Nur Fettahoğlu, 12 Kasım 1980 tarihinde Duisburg Almanya’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Nur Fettahoğlu
Doğum Tarihi: 12 Kasım 1980
Doğum Yeri: Duisburg/ Almanya
Boyu: 1.69 m.
Kilosu: 54 kilo
Burcu: Akrep
Göz Rengi: Yeşil
Annesi: Fatma Fettahoğlu
Babası: Sinan Fettahoğlu
Eşi: Levent Veziroğlu
Çocuğu: Elisa Güzin Veziroğlu
Kardeşleri: 4 kardeşi var
Instagram: https://www.instagram.com/eclipsnf/
Evcil Hayvanları: Kedisi var.
Ailesi: Aslen Rizeli, baba tarafından Arnavut kökenli Giritli, anne tarafından ise Kosovalı. Babası mimar, annesi ev hanımı. Almanya’da dünyaya geldi. Türkiye’ye kesin dönüş yaptıklarında henüz üç yaşındaydı. Beş kardeşin dördüncüsü. Türkiye’ye döndüklerinde yerleştikleri Beşiktaş, Yıldız’daki evde, çocukluğunun tadını çıkara çıkara büyüdü. 2013 yılında iş insanı Levent Veziroğlu ile hayatını birleştirdi. Çiftin, Elisa Güzin adında bir kızı var.
Çocukluk yılları: Çocukluğu geniş bir aile ve kardeşleriyle, zorluklara rağmen eğlenerek ve dolu dolu geçti. Sokakta oynayan, mahalle arkadaşları olan çocuklardı. Oyunculuk çocukluk hayaliydi. “Okul eve çok yakındı. Aile apartmanıydı bizimki; beş kardeş, üç kuzen, hepimiz aynı okuldaydık. El ele tutuşup birlikte giderdik okula. Şu anda çocuğum bunu yaşayamayacağı için çok mutsuzum, artık adım atarken korkar olduk. Aslında oyunculuk çocukluk hayalimdi. O zamanlar oyunculuk diye tabir etmiyordum ama daha küçücükken kardeşlerimle birlikte skeçler, taklitler yapardım. Okuldaki tiyatro grubuna da katılmıştım. Erken çocukluğumdan beri hayal ettiğim, hep olmak istediğim bir şeydi kısacası.”
Eğitim hayatı: Haliç Üniversitesi’nde Moda Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Benden Baba Olmaz’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinde canlandırdığı ‘Peyker’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Güçlü, savaşçı ve gerektiği yerde, gerektiği kadar inatçı, kuralcı, neşeli, eğlenceli.
Sosyal: İşten arta kalan zamanlarında tüm vaktini kızı ve ailesiyle geçirmeye çalışıyor. “Kızımı özlüyorum, bu nedenle set dışında tüm vaktimi kızımla geçirmeye çalışıyorum. Halen daha plan yaptığım ancak yoğunluktan gidemediğim bir dolu oyun var, sergi var. Ayrıca seyahat edip arınmayı da çok severim.
Düşünce yapısı: İşine saygı duyuyor ve başarılı bir oyuncu olmak için elinden geleni yapıyor. “Her şey işine saygı duymakla başlıyor. İşine saygı duyarsan okursun, öğrenirsin, araştırırsın, gezersin, bizzat yaşarsın. ‘Ben oldum’dediğin noktada, ‘işim beni tanımlıyor’ dediğin noktada heyecanını yitirir ve gerilemeye başlarsın. Özetle, hep ileriye gitmek ve gelişmek en önemli unsur.”
Mutluluk kaynağı: Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu düşünüyor ve bundan mutluluk duyuyor. “Çok fazla kalıp var hayatımızda: Sen bunu oynarsın, sen bunu yaparsın, senden artık bir şey olmaz, sen çok yaşlandın, kırışığın var. Hayır, ne münasebet. Her yaşın ayrı güzelliği var. Yeter ki bunun kıymetini bilelim, kendimizle barışık olalım. Ben buradayım, buyurun etimden, sütümden, yünümden faydalanın, diyebilmeli oyuncu her yaşında. Artık alan tanınıyor, bu da nihayet artık bakış açımızın genişlediğini gösteriyor. Çok mutlu ediyor beni bu durum.”
