Defne’den Ömer’i çıkarırsak ne olur peki?
Siner bir köşeye yavru bir kedi misali, sessiz sessiz ağlar Defne. Kendi için, ama daha çok Ömer için ağlar. Susar Defne, bakmaz görmez olur. Onu dört kişilik hayatından çekip alan, hayatı sadece mücadele etmek olduğunu sandığı yerden çıkartan adam olmadan, kimsesiz kalır yine Defne. Sadece sevdiği adam mı sandınız Ömer’i? O aslında Defne’nin güvendiği dağ. Abisi var, ama yıllarca Defne’nin eline bakmış (son dönemde aklı başına geliyor yavaş yavaş, Nihan yaradı Serdar’a). Anneanne, ekmek arası deseniz belki biraz dert ortağı ama fazlası değil. “Bazen insan olduğunuzu unutuyorum” diyor Defne, çünkü yıkılmaz, yenilmez görüyor Ömer’i. Defne’nin süper kahramanı aslında Ömer (o yüzden yanına yakıştıramıyor kendisini bir türlü, yetersiz görüyor kendisini ya da kendi değişiyle “milyonlarca insanın arasından seçilmiş gibi”). O yüzden, Ömer merdivenlere çöktüğünde canından can gitti Defne’nin. Sevdiği adam çöktü merdivenlere, yıkılmaz, yenilmez gördüğü adamın aslında yenilmez olmadığını sadece insan olduğunu gördü. Bu işlemin sonucuda Ömer’in ki gibi, iç açıcı değil bu saatten sonra. Defne’nin annesinin gidişini anlattığı anı hatırlar mısınız? “Dizilmişiz böyle üç kardeş terk ediliyoruz” elbette Ömer’i çıkartmak bir annenin gidişiyle kıyaslanmaz. Ama bu işlemin sonucu, o zamandan sonra hayatında kendini teslim ettiği en güvenilir kollardan düşmesi olur Defne’nin. Defne için şu anda ÖÖ (Ömer’den önce), ÖS (Ömer’den sonra) yok, çünkü Defne aynı Defne. Ama bir gün Defne Ömer’siz kalırsa işte o zaman olur ÖÖ-ÖS.
jhun arch / ranini.tv