Ömer’i o kadar iyi anlıyorum ki aslında. Kafasını nereye çevirse bir anısı var. Bazı insanlar bu şekilde davranırlar. Hayat devam ediyor, ben güçlüyüm derler. Halbuki gerçekler ile yüzleşmek istemeyecek kadar korkaklardır. İşte Ömer bu yüzden çıldırmış gibi işlerin peşinde. Ve Ömer’in daha çok sevdiğini hatta bu ilişkide en çok seven taraf olduğunu söyleyebilirim. İnsan ya da şöyle düzelteyim çok seven insan, belleğinde hep güzel şeyleri hatırlıyor. Daha biraz önce esip gürleyen Ömer Efendi, Defne denilince aklına mutlu olduğu anıları geliyor. Ömer yüreğini çoktan Defne’nin avcuna teslim etti, korkmayın Defne de sıkı sıkı tutacak sadece el değiştiriyor. Yemekten önce Ömer’in suyunu dolduran, aç karnına içme çarpar diyen Defne, “ben gelemiyorum beni idare et” diyen Ömer hiç ayrı kalırlar mı birbirlerinden? Beni asıl üzen nokta ise röportajda özel hayata sorusuna verdiği cevaptı. Tabii ki, “bakın hanımefendi bizim Defne…” diye destanlar anlat demiyorum ama yakışmadı. Sana hiç yakışmadı. Geçmişini sevmeyen, yokmuş gibi bir çırpıda üstünü kapatan Ömer beni kırdı. İçinde hala özenle sakladığın, sevdiğin kadının hatırasına saygısızlık ettin. Geçmişine saygı duymayan insanlara tahammülüm yok, olan biteni bu kadar harcamanın gereği yoktu. Hani sordun ya Sadri Usta’ya “Ben mi abartıyorum” diye, bu kez evet Ömer, üzdün. Bunun rövanşını bekliyorum senden.
Kiralık Aşk’ta Defne ve Ömer susuyor, izleyici çıldırıyor
559
Önceki gönderi