Televizyongazetesi/Detay
Günlerdir Müge Anlı’da konuşulan Meryem Tanhal ve kızı Melike’nin 10 yıl önce kaybolmasının ardından canlı yayına bir süredir katılan ailenin iddiaları yine havada uçuştu.
Damat Tuncer, son olarak kayınvalidesi Havva Hanım’ın telefon konuşmasından kızı Meryem’i öldürdüğü ve oğlu İsa’nın gömdüğü itirafını duyduğu şeklinde bir iddiada bulundu.
Tuncer, İzmit’te program ekibiyle gitti bir yerde Meryem’in cesedinin gömülü olduğunu öne sürdü. Kızı Melike Tanhal’ın cenazesinin de gösterilen yerde olabileceği düşünülüyor.
Canlı yayında yapılan bu iddianın ardından Kocaeli Emniyet Müdürlüğü harekete geçti ve ihbar kabul ederek bahsedilen bölgeye ekipleriyle gitti. Kadavra köpeği Melon ve iş makineleriyle, anne ve kızın gömülü olduğu düşünülen yerde arama çalışmaları başladı.
Ölen Meryem Tanhal’ın oğlu Recep ve Damat Tuncer’in oğlu Enes’te cinsel istismar izleri:
Atv’de yayınlanan Müge Anlı İle Tatlı Sert programında bir süredir işlenen Meryem ve kızı Melike Tanhal’ın ortadan kaybolması olayında dehşete düşüren raporlar ortaya çıktı.
Damat Tuncer, kayınvalidesi Havva Hanım’ın kızı Meryem Tanhal’ı öldürdüğü ve oğlu İsa ile birlikte gömdükleri iddiasında bulunarak İzmit’te Müge Anlı’nın ekibiyle yer keşfi yapıldı.
Havva Hanım, damadının suçlamalarını reddederken, herkesin sabrını taşıran bir soğukkanlılığıyla oturması ise dikkat çekti.
Müge Anlı, “Bir kadının bu kadar duygusuz olabileceğini Emine ve ikinizde gördüm. Senin 6 yaşındaki torunun bir fotoğrafı bile yok elinde. Yıllar sonra akrabaların sana fotoğrafı gönderiyor. 10 yıl sonra torununun fotoğrafını görüyorsun, gözlerim dolu dolu oldu,burada kadınlar ağladı. Sende hiç bir şey yok. Sen gayet güzel nefes alıyorsun ama bu iki kız ölmüş ne yazık ki!” diye konuştu.
AİLENİN KAÇIRILDIĞI İDDİA EDİLEN OĞLU ENES’TE CİNSEL İSTİSMAR VE İĞNE İZLERİ:
Anlı, Emine ve Tuncer’in 2008’de Eyüp Sultan’da kaybolan çocukları Enes ile ilgili raporu açıkladı. Emine hanım, oğlunun kaçırıldığını söyleyerek teyzesi Emine Hanım’ı suçlamış, mafyaya karıştılar şeklinde iddialar ortaya sürmüşlerdi.
Enes ile ilgili raporu açıklayan Müge Anlı, şunları söyledi: “Her iki kalçada 3’er adet iğne izi mevcut. Çocuğun cinsel istismara uğradığına dair belge çıkarıyor. Sonra bu çocuk ameliyat ediliyor. Bir apse görünüyor kalçasında. Yabancı cismin enjeksiyon iğnesinin ucu olduğu, kalça apse yaptığı için ameliyat edinmiş. Yabancı cisim operasyonu yapılan 4 yaşındaki çocuğa, fiili livata şüphesiyle çocuk cerrahisinde olay takip altına alındı.”
“Biz onu açığa çıkarttık” diyen Emine Tanhal’ı azarlayarak “Neyi açığa çıkarttın be! ” diyerek sert çıktı.
10 yıl önce kaybolan Meryem’in oğlu Recep de geçtiğimiz günlerde canlı yayına katılmış ve yetiştirme yurduna gitmeden önce kardeşi Melike ile birlikte evde enişteleri tarafından işkence gördüklerini, aç bırakıldıklarını anlatmıştı. Aile bu iddiaları yalanlamıştı ancak Müge Anlı, Recep ile ilgili o dönemde hastanden alınan raporu açıkladı.
Anlı, “9 yaşındayken cinsel saldırı, fiziksel saldırıya uğradığı açıklandı. Her iki el bileğinde 5’er tane enjeksiyon izi. Genital bölgede enjeksiyon izi. Sırt bölgesinde çok sayıda yara. Çocuk perişan, yine iğne izleri” ifadesini kullandı.
Tuncer ve Emine’nin tavırlarına sinirlenen Müge Anlı, “Sen ne diyorsun. Bu çocuklar senin yanındaydı. Şimdi herkes bağlanıp senin enjeksiyonla çocukları korkuttuğunu anlatıyor” diyerek sert tepki verdi.
“Ellerim titriyor” diyen Müge Anlı, “Bu iki çocuğun arasında bağlantı kurulamamış. Eğer senin çocuğunla, baldızının çocuğunun senin yanında olduğu bağlantısı kurulamamış” diye konuştu.
Meryem Tanhal’ın kız kardeşi Emine Tanhal ve enişte Tuncer, iddiaları reddederken, Havva Hanım, “Benim onlardan haberim yok” diye konuştu.
Torunlarının uğradığı zulümleri duymasına karşın anneanne Havva Hanım’ın tüm bu açıklamalara karşın tepkisiz kalması, herkesi isyan ettirdi.
Aile, hala başkalarını suçlamaya devam ederken, canlı yayına ilk kez katılan ve ailesi ile 10 yıldır görüşmeyen teyze Emine Hanım ise göz yaşlarına boğuldu.
Teyze Emine Hanım, ailesinin kendisi ve çocuklarını da yıllar önce tehdit ettikleri, korkuttuklarını, çocukları görmeye gittiklerinde perişan halde olduğunu gördüğünü ama hiç bir şey yapamadığını anlatmıştı.