kalbime Yazdım / Leyla

2013- Nöbet / Zeynep Alkan

2014- Hayat Yolunda / Dr. Yelda Güçlü

2015/2018- Kırgın Çiçekler / Feride