– Siz Mustafa’nın annesini canlandırıyorsunuz. Oynarken zorlandınız mı?
İlk kez, yaşamış bir insanı canlandırmak rolün zorlayan kısmıydı. Zeynep rolünden biraz korktum açıkçası. Hem hazırlanmak için kısa sürem vardı hem de yaşamış bir insanın tekrar beyaz perdeye yansıması ayrı bir sorumluluk. Anlaşmayı yaptım, 10 gün içinde çekimler başladı. Malatya Film Festivali’nde jüri üyesiydim, günde üç film seyrediyordum, gece gelip senaryo ezberliyordum. Yönetmen Kemal Uzun’un pozitifliği, işine olan aşkı, oyuncuyla kurduğu müthiş insani diyaloglar beni rahatlattı. Kemal Uzun en büyük destekçimdi.
– Ekranda bir süredir yoksunuz. “Keşke oynasaydım” dediğiniz diziler var mı?
İki favori işim var, ikisinin de içinde olmak isterdim. Ama şu anki mevcut halleriyle oynayabileceğim karakterler yok, yeni bölümlerde olsa keşke.
– Hangileri?
‘Diriliş Ertuğrul’ ve ‘Hayat Şarkısı’. Dönem işlerinde çalışmayı sevdiğim için öncelik ‘Diriliş’ olurdu.
‘Hayat Şarkısı’nda özellikle Ahmet Mümtaz Taylan, bir oyunculuk resitali sergiliyor. Tanışmıyoruz ama karşılaşsam gidip hemen tebrik ederim. Hülya Darcan’ı da Hayma Ana karakterinde hayranlıkla izliyorum. İki proje de her anlamda yıldız işler.