İlk sinema filmi: Zübeyr Şaşmaz/ Kurtlar Vadisi: Filistin
Aşka bakışı: Aşk, kaybolma hali. Zamanı unutmak, nasıl geçiyor bilmemek ya da tam tersine, belli bir ana ulaşmak için zamanın nasıl geçeceğini bilememek demek. Fedakar bir aşığım. Hayatımın merkezine aşık olduğum kişiyi yerleştiririm. Aşkın tanımı içerisinde bunun olduğuna inanıyorum. Kalbiniz ve aklınız onda değilse, zaten hissettiğiniz aşk değildir. Aşkı kendi içimde yaşarım. Sevdiğimin bilmesi ve onun da bana aşık olması yeterli.”
Hayata bakışı: 30’lu yaşlarını çok seviyor, Algısının en açık, hayata başka gözlerle baktığı, değerlerine ve dostlarına daha çok sarıldığı bir dönemde. “Yelkenlerimi açtım, kendimi rüzgara bıraktım, ılıklığında ve huzurla seyir halindeyim. Yaşadığım ve yaşayacağım her şeye minnetle, hayatın tadını çıkartma, kendimi fark etme evresindeyim.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuk olmazsa olmazı, mesleğini yapmadığı zaman kendini eksik hissediyor. “Oyunculuk benim için, kamera karşısında olmak; ifade etmek, anlatmak, anlamak, özgür olmak, kucak açmak, sarılmak, aşık olmak, el uzatmak, fark etmek ve bazen teslim olmak demek; tüm duyguları bir plana sığdırmak demek. O yüzden iyi hissettiriyor.”
Kariyer planı: Her daim farklı karakterleri, onu geliştirebilecek rolleri oynamak istiyor. Proje seçiminde sadece karaktere değil, nasıl işlendiği ve nasıl bir ekiple hayata geçirildiğine de önem veriyor. “Aslında projeleri belirli bir şeye bakarak seçiyorum demek doğru olmaz. Birçok karakter geliyor önüme ama gördüm ki ben, önünde sonunda en çok derdi olan karakterleri seçiyorum. Onları anlamak, içindeki güçleri açığa çıkarma süreçlerini yaşamak, hayata tutunmalarını izlemek. En temelinde okuduğum anda beni içine çekmesi gerekiyor karakterin. Hak vermem, bazen kızmam, anlamam, üzülmem, sevinmem, karakterin arka planını özümsemem demek. Bunu yapmadan sete çıkmak zor. Ayrıca sadece karaktere değil, çerçevenin bütününe de bakmak gerekiyor. Çünkü oyunculuk bir etkileşim işi. Bu bütünü anlamadığın ve ona tepki göstererek kendini konumlandırmadığın zaman iş savrulmaya başlar. Zor karakterleri oynamayı istediğimi hep söylerdim, sonunda ‘Fi’ de ‘Billur’ rolüyle birlikte kısa da olsa öyle bir karakteri oynamış oldum. Oynamak istediğim karakterlerin bir sonu yok, belirli kalıplarla sınırlayarak kısıtlamak istemiyorum açıkçası.”
Gelecek Hayali: Hayaller motive edici olsa da anda yaşamayı, anda kalmayı daha doğru buluyor. “O nedenle gelecekte şu ya da bunu istiyorum diyemem; hem ailem hem de işim için bu iki durum arasındaki ideal dengeyi kurmaya çalışıyorum. Aurası ekranın ötesine geçebilen oyunculardan biri olmayı diliyorum.”
Anne olmak hayatında neyi değiştirdi? “Anne olmak hep bir adım önde olmayı gerektiriyor. Çok büyük bir sorumluluk, her geçen gün de artıyor bu sorumluluklar. Üstelik beyninin her daim çalışması, bir dakika bile ara vermeden, sürekli olarak olumlu – olumsuz her şeyi bir arada düşünmek ve tedbirli davranmak gerekiyor. Aslında geleceği ve geçmişi bir arada yaşamak. Bu işin bir formülü yok elbette, bazen kendini sorguluyorsun: ‘İyi bir anne miyim, kendimle mi çelişiyorum?’ gibi soruların da oluyor aklında. Ancak, her şeyi unutup sadece bebeğini yaşadığında tarifsiz bir huzur ve mutluluk hissediyorsun ve onun varlığı her gün şükrettiğin bir olguya dönüşüyor.”
En çok neye sinirlenir? Yalana tahammülü yok. “Biri yalan söylediği zaman üzerini çizerim.”
Kimlere hayranlık duyar? Dünya çapındaki oyunculardan, Cate Blanchett, Meryl Streep ve Lupita Nyong’o ile aynı sahneyi paylaşmak isterdi.
Erkekte çekicilik kriteri: Duygularını en derinine kadar yaşadığı için aşık olacağı erkekte aradığı en önemli özellik, güvenilir olması.
Hangi durumlarda kendini eleştirir? Kendini fazla eleştiriyor ancak zamanla bu özelliğini törpülemeyi başardı. Kendimi biraz fazla ‘döverim’. Ama işe yarıyor. Önceleri bu eleştiri yıpratıcı olabiliyordu. Neredeyse anka kuşu misali, içimde kendimi yakıyor, sonra küllerimden yeniden var etmeye çabalıyordum. Artık, Nur’a daha yakınım, onunla savaşmak ve sürekli mücadele etmek yerine ona hak verip, onunla hareket ediyorum.”
Takip ettiği diziler? Game of Thrones ve True Detective vazgeçemedikleri. Jonathan Strange and Mr. Norell ile Sense 8’i de takip ediyor.
Formunu nasıl koruyor? Sağlıklı besleniyor, bol su içiyor ve vakit buldukça spor yapıyor. “Sağlıklı beslenip spor yapmak beni zinde hissettiriyor. Öte yandan, huzur ve mutluluk insanın enerjisini değiştiriyor; bunun da pozitif dışavuruma dönüştüğüne inanıyorum. Huzurlu ve mutlu olabilmek de çaba gerektiren bir şey. Gündelik hayatta en ufak şeyi bile kafamıza takabiliyor, dert edinebiliyoruz, zihnimiz bazen bize bunu öğretmiş oluyor, bu öğrenim kalıplarını kırmak, pozitif bakış için gerekli. Bunun dışında en temelde cildimi temiz tutmaya özen gösteriyorum.”
Modayı takip eder mi? Kendine yakışanı giymeyi tercih ediyor. Stilini, sade, doğal ve feminen olarak tanımlıyor. “Açıkçası, moda bir ifade tarzı, hayat tarzının bir göstergesi. Estetik olan, incelikli işlere zaafım yok değil tabii, ama genel geçer bir kavram olarak çok ilgilendiğimi söyleyemem. En son ne zaman ‘bu şu anda moda’ diye bir şey alıp giydiğimi hatırlamıyorum. Gündelik hayatımda olabildiğince sade ve pratik giyiniyorum. Ama tabii oynadığım karakterler sayesinde renkleniyorum!”
Beğendiği yabancı yönetmenler? Almodovar, Stanley Kubrick, Martin Scorsese ve Alejandro G. Inaruttu.
TELEVİZYON DİZİLERİ
2007-Benden Baba Olmaz /Tülay Cenk
2007 -Gönül Salıncağı /Aylin Arısoy
2008/2010-Aşk-ı Memnu /Peyker Yöreoğlu Önal
2011/2014-Muhteşem Yüzyıl /Mahidevran Sultan
2014/2015 -Hayat Yolunda / Doç. Dr.Şafak Günay
2015/2016 -Filinta /Süreyya
2017/2018-Fi /Billur
2017/2018 -Payitaht: Abdülhamid /Abhaz Prensesi Efsun
2018 /2019-Bozkır/Dilara Eroğlu
2019-Kardeş Çocukları /Umay Karay
2020- Babil/ Eda
SİNEMA FİLMLERİ
2011-Gişe Memuru /Kadın
2011 -Kurtlar Vadisi Filistin /Simone Sinema filmi
2018- Deliler Fatih’in Fermanı / Alaca
2020- Benden Ne Olur / Harika Bal
ÖDÜLLERİ
2011-Ayaklı Gazete TV Yıldızları /En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu /Muhteşem Yüzyıl
2012-Ayaklı Gazete TV Yıldızları /En İyi Dönem Dizisi Yardımcı Kadın Oyuncusu/ Muhteşem Yüzyıl
2013 -TUROB Başarılı Türk Dizileri /Teşekkür Ödülü /Muhteşem Yüzyıl
2013-Ayaklı Gazete TV Yıldızları /En İyi Dönem Dizisi Yardımcı Kadın Oyuncusu / Muhteşem Yüzyıl