İstanbullu Gelin’in rüzgârı maziden
Büyük aşklar büyük atışmalardan başlarmış derler… Bazı diziler için de geçerli galiba bu söz. İlk bölümünde çokça eleştiri alan kimi işlere bakıyorsunuz devamında izleyicinin gözbebeği olmuşlar. Esma Sultan ve oğulları çerçevesinde macerasını başlatıp gelinleri olaya dâhil ederek gelişen İstanbullu Gelin ’ de bu sınıfta yer alanlardan. Oyuncu uyumu, konusu derken detaylarına kulp takanlar nedeniyle ancak 16’ıncı sıradan gösterebilmişti yüzünü. Sonrasında beşinciliğe kadar yükselebildi. Gerçi arada birkaç sıra oynamaları yaşıyor ama çizgisini bu noktada tutturdu gibi.
Son bölümüyle ‘Aşk ve Mavi’nin birinciliğe kurulduğu Total’de dokuzuncu, AB’de üçüncü olarak hitap ettiği kesimi gösteren dizinin bu performansında Özcan Deniz faktörü önemli bir yer tutmakta. Bununla birlikte erkek oldukları için oğullarına koskoca bir alan veren, Boran yetiştirme merkezinin başı Esma Sultan’ın otoriter anneliğini alabildiğine renkli ve çarpıcı bir biçimde sunan İpek Bilgin’in ağırlığının payı da büyük. Yanı sıra ilk bölümün acemiliğinin atılmasının ardından Aslı Enver-Özcan Deniz ikilisine alışılması ve her karakterin yerli yerine oturmuş olması diziyi sevimlileştirirken içeriğin tüm kusurlarını öteleyerek izlenir kılmakta